Mental tradutor Espanhol
5,786 parallel translation
- Size daha önce hiç akıl hastalığına dair bir teşhis koyuldu mu?
¿ Ha sido diagnosticada con una enfermedad mental? No.
Woodshed diye bir yer yok. Orası daha çok ne bileyim, ruhsal durumuna bağlı bir yer. Bu da ne demek şimdi?
El Woodshed no es un lugar, es más bien... no sé, un estado mental.
Bu yüzden mi velin, Psikolog Doktor Joseph Bowman'dan zihinsel durumunla ilgili bir değerlendirme yapmasını istedi?
¿ Por eso tu tutora le pidió Dr. Joseph Bowman... una evaluación de tu estado mental? ¿ Porque estás fantástico?
Fiziksel bir hastalık değilse ruhsal bir hastalık olabilir.
Si no es un trastorno físico, podría ser un trastorno mental.
Çoğu zaman zihnen bir engellenme var.
La mayoría de las veces es un bloqueo mental.
Asilirken hayal edecek görüntü olusturuyorum.
Solo me hago una imagen mental para sacudírmela luego.
Ustalığınızı kaybetmemişsiniz, Mr. Sweets.
No ha perdido su agudeza mental, Sr. Sweets.
Ama belki de bir ruh hastasısındır ve benim de başa çıkabileceğim bir deli olduğuna emin olabilirim.
Pero eso no descarta el hecho de que puedas ser una enferma mental.... Y me tengo que asegurar de que eres el tipo de loca con la que puedo tratar.
Korban'a gelen herkesin akıl sağlığı yerinde olmuyor.
No todos los que vienen a Korban vienen con un billete de salud mental.
Halet-i ruhiyeni sağlam tutmaya çalış.
Solo tienes que tener una buena actitud mental
Bay Goodson son davranışınızın..... sağlıklı bir hizmet verebilme yeteneğinize zarar verip vermediğini belirlememiz lazım.
Entonces Sr. Goodson, tenemos que evaluar si su conducta ha dañado su capacidad de ser un proveedor viable de la atención a la salud mental.
Ayrıca, 50 Cadillac'ı ne yapacaksın?
- mental. - Además, ¿ qué planeabas hacer con 50 Cadillacs?
Zihin Dörtgeni!
¡ Escuadrón Mental!
Üç gün kuralı, karşıdakinin kafasını karıştırmak için yapılan çocukça bir şey.
- Ted. - La regla de los tres días es un juego mental infantil y manipulador.
İçinde bulunduğun duruma bakılırsa, birisiyle konuşman yararlı olabilir.
Dado tu estado mental, quizá hablar con alguien ayude.
Bunu akli bozukluğa bağlarken ciddi misin?
¿ De verdad vas a culpar a eso por una especie de crisis mental?
Aklımla oynamaya geldim ama vücudumu kullanmaya zorlanıyorum.
Vine por un juego mental pero ahora estoy obligado a usar el cuerpo.
Çünkü bir akıl oyunu.
Porque es un juego mental.
Ama bilmiyor. O zaman akıl hastası.
No sabe de su enfermedad mental.
Boyun sertliği, ışığa karşı hassasiyet ve akıl karışıklığı.
Rigidez en el cuello, sensibilidad a la luz natural desorientación mental.
Onunla konuşmaya çalıştım ama bir çeşit Jedi akıl oyunu kullandı.
Traté de hablar con ella, y utilizó alguna especie de truco mental de Jedi sobre mí.
Ama biz onun ruhsal durumu hakkında ne yapmalıyım?
Pero, ¿ qué hacemos con su estado mental?
Zihinsel durum degisikliginden dolayi Naloxone ve nobetleri yuzunden benzodiazepin verdik.
Le dimos Naloxone para su estado mental alterado y benzodiazepina para controlar sus convulsiones.
Parsa, değiştirilmiş akli durumda olmaya inanmaz.
Parsa no cree en un estado mental alterado.
Belki kafadan hastayımdır.
Quizá padezco algún problema mental.
Bir akıl hastalığı var zaten.
Tiene una enfermedad mental.
Bu katil ruh hastası mı?
¿ Ese enfermo mental homicida?
Çekim çok zihinsel bir spor.
