Mito tradutor Espanhol
1,966 parallel translation
Gerçek mi, söylenti mi? Ne?
¿ Realidad o mito?
Şapka, kask ve eşarpların paylaşımını yasaklamak,... bitlenmeyi engellemez. Gerçek mi, söylenti mi?
No es inverosímil contraer piojos al prohibir compartir sombreros cascos y bufandas. " ¿ Realidad o mito?
Apaçık ki söylenti olacak.
Obviamente, eso va a ser mito.
bilimkurgusal-mitolojik kültürlerin geştalt kuruluşları hakkında... bir belgesel çekiyorum.
Estoy haciendo un documental acerca de la construcción... de la mito-cultura de la ciencia ficción.
- Hayali bir şey değil mi bu?
Ese es un mito ¿ no?
- Sihirli evlilik mitolojisi
- Sí. "El mito del matrimonio mágica".
Hayır, o sadece bir efsane.
Es un mito.
İlk başta, ihtiyacım olan şeyin hemen sevebileceğim yeni bir adamın dokunuşu olduğunu sandım.
En la escuela aprendimos que Miles "Charlatán" Musket fundó Quahog tras ser salvado por la almeja mágica. Eso es un mito.
Bu bir şehir efsanesi.
Eso es un mito urbano.
Yarın, çıkış öncesi parti var. Senin efsaneni göstermeye geliyoruz.
Mañana en la fiesta, antes de que salga el disco, revelaremos tu mito.
Bilirsin yani, efsane gerçeğe dayanıyor.
Sabes, el mito está basado en la realidad.
Bu inanış Yunan mitolojisinden gelmektedir, Üç kader üç kadın ile temsil edilmektedir, zaman olarak, kader olarak görünen.
Los Griegos tienen un mito que las Hadas del destino eran tres mujeres que tejían el tiempo y el destino.
- Devam et. - Kurbanların birbirlerini tanıyıp tanımadıkları bir sır.
Es otro mito... que las víctimas reconocidas se conocían.
İlk Jack gibi efsane olmak istiyor.
Quiere ser un mito, como el primer Jack.
- Her söylentinin gerçeklikle bir ilgisi vardır.
Cada mito tiene base en la realidad. Cierto.
Efsane gerçeklerden daha uzun süre hatırlanır.
El mito... durará mucho más que la verdad.
Bunun sadece bir efsane olduğunu sanıyordum.
Creí que eso sólo era un mito.
Efsane, sadece doğrulanmamış gerçektir.
Mito es sólo un hecho sin verificar.
Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız.
Mi suposición es que donde se encuentra un mito hallaremos una anomalía.
O bir efsane.
Es un mito.
Her zaman tek başına çalışan, yalnız casus sadece bir hayaldir.
- Gracias, Sam. El espía solitario que siempre trabaja en solitario, es un mito.
Sanatçının Kızılderili yaratılış efsanesine hürmeti.
Es el tributo del artista al mito de la creación de los Nativos Americanos.
Artie'ye yaratılış efsanesini ve bayılmadan önce bahsettiğin güderi ceketi anlattım.
Sabes, le comenté a Artie lo que dijiste del tapado de piel antes de desmayarte. Y lo del mito de la creación.
Bunların sadece birer efsaneden ibaret olduğunu sanıyordum.
Pero siempre asumí que eran sólo un mito.
Bu sadece küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş bir şehir efsanesi.
Eso es solo un mito urbano para asustar a los chicos listos y someterlos.
Bu hayvanın gerçekten var olduğuna dair izleri görmek heyecan verici, bir tür gizli efsane gibi hissettiriyor çünkü, özellikle son birkaç haftadır burası için harcadığımız çaba filme alabilme şansı, çok ince bir his, fakat şimdi gerçekten şansımızın olduğunu hissediyoruz, bu harika!
Es realmente excitante ver un signo de que este animal realmente existe, porque estábamos pensando casi que era un mito, especialmente las dos últimas semanas, que hemos pasado mucho para llegar aquí y las posibilidades de filmarlo parecían tan pocas, pero parece que ahora sí tenemos la oportunidad, y eso es muy bueno!
Dasher'ın bir kuzeni olduğunu duymuştum ama senin bir efsaneden ibaret olduğunu düşünüyordum.
Había escuchado que Brioso tenía un primo, pero Pero pensaba que era un mito!
- Ben bir efsaneyim.
Yo soy un Mito. - Que?
Hem efsaneyi hem de adamı.
Tanto al mito...
Kadınların hamileyken 4 kilodan fazla almaları gerektiğinin efsane olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes? Es un mito eso de que las mujeres tienen que engordar más de 4 kilos en el embarazo.
Bizim için efsane olsa da, eski uygarlıklar için gerçeğin ta kendisiydi.
Para nosotros es un mito, pero para los hombres de la antigüedad era una realidad.
İzleyecekleriniz, Herkül efsanesinin ardındaki gerçeklerdir.
Ésta es la verdad que hay detrás del mito de Hércules.
Efsaneye göre, Herkül birçok zorlu düşmanla yüz yüze gelecek ve kimsenin görmediği büyüklükte acılara katlanacaktır.
En su mito, Hércules se enfrenta a una legión de enemigos aterradores y soporta el sufrimiento a unos niveles que ningún humano ha conocido.
Efsane bu şekilde devam eder.
Eso dice el mito.
Aranan ipuçları bizi tekrar efsaneye yönlendirir.
La búsqueda de indicios que lleva de nuevo al mito.
Bu onu, Yunan dünyasının bir ucundan diğer ucuna ve hatta ötesine götürecek ve efsanenin ardındaki gerçeklere ışık tutan gerçek deliller bırakacak bir yolculuk olacaktır.
Es un viaje que lo llevará a través del mundo griego y más allá, y dejará un rastro de pruebas reales que arrojan nueva luz en la verdad detrás del mito.
Şaşırtıcı tarihi deliller Herkül'ün sadece bir efsane değil, aynı zamanda gerçek bir kahraman olduğunu düşündürmektedir.
Las intrigantes pistas históricas sugieren que Hércules no fue un mito sino un héroe real.
Herkül efsanelerinin bazı versiyonları Herkül'ün ailesinin "Tiryns" isimli bir Yunan yerleşim alanına mensup olduğunu söylemektedir.
Algunas versiones del mito de Hércules dicen que su familia vino de un poblado llamado Tirinto.
Efsaneye göre, Herkül de kendisine 12 Görevi veren "Mycenae" kralı Eurystheus'a hizmet eder.
En el mito, Hércules también sirvió al rey de Micenas, su primo Euristeo, quien le asignó los 12 trabajos.
Efsanenin ardındaki adam hakkındaki diğer deliller, Yunanistan'ın en efsanevi yerlerinden birinde bulunabilir.
Otras pistas acerca del hombre detrás del mito pueden encontrarse en uno de los sitios más legendarios de Grecia.
Efsanemizde, Herkül'ün devam etmesini sağlayan da aynı azimdir.
En el mito, es la misma perseverancia que sostiene Hércules.
Efsanemizin yaratıldığı zamanlarda, bu boğa Girit'in ana kara Yunanistan'a kurduğu baskının simgesidir.
El toro es un código para el dominio