Maldita tradutor Espanhol
47,500 parallel translation
O ölüm saçan arabada ölmesine müsaade etmeyeceğim!
¡ No voy a hacer que se mate en esa maldita trampa mortal que tiene por auto!
Siktiğimin savaşı.
Maldita guerra.
Kahretsin.
Maldita sea.
Çalkala.
Maldita sal.
Kahretsin!
¡ Maldita sea!
Sen kaçıracak yalancı, tamam mı?
Eres una maldita mentirosa, ¿ sí?
Burnumu kırdı.
Me rompió la maldita nariz.
Mercek buğulanıyor.
Amigo, esta maldita cosa se está nublando.
- Lanet olsun!
¡ Maldita sea!
Lanet olsun!
¡ Maldita sea!
- Antenimi vurmuş!
¡ Le dio a mi maldita antena!
Antenimi parçalamış.
Le dio a la maldita antena.
Lanet olsun, NATO mühimmatı bu.
Maldita bala de la OTAN.
Şuna bak, 7.62x51.
Maldita sea. 7.62 x 51.
Hayır, aslına bakarsan ölümün gölgesinde saklanıyorum.
No, me estoy escondiendo en la sombra de la maldita muerte.
Ölümün lanet gölgesinde duruyorum.
Estoy en la maldita sombra de muerte.
Çöp yığınının orada mısın, olamaz.
¿ Estás en la maldita basura? No puede ser.
Lanet olsun.
Maldita sea.
Ama söyle dostum, insanı sırtımdan vuran olsa olsa hain bir yılan olur.
Pero decir que eres mi amigo, y me disparas por la espalda, del único ángulo donde lo miro es que eres una maldita serpiente.
Telsizinde sorun mu var, bu ses de ne?
¿ Qué pasa con tu maldita radio? ¿ Qué es eso?
Şerefsizin nerede olduğunu öğrendim.
Encontré a esa maldita comadreja.
Amerikalılar'ı öldürmek için kendine bahane üretiyorsun o kadar.
Esa es sólo una maldita excusa para dispararle a unos norteamericanos.
Bir anlık bir parlama, hepsi o.
Sólo el destello de una maldita luz.
Benim hatamdı, lanet olası, beni dinliyor musun?
Fue mi culpa. Maldita sea, ¿ me oyes?
- Lanet olsun.
- Maldita sea.
Siktir lan!
¡ Oye, maldita sea!
O sadece lanet bir sokak serserisinden başka bir şey değil.
No es nada más que una maldita puta.
Allah kahretsin!
¡ Maldita sea!
Lanet olası evde başka birileri var!
¡ Hay alguien más en esta maldita casa!
ve eğer buraya gelmelerini sağlarsak bizi dışarıya çıkarabilirler!
La maldita ventana si tenemos que hacerlo... y si logramos que vengan aquí... podrán sacarnos de aquí!
Tamam, ama pencereden bağırarak ondan kurtulamayız.
De acuerdo, pero no vamos a deshacernos de eso... gritándole por la maldita ventana.
Allah kahretsin.
Maldita sea.
Lanet olsun, Jake.
Maldita sea, Jake.
Allah Kahretsin, Neyin var senin?
Maldita sea, ¿ qué te sucede?
Hadi ama. Allah Kahretsin!
¡ Vamos. maldita sea!
Allah Kahretsin!
¡ Maldita sea!
İki yıl, tüm lanet olası bir çocukluk dönemi ile aynı şey değildir.
¡ Tú tampoco, Stephanie! Dos años no es lo mismo que toda una maldita infancia.
Tanrı aşkına kırlangıç bir değildim.
No era una maldita morsa por Dios.
Bu lanet ailen.
Esta maldita familia.
Bu lanet ailenin peşini bırak Hayatta kalmak için en azından birimiz istiyorum.
Aléjate de esta maldita familia, quiero que al menos uno de nosotras sobreviva.
Hallettin mi seni küçük bok kafa?
¿ No puedes con tu maldita mierda?
- Allah kahretsin!
- ¡ Maldita sea!
- Biliyorum ya.
- Lo sé, maldita sea.
Allah belanı versin Sherman, işememeni emretmiştim!
Maldita sea, Sherman, ¡ te ordené que no te mearas!
Annemi şutlayamazsın.
Vive en esa maldita casa.
Hey Allah'ım, Frank ne yapıyor orada?
Maldita sea, ¿ qué está haciendo Frank ahí?
- Tamamdır. - İçine edeyim.
Maldita sea, tío.
- Hay sokayım, gerçekten onu düdükleyecek mi?
Maldita sea. - ¿ Se la va a tirar en serio?
Of be.
Maldita sea.
- Çılgın kaltak!
¡ Esa máldita perra!
İçine edeyim!
¡ Maldita sea!