Martins tradutor Espanhol
148 parallel translation
Size Holly Martins hakkında birşeyler anlatayım. Amerikalı. Buraya bir arkadaşını görmek için gelmişti.
Os iba a hablar de Holly Martins, un americano que hizo tan largo recorrido para visitar a un amigo de nombre Lime.
Martins meteliksizdi ve Lime kendisine iş teklifinde bulunmuştu.
Martins estaba en la ruina, y Lime le ofreció un trabajillo.
- Martins.
- Martins.
- Holly Martins.
- Holly Martins.
Bay Holly Martins'i evine bırakıver.
Lleve al Sr. Holly Martins a su hotel.
Holly Martins mi efendim?
¿ Holly Martins, señor?
- Bu beyefendi Holly Martins, yazardır. - Kim?
- Es Holly Martins, el autor - ¿ Quién?
Martins?
¿ Martins?
Bay Martins.
¿ El señor Martins?
- Bakın size ne diyeceğim Bay Martin.
- Verá, señor Martins.
Dinleyin Bay Martins, eğer konuğumuz olmayı kabul ederseniz bu bize şeref verecektir.
Oiga, señor Martins, si no tiene inconveniente, nos encantaría que fuese nuestro invitado.
- 8 numara Bay Martins.
- Habitación 8, Sr. Martins.
- Bay Martins? Özür dilerim, telefon.
- Sr. Martins, disculpe, al teléfono.
- Bay Martins?
- ¿ Señor Martins?
- Bay Martins!
- ¡ Ah, señor Martins!
İsmim Holly Martins.
Soy Holly Martins.
- Sen hâlâ buralarda mısın Martins?
- ¿ Dando un paseo, Martins?
- Evine dön Martins, mâkul insanlar gibi.
- Vuelva a su país, Martins, sea razonable.
Ölüm herşeyin sonudur Martins.
La muerte está en el fondo de todo, Martins.
- Martins, konuya gelelim lütfen?
- ¿ Martins, el objeto de su visita?
Merhaba Bay Martins. Sizi hotelinizde bulmaya çalışıyordum ben de.
Sr. Martins, estuve buscándole en su hotel.
- Bay Popescu, Bay Martins.
- El señor Popescu, el señor Martins.
- Evrak sorununu halletmesinde Harry'e yardım ettim Bay Martins.
Ayudé a Harry a falsificar el pasaporte de la señorita.
Çok feciydi Bay Martins. Korkunç.
Fue terrible, Sr. Martins, terrible.
Biraz daha Bay Martins'e buz lütfen.
Más hielo para el Sr. Martins.
Size bunu kim söyledi Bay Martins?
No comprendo a qué hombre se refiere, Sr. Martins.
- Bay Martins.
Martins...
Ah, ah, ah! Ah, Bay Martins!
¡ Ja, ja, ja, señor Martins!
Buraya oturmak ister misiniz? Evet tamam.
Siéntese aquí, Sr. Martins.
Bay Holly Martin'i size takdim etmekten gurur duyarım!
Es un placer presentarles al sr. Holly Martins, del otro lado del charco.
Hayatın akışına inanıyor musunuz Bay Martin?
¿ Cree usted, Sr. Martins, en la angustia existencial?
- Bu elbette Bay Martins'in küçük bir şakası.
- Es una broma del sr. Martins, claro.
Yeni bir kitaba başlayıp başlamadığınızı sorabilir miyim?
¿ Puedo preguntar si el Sr. Martins está escribiendo otro libro?
- Bir roman mı Bay Martins?
- ¿ Una novela, señor Martins?
Biraz yavaş mı yazarsınız Bay Martins?
¿ Es usted un escritor lento, señor Martins?
- Elbette ki hayır, Bay Martins.
- Oh, no, sr. Martins.
- Hiç bitirmediğiniz oldu mu Bay Martins?
- ¿ Y nunca ha roto un manuscrito? - Nunca.
Gitmen gerektiğini söylemiştim Martins.
Le dije que se marchara, Martins.
Bu acayip davranışlara bir son ver artık Martins.
Deje de portarse como un loco, Martins.
Bana Harry Lime dosyasını getir ve Bay Martins'e bir viski ikram et.
Tráigame el dossier de Harry Lime y un whisky para el sr. Martins.
- Üzgünüm, Martins.
- Lo siento, Martins.
Martins hep, sizin bir ahmak olduğunuzu söylerdi.
Martins dice que es usted insoportable.
Buraya bak Martins.
Mire usted, Martins.
Dürüst, duygusal, ağırbaşlı Holly Martins.
El honrado, sensible, sobrio y desinteresado Holly Martins.
Martins, geri dön!
¡ Martins, vuelva!
Bay Martins, efendim, arkaya, arkaya!
¡ Señor Martins, espere, vuelva!
Martins!
¡ Martins!
Dikkatli ol Martins.
Martins, tenga cuidado.
Mâkul davran, Martins.
Sea razonable, Martins.
Silvia'ya, Bayan Paulo Martins olacak şahsa.
A Silvia que será la Sra. Martins.
Bendeniz, Julio Fuentes Eldorado'da kalıcı bir neşe hâli ilan ediyor ve şair, vatansever Paulo Martins'e hoş geldin diyorum.
Yo, Julio Fuentes, declaro estado de alegría permanente en Eldorado y saludo a Paulo Martines, poeta y patriota.