English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ M ] / Medeniyet

Medeniyet tradutor Espanhol

536 parallel translation
Hey Windy, uzun bir süreliğine görebileceğin son medeniyet burası.
¡ Windy, esto es lo último que verás de la civilización en mucho tiempo!
Medeniyet bu mudur?
¿ Esto es civilización?
İlkelliği büyüleyici bir hale sokmak medeniyet belirtisidir.
Pero eso es la civilización. Disfrazar lo elemental con lo glamoroso.
İşte medeniyet dediğiniz bu.
Ahí tenéis lo que es la civilización.
Buradaki medeniyet seviyesinin yakınından bile geçmiyorsun.
¡ No sabes nada sobre la vida civilizada!
Belki temiz hastaneler, beton otoyollar ve Kanada sınırında asker bulunmaması benim medeniyet anlayışıma daha yakındır.
Quizás porque los buenos hospitales, las buenas carreteras y que la gente viva tranquilamente, sea mi idea de la civilización.
Amerika'da 20 milyon otomobil var. Kendi medeniyet seviyemle onların her birine bir tutam da olsa katkı sağlamış durumdayım.
Hay 20 millones de automóviles en América y creo haber contribuido algo a eso con mi esfuerzo personal.
Her şey bitti. Medeniyet öldü.
Todo se ha acabado, la civilización ha muerto.
Evet, uzun zaman önce, atalarımız uzak diyarlara yerleşmiş, sizin medeniyet dediğiniz yerlere.
Antaño, nuestros antepasados moraban en una tierra lejana, en lo que usted llamaría civilización.
Bu savaş bizim için ölüm kalım mücadelesi demektir. Son bin yıldır yeni bir medeniyet kurmaya çalışıyoruz.
Mientras luchamos, a vida o muerte... construiremos una civilización nueva que durará siglos.
Ama buraya medeniyet getiriyoruz.
Pero hemos traído la civilización.
4 temmuza dönen yeni bir medeniyet.
Una civilización hecha pirotecnia.
- Medeniyet bize emirlerini iletti.
- La civilización Io ordena.
Medeniyet için tek umut, bilimin tüm ekipmanları, Radyo, Televizyon, hepsi, dünyanın yarısı tarafından kullanılırken diğer yarısının nasıl yaşadığının, öğrenilmesidir.
Mostrarán a medio mundo como viven los otros. Bien, Capitán.
Medeniyet dediğin şey nedir?
iQUé eS la EiVililaEiÓn?
- Bu medeniyet. Hep öyle oldu.
- Es lo civilizado, siempre lo ha sido.
- Medeniyet.
- La civilización.
- Medeniyet mi?
- ¿ La civilización?
Medeniyet yavaº yavaº bizi sariyor çocuklar.
La civilización está arrastrándose en nosotros, muchachos.
"Batıya medeniyet geldi"
"La civilización ha llegado al Oeste"
Medeniyet ayağımıza getirildi. Medeniyet için evden ayrılmaya gerek olmadı.
Cultura venir a nosotros, no tener que salir a buscarla.
- Sanırım medeniyet o değil.
Las Humanidades no son eso.
Yasalar olmazsa, binbaşı, medeniyet de olmaz.
Sin ley, no hay civilización.
Burada medeniyet yok.
Aquí no hay civilización.
'Yalnız'Rhodes diye bilinen büyük medeniyet çarkının küçük bir dişlisi olmanın... verdiği hazzı düşünün siz de.
Qué satisfacción es ser parte de la gran rueda de la humanidad llamada Solitario Rhodes.
Yıllardır teker teker imal ettiler. Biz İtalyanlar medeniyet uygulamakla meşgulken.
Llevan años construyéndola mientras nosotros pensábamos en la civilización.
Bu medeniyet dışı ormanda demek istediniz sanırım.
Le faltó decir : en estas tierras salvajes.
Pete, hadi tekrar medeniyet tarafına geçelim.
Pete, volvamos a la civilización.
Görüyorsun, bay Gannon medeniyet Warlock'a gelmeye başladı.
Intento decir que la civilización se ha detenido en Warlock.
Kim demiş Sicilya'da medeniyet yok diye?
¿ Por qué dicen que Sicilia es incivilizada?
- Tamam. Görevimize devam edelim, Oralara medeniyet götürmemiz lazım.
Continuemos nuestra misión civilizadora.
Fakat Orta Amerika'nın tropikal ormanlarında ise bir medeniyet yeşermişti.
Pero en las Junglas tropicales de América Central, una civilización estaba en pleno apogeo.
Sanıyorum bunu yapabilen yetenekli bir medeniyet, tek amaçları olabilir, bilgiye susama.
Supongo que una civilización capaz de superar... estas distancias podrían tener un solo propósito sed de conocimiento.
Medeniyet.
En la civilización.
Medeniyet.
La civilización.
Aşk Tanrısı ve Medeniyet.
"Eros Civilization..."
Onu yapan medeniyet artık yok.
Es una reliquia de una civilización desaparecida.
- Amazon ormanlarında barbarların yok ettiği medeniyet.
Un pueblo de la Amazonia, que ha sido destruido salvajemente, con la llegada de los bárbaros.
Medeniyet mi?
¿ Civilización?
Medeniyet onlar sayesinde gelişti. İnsanlara, vahşi batıyı açmayı başardılar.
Ha conquistado el Far West, abierto nuevos territorios, y me ha enriquecido.
Medeniyet ışığa muhtaç, gece bile.
¿ Acaso tener luz por la noche significa ser civilizado?
Çoğu durumda, bir medeniyet kurabilen zeka, barışçıl jestleri anlama yeteneğine de sahiptir.
La mayoría de los seres inteligentes capaces de crear una civilización son capaces de entender gestos pacíficos.
Taş, medeniyet ile aynı anlamda, değil mi?
- Juliette. - ¿ Qué? - ¿ "Stone" quiere decir piedra?
Medeniyet, en derin ve doğal hayvani güdülerimizi evcilleştirdi.
Mira, la civilización ha provocado la inhibición de nuestros instintos animales más profundos, ¿ comprendes?
Burada mükemmel bir medeniyet kurmuşsunuz.
Leche, por favor. Parece una civilización casi perfecta.
Cehennemin evrensel uyumuyla bir medeniyet olacağız!
¡ Por la armonía universal de los infiernos, llegaremos a una civilización!
Medeniyet ne zaman başlayacak?
¿ Cuándo empezó la civilización?
İleri bir medeniyet.
Sabemos muy poco acerca de ellos.
Normal şartlar altında, hiçbir medeniyet buna dayanamazdı. - Bir çözüme ulaştık.
En condiciones normales ninguna civilización soporta eso.
Tüm medeniyet yok olurdu.
Toda la civilización sería destruida.
VE VAHŞİ TOPRAKLARA MEDENİYET GÖTÜREN....... KADIN VE ERKEKLERE İTHAF EDİLMİŞTİR.
QUE SEMBRARON LA CIVILIZACIÓN EN TIERRAS INEXPLORADAS... Y EL CORAJE EN LA SANGRE DE SUS HIJOS.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]