Marcus tradutor Espanhol
6,205 parallel translation
- Marcus da küçükken Ulysses gibi miydi?
¿ Era Marcus como Ulysses cuando era pequeño?
"Görüşmek üzere. Kardeşin, Marcus."
Nos vemos, tu hermano, Marcus ".
Ağabeyim Marcus'u tanıyor musun?
¿ Conoces a mi hermano Marcus?
Hayes, Marcus'u ara.
Hayes. Llama a Marcus.
Marcus'u bulamıyorum.
No encuentro a Marcus.
- Marcus Albay'a bir bardak daha içki koy.
Marcus, póngale al coronel otra bebida, por amor de Dios.
Marcus... acaba neden benden korktuğunu... hissediyorum?
Marcus ¿ por qué tengo la sensación de que me tienes miedo?
Marcus.
Marcus.
Hayır, hayır Marcus hazır olmayacağını söyledi.
No, no, Marcus dice que no estará listo.
Marcus Licinius Crassus'un consül'üne hizmet ediyorum
Serví bajo cónsul Marco Licinio Craso Frugi
Marcus da oradaymış!
¡ Oh, ahí está Marcus!
Marcus!
Marcus. ¡ Marcus!
Marcus!
¡ Marcus!
Bu Marcus.
Ese es Marcus.
"Çıngıraklı Yılan Kovboyu", "Satılık Kalp", "Vay Be, Mükemmel", "Marcus Garvey Şarkısı", "Oaxaca Cazı", "Kokopelli Shelly."
"Vaquera serpiente de cascabel", "Corazón en venta", "Vaya, genial, maravilloso", "La canción de Marcus Garvey", "El blues de Oaxaca", "Kokopelli Shelly".
Babam Marcus'ı görmek için.
Para ver a mi padre, Marcus.
Hayır Damien, Marcus'ın kredi kartını çaldım.
No, Damien, robé la tarjeta de crédito de Marcus.
Marcus söylediğin kadar iyiyse, bunu anlayışla karşılayacaktır.
Si Marcus... es tan bueno como dices que es, lo comprenderá.
Marcus Whitmer, ağır suçdan şartlı tahliyede.
Marcus Whitmer está en libertad condicional por asalto a mano armada.
Ne diyorsa onu yap, Marcus.
Haz lo que dice, Marcus.
Marcus'u mümkün olduğunca tutalım.
Retenemos a Markus tanto como sea posible.
Her neyse! Bu akvaryuma bakıp Marcus'u gördüm.
Da igual, miro dentro del acuario, y veo a Markus,
Baksana Marcus, şuradakine söyle bana Pazartesi'ye kadar 200 verecek.
Marcus. Dile a ese amigo tuyo que me debe 200 para el lunes.
Claire Fraser! Bu bey klanımızın sadık dostlarından Sör Marcus MacRannoch.
Claire Fraser, este es sir Marcus MacRannoch, un leal amigo de nuestro clan.
Son zamanlarda, uslanmış görünüyordu, Marcus isimli iyi bir adamla görüşmeye başlayıncaya kadar.
Recientemente, parecía haberse asentado, a partir de que empezó a ver a un buen hombre llamado Marcus.
" Marcus Lester, namı diğer'Maura Less.'"
"Marcus Lester alias Maura Less".
Marcus Lester bulun.
encontrar a Marcus Lester.
Suç anında başka yerde olduğu iddiası var. Ve en kısa sürede polis olduğumu öğrendi, ve Marcus Letter'i nerede bulabileceğimizi söylemedi.
Tiene una coartada y tan pronto como supo que soy policía, no me quiso decir donde podría encontrar a Marcus Lester.
Benim izlenimim daha doğru olur, Marcu Letter'i nerde bulacağımı söylemeniz için bir koca ayak alırım?
Sería más precisa mi impresión si logro que ¨ Big Foot ¨ me diga donde encontrar a Marcus Lester?
Marcus'u arıyorum. Nerede olduğunu biliyor musun?
Busco a Marcus, sabes dónde está?
Jason ie Marcus bir çocuk edinme konusunda çok ciddiydiler.
Jason y Marcus eran muy serios en cuanto a adoptar un niño.
Jason'un öldüğünü duyduğumuz zaman,... ilk düşüncemiz zavallı Marcus'un kendini öldürdüğü oldu.
Cuando escuchamos que Jason había muerto, nuestro primer pensamiento fue que el pobre Marcus podría suicidarse.
Marcus iyi... Belki biraz fazla iyi. Aslında, öyle düşünmeye başlamıştık.
Marcus está bien... quizás un poco demasiado bien, de hecho, estamos empezando a pensar que tal vez...
Jason'ın ölümü için Marcus'tan şüphelenmiyorsunuz, değil mi?
No sospecha que Marcus matara a Jason, no?
Yani, çoğumuz gibi, Marcus'un da karanlık tarafları olduğunu söyleyebilirim.
Bueno, yo diría, como la mayoría de nosotros, que Marcus tiene un lado oscuro.
Teşekkürler, Gökyüzü İnsanları'nın Marcus'u.
Gracias, Marcus de la gente del cielo.
- Çavuş Marcus Ivey.
Soy el Sgto. Marcus Ivey.
Bunun sonunu söyleyeyim Marcus :
Déjame decirte cómo acaba esto, Marcus.
- Onu öldürmeye çalistilar Marcus.
Trataron de asesinarla, Marcus.
Marcus, ben geldim.
Marcus, está bien.
Marcus, uyan.
Marcus, despierta.
Marcus, gözlerini aç.
Marcus, abre tus ojos.
Marcus...
Marcus...
Marcus, uyan!
Marcus, despierta. ¡ Despierta!
Markus o ortaokulda öğretmendi.
Marcus era un maestro en esa primaria.
Ama Jorge, Marcus adında birini tanıyor.
Pero Jorge conoce a un tipo. Marcus.
Gidip Marcus'u bulalım.
Vamos a buscar a Marcus.
Marcus'u arıyoruz.
Buscamos a Marcus.
Marcus?
¿ Marcus?
- Sakin ol, Marcus.
Alto el fuego, Marcus.
Üzgünüm Marcus.
Lo siento, Marcus.