El tiro es un deporte muy mental.
Şartları düşündüğümüzde aklının karışık olması tamamen anlaşılabilir bir şey.
Su estado mental era totalmente comprensible ante las circunstancias.
Bir akıl hastanesi.
Un centro de salud mental.
Stiles'ı bulmaya çalıştım ve herkesi bir akıl hastanesine götürdüm.
Intenté encontrar a Stiles y llevé a todos a una institución mental.
Bu beden savaşından çok bir zihin savaşı.
Es más una batalla mental que física.
Tatlım, hangi... Hangi deli hastanesinden kaçtın sen?
Cariño. ¿ De qué... de qué institución mental escapaste?
Ruhsal hastalıklar için yatılı bir bakım tesisi.
Somos un centro de salud mental para pacientes internos.
Bu zihin kontrol eden MBA, Fizik 101 duvarı zırvalığının...
¿ El piensa que esta pared psicológica 101, de control mental MBA de mierda nos va a motivar?
Bunun, muhtemelen Ayrılıkçıların beyin yıkamalarının neden olduğu zihinsel bir durum dışında bir fiziksel rahatsızlık olduğuna inanmıyorum.
No creo que esto sea una dolencia física, más bien es un estado mental causado por un posible lavado de cerebro de los Separatistas.
Düşünce süreçlerinin hala normal çalışıp çalışmadığını görmek için Seviye beş atomik beyin taraması uygulamak istiyorum.
Me gustaría llevar a cabo un escáner cerebral atómico de nivel cinco para ver si su proceso mental sigue funcionando con normalidad.
Ayrılıktan sonra iyi durumda olmadığının farkındayım Zoe.
Mira, Zoe, entiendo que no estuviste... en tu mejor estado mental desde la separación.
Ve burnunu başkalarının hayatına sokmak yok.
Y ningún truco mental tampoco.
Anlık bir hata.
Un error mental.
Akıl sağlığınla ilgili endişeleniyordun.
Que tienes algunas preocupaciones por tu salud mental.
Yalnız biri ama akıl sağlığının bozuk olduğunu sanmıyorum.
Creo que está muy sola... pero no creo que tenga una enfermedad mental.
21 cinayet suçlamasından da aklandı ve hastalığı için düzgün tedavi görmesini sağlayacağız.
Ha sido eximido de los 21 cargos de asesinato, y le van a proporcionar el tratamiento adecuado para su enfermedad mental.
Akli ve fiziki sağlığınla ilgili her 72 saatte bir rapor vermek zorundayım.
Se supone que tengo que informar de tu estado mental y físico cada 72 horas.
Dennis, bence psikolojik durumun lanet olası duvarlarımızın içinde yaşayan manyağa kıyasla çok daha sağlamdır. - Dinle bir dakika...
Dennis, creo que encontrarás que mi estado mental es bastante bueno ¡ en comparación con el loco que está viviendo en nuestras paredes de mierda!
Zihinsel ve duygusal olarak sen benden daha iyi biliyorsun onu.
Mental y emocionalmente, es probable que tú puedas responder a eso mejor que yo.
Zihinsel hastalık geçmişi var mı?
¿ Algún antecedente de enfermedad mental?
Biz, toplum olarak, zihinsel hastalıklar ve şiddet içeren suç eylemlerinin, arasındaki doğrudan ilişkiye rağmen sorun çıkaran kişileri kötü olarak etiketlemeye yönelik dizayn edilmiş bir adalet sistemini onaylamaya devam edebilir miyiz?
¿ Podemos, como sociedad, continuar respaldando un sistema judicial diseñado para etiquetar a los malos actores como el mal a pesar de la correlación directa... entre la enfermedad mental y actos criminales de violencia?
Mental olarak iyiyim.
Yo no soy un enfermo mental.
Sen haftada iki kez buluşma ayarla. Ve sende bizimlesin. Çünkü enerjin, gençliğin ve akıl yaşın biraz da kendin için.
Se reunirán dos veces a la semana y están aquí por su energía y su juventud, y algunos de ustedes, por su edad mental, y encontrarán la manera de que la unión sea fuerte.
Dillon, gelişimsel açıdan sorunlu.
Dillon tiene una discapacidad mental.