Madison square garden tradutor Espanhol
209 parallel translation
Tatlım, Snow "Madison Spor Salonunda" dün gece öldürüldü.
Cariño, anoche mataron a Snow en el Madison Square Garden.
Şu andan itibaren tek işlevin faturaları ödemek. Hayır, hayır. Oldukça sade bir düğün olacak.
Las bodas, o se limitan a la familia o se hacen en el Madison Square Garden.
Düğünler ya aile bireyleri ile sınırlı olur ya da Madison Square Garden'da düzenlenir.
Gracias. - ¿ Qué tal Sr. Banks? - Bien y usted.
Ne bir Lindy's, ne bir Madison Square Garden ne de bir Yogi Berra var.
Ni Lindy's. Ni Madison Square Garden. Ni Yogi Berra.
- Araç 208, Madison Square Garden'da boştayım.
- Jive 208 Libre en el Madison Square Garden.
Madison Meydanında senin için herşeyi hazır edeceğiz.
Preparariamos todo en el Madison Square Garden.
Amerika her şeyin en büyüğüne sahip, cüceleri bile sizden uzundur.
Madison Square Garden. América es tan grande, que deben andar escasos de enanos.
Ancak beni Madison Square Garden'a verirsen memnun olurum.
Cuando me ofrezca el Madison Square Garden, estaré conforme.
Beyler hiç Garden'a gittiniz mi?
¿ Han estado alguna vez en el Madison Square Garden?
Teklifler... İngiltere, Japonya, Avustralya, Madison Square Garden...
Ofertas de Inglaterra, Japón, Australia, el Madison Square Garden...
Madison Square Garden'daki altı günlük bisiklet yarışlarını seyredeceğiz.
Pero no estaremos aquí 6 días.
En büyük zaferlerim Milan'da, La Scala'da ve Madison Meydanı Bahçesi'ndeydi.
Mis más grandes triunfos fueron en La Scala en Milán y el Madison Square Garden.
- Çok kalabalık bir aileden geldim ve akşam yemeğinde, Evet, biliyorsunuz, Madison Square Garden gibiydi
Vengo de una familia muy grande y, a la hora de cenar, era como el Madison Square Garden.
Ve şu işe bak... Madison Square Garden'a çıktığımızda... bana o düştü.
Y cuando llegamos al Madison Square Garden sí que me tocó.
Biliyor musunuz, ben onu televizyonda görmüştüm. Karımla ben, Madison Square Garden'da bulunduğunuz sırada.
Ah, lo vi en television con mi esposa cuando estaba en el Madison Square Garden.
Bu ana kadar gözlemlediğim en önemli olay Mick'in doğum gününde Madison Square Garden'da verilen konserdi.
Fue el acontecimiento más carismático que he cubierto desde... el cumpleaños de Mick, cuando los Stones tocaron en el Madison Square Garden.
Tanrım, bu nedir? Madison Square Garden, hesabı mı?
Dios ¿ qué es esto, la cuenta del Madison Square Garden?
- Madison Square Garden'ı duydun mu?
¿ Ha oído hablar del Madison Square Garden? No.
Cadde yarın Madison Square Garden.
Mañana, el Madison Square Garden.
Madison Suare bahçesini bitirdi. Sonra şeye gidecek...
Recién termina las vacaciones en el Madison Square Garden, luego va a...
Sorun şu ki Nick ve ekibi gösterinin sadece Madison Avenue caddesindeki Madison Square Garden gösteri merkezinde fazla bir başarı beklemiyorlar.
Lo malo de los "Nick's" es que muchos de sus jugadores piensan sólo en el "Madison Avenue" y muy pocos en el "Madison Square Garden".
Ve siz aniden bu korkunç hikayeyi hatırladınız... olaydan üç yıl geçtikten sonra, kocanızın Madison Square Garden'da... Bay White ile karşılaşma olasılığının çok yüksek olduğunu bildiğiniz bir akşam... bunu kocanıza anlatmaya karar verdiniz?
¿ Y de repente recordó aquella terrible historia y decidió contárselo a su marido tres años más tarde la misma noche que usted sabía que iba a encontrarse con el señor White en el Madison Square Garden?
Madison Square Garden'a hoş geldiniz.
Bienvenidos a Madison Square Garden.
Madison Square Garden'a ve dünya ağır siklet şampiyonasına hoş geldiniz.
Bienvenidos a Madison Square Garden... ¡ y a la pelea por el campeonato mundial de peso completo!
Bu sabah Madison Square Garden'da iki güreşçinin ölü bedenleri bulundu.
- Hallaron los cuerpos de dos luchadores en el Madison Square Garden.
Madison Bahçesi'ni düşün.
Piensa en el Madison Square Garden.
- Madison Square Garden.
A Madison Square Garden.
7 Temmuz'da, bu beş kardeş, tek gecelik konserler yaz turnesine Madison Square Garden'da başlayacak.
El 7 de julio estos cinco hermanos empezarán su gira de verano... en el Madison Square Garden.
- Şuna bak. Madison Square Garden.
- Éste es el viejo Madison Square Garden.
Madison Square Garden ya da Yankee Stadyumuyla başlayabiliriz.
Podríamos empezar en el Madison Square Garden. O en el Yankee Stadium.
Madison Square Garden'dayım.
Estamos en el Madison Square Garden.
Madison Square Garden'ın yöneticisi için çalışıyorum.
Trabajo para el director del Madison Square Garden.
Az evvel ömür boyu seks şansını çöpe attım ve Madison Square Garden'da saha kenarı bedava bilet şansını.
Acabo de tirar por la borda una vida entera de sexo libre de culpa y entradas para cualquier evento deportivo en el Madison Square Garden.
Yarın Madison Square Garden'ın önünde buluşalım.
Te veré mañana. Frente al jardín de la 33 y la octava.
Bunu kazanırsam beni profesyonel yapacak. Madison Square Garden.
Si gano, me hará profesional ¡ Madison Square Garden!
Geçen hafta dini bir toplantı varmış. Piskopos Sheen öyle bir vaaz vermiş ki, 10 bin kişi Katolik olmuş.
El fin de semana pasado en el Madison Square Garden el Arzobispo Fulton Sheen dio un discurso y 10.000 personas se convirtieron al catolicismo.
Madison Square Garden'da boş yer bırakmazdın.
Podrías agotar las entradas del Madison Square Garden.
1943 kışında, 15 yaşındayken, Bahamalardan New York City'ye gelmiş. 50 ve 8. caddenin köşesindeki eski Madison Square Garden'ın otobüs garındaki paralı tuvalette yatıp kalkmış.
En 1943 se fue de las Bahamas a Nueva York, a los 15 años, y vivió en los aseos de la estación frente al Madison Square Garden.
En iyi hakemlik yapabileceğim yer New York'daki Madison Square Garden.
El mejor lugar para ser árbitro es el Madison Square Garden en Nueva York.
Madison Square Garden organizasyona dahil olan herkes orada hazır bulunacaktı.
Toda la organización del Madison Square Garden va a estar ahí.
Madison Square Garden çevresinde serseri kurşunlar istemiyoruz.
No queremos balas perdidas en Madison Square.
Banyo Madison Meydanı kadar.
Como el Madison Square Garden.
Madison Square Garden'a gidiyoruz.
Vamos al Garden.
Madison Square Garden'dan canlı bildiriyoruz. Dr. Niko Tatopoulos yaratığın barınağını burada buldu.
Estamos en el Madison Square Garden donde el Dr. Tatopoulos ha hallado el nido de la bestia.
Madison Square Garden'dan canlı bildirdim. Ben WIDF Haber Merkezi'nden Audrey Timmonds.
Del Madison Square Garden reportó en vivo Audrey Timmonds, para WIDF.
Madison Square Garden'ı havaya uçurmanızı istiyorum.
¡ Quiero que vuele el Madison Square Garden!
Bayanlar ve baylar, New York Knicks'lerin evine hoş geldiniz.
Señoras y señores, bienvenidos al Madison Square Garden... sede de los Knicks de NY.
Seni üç dört yıl önce Madison Square'da görmüştüm galiba. Wilson diye biriyle dövüşüyordun.
¿ No te vi en el Garden hará tres o cuatro años... peleando contra un tal Wilson?
Elbette seni hatırlıyorum. Madison Square Garden'dan.
Si perfectamente.
- Az önce günün geri kalanında ne yapacağımıza karar verdik.
Hemos decidido ir a los seis días en bicicleta... del Madison Square Garden.
Audrey, şuna bak. Madison Square Garden'ı mahvetmiş.
Audrey, mira esto.