Malibu tradutor Espanhol
957 parallel translation
Malibu'ya gidiyorum. Sana uyar mı?
Voy a Malibú. ¿ Le va bien?
- Malibu'da ne var?
- ¿ Qué hay en Malbú?
- Malibu'ya gidiyorsun sanıyordum?
- Pensaba que iba usted a Malibú.
Tura gelirse, Malibu'ya giderim, yazı gelirse, Laguna'ya.
Cara, iba a Malibú. Cruz, iba a Laguna.
- Geçtiğimiz yer Malibu'ydu.
- Acabamos de pasar por Malibú.
Malibu'ya uzun bir yol var.
Hay un largo camino hacia Malibú.
- Malibu'ya ne oldu?
- ¿ Qué ocurrió en Malibú?
Dün gece Malibu'ya gitmeyecektin.
¿ No te dirigías a Malibú anoche?
Sen kuzeye giden otobüsü yakala, ben de Malibu'ya döneyim.
Yo cogeré el autobús hacia el norte, y tú volverás a Malibú.
Hep Malibu Gölü'nü görmek istemişimdir. Öteki yola birkaç kilometre yalnızca.
Siempre he querido ver el lago Malibú.
Sonra Cora, Malibu Gölü'nü görmek zorundaydı. İyi bir fikir değil mi bu, şimdi?
Y ella tenía que ver el lago Malibú.
- Sahilin üst kısmı, Malibu'yu geçince.
- Al norte, pasando Malibú.
Senin için havuzu doldurturum veya Malibu'ya gideriz, okyanus senin olur.
Llenaré la piscina o iremos a mi casa de Malibú y tendrás todo el océano.
Burası Malibu 29010.
Aquí es Malibú 29010.
Şimdi Malibu'dayız. Esther bütün gün çalıştığı için...
Estamos viviendo en Malibú ahora y es bastante solitario...
Wally'nin sana verdiği Malibu'daki eve de, sen hiçbir şey diyorsundur.
Supongo que esa pequeña casa en Malibú que Wally te dio es "nada".
Wally, sana Malibu'daki evi verdi.
Wally te dio esa casa en Malibú.
Bence çocuklar Malibu açıklarında dalışlarımı dinlemek ister.
Uh, uh... La idea de la I los niños A gustaría oír acerca de Mi, uh, submarinismo fuera de Malibu.
Stüdyonuz Malibu, Kaliforniya'da.
Su estudio está en Malibú, California.
# Kameramanım, Malibu'da kayaların ardına saklanarak çekti.
Mis camarógrafos se escondían detrás de unas piedras en Malibú.
Elimde somut kanıt yok. Savcıya verecek birşey yok. Malibu'da birkaç cinayet işlenmiş.
No hay nada concreto, nada que le sirva a un fiscal y hubo un homicidio en Malibú que quieren que investigue.
Otoyol Polisi. Bir kız otomobille kayalıklardan aşağı Malibu Kanyonuna uçmuş.
Un policía que patrullaba la carretera, halló a una chica en un auto.
Gaza basarsan yaklaşık elli beş dakikada Malibu'daki şerif karakoluna varabilirsin.
Si te apuras... probablemente pueda llegar a la estación del Sheriff... en Malibú en unos quince minutos.
İşte burada, al bunu. Şimdi, Terry Lennox'un Malibu Colony'yi ne zaman terk ettiğini ve saat kaç civarında buraya geldiğini biliyoruz.
Sabemos a qué hora Terry Lennox llegó aquí desde la colonia Malibú.
Malibu Colony.
Deme su dirección. ¿ La Colonia Malibú?
Geveze bir Yahudi kız, New York'tan, Kaliforniya'ya, Malibu'ya gelir. - Güzel Hıristiyan sevgilisine,...
Una parlanchina judía de Nueva York, se va a Malibú, California y le dice a su hermoso hombre...
Güzel bir yaz günü, onu gözyaşları içinde stüdyoda nasıl bıraktığını.. ... Malibu'ya balık tutmaya gidişini, oradan sarhoş olarak, günbatımına doğru sonsuza yüzüşünü okuyun
Lea cómo la dejó llorando aquel hermoso fin de semana y se fue a pescar en Malibú donde se alejó con su bote, embriagado del crepúsculo, para siempre.
Yaklaşık 12 yıl önce, teknesi Malibu'da paramparça bulundu film işinde kayalar üzerinde sörf yapıyordu.
Pero hace 12 años cuando hallaron su bote destrozado en el mar, en Malibú el negocio del cine ya iba de mal en peor.
Malibu'daki dalgalar ve Zuma, baharları öyle fantastik oluyor ki.
Las olas en Malibu y en Zuma son tan fantásticas en primavera, Talby.
Deniz kıyısı 24 derece, Malibu'dan Newport Beach'e kadar dalgalar iyi,
24 grados en la playa, olas perfectas desde Malibú hasta Newport Beach,
Sarı bir Malibu.
Es un Chevy Malibu amarillo.
Peri masalının Malibu sahnesi mi?
El club de los maricas de Malibú.
- Johnny Malibu'dan.
- Johnny de Malibu.
Bence şu Malibu evi yerine Spanish Fork'taki yeri almalıydın.
Deberías haber comprado el de Spanish Fork en vez de la casa de Malibú.
Malibu evinin nesi varmış?
Ah, Spanish... ¿ Qué tiene de malo la casa de Malibú?
# Bir Hollywood dedikodu yazarı, film yapımcısı Felix Farmer'ı, Malibu'daki... #... evinde ziyaret ederken ciddi biçimde yaralandı.
Una periodista de chismes de Hollywood fue herida hoy mientras visitaba la casa de Malibú del productor de cine Felix Farmer.
# Muhabirlerin bildirdiğine göre, Bay Farmer ikinci kattaki odasından... #... Bayan Reed'in üzerine düşmüş, yazar apar topar Malibu Hastanesi'ne kaldırılmış.
Según informes, el Sr. Farmer cayó del dormitorio de la planta alta y aterrizó sobre la Srta. Reed, que fue trasladada al hospital de Malibú.
#... garaj kapısını devirip, Malibu'nun dalgalarına gömülmüştü.
... rompió la pared de su garage y se hundió en el mar de Malibú.
Malibu'ya git. Felix'e uğra.
Ve a Malibú, a casa de Felix.
- Artık Malibu'da mı yaşıyorsun?
- ¿ Ahora vives en la playa?
Okyanusta, Malibu'da bir sahil evi.
Una casa de playa en Malibú.
Malibu, "I love Sushi" de öğle yemeğine çıkacağız.
Comemos juntos en "Yo Amo el Suchi" en Malibu todo el tiempo.
Malibu!
Malibú.
Şimdi onları, Chevy Malibu marka arabasının bagajında gezdiriyor.
Ahora los lleva en el maletero de su coche, un Chevy Malibú.
Bilmem ki, Malibu ile filan, bayağı çok işim var.
No sé, tengo mucho trabajo con el asunto del Malibú y todo eso.
Bir Chevy Malibu için 20 bin dolar mı?
¿ 20.000 dólares por un Chevy Malibú?
64'lü Chevy Malibu, 20 bin.
Un Chevy Malibú del'64, 20.000.
Malibu'yu neden arıyorsun?
¿ Por qué estás buscando el Malibú?
Hayır, Cora, dosdoğru gideceksin.
LAGO MALIBÚ 3 No, Cora, sigue recto.
Ölüsünü bulmuşlar.
Se despeñó por un acantilado en Malibú. Murió.
Malibu'daki evime dönebileceğimi söylüyorum.
En mi casa en Malibu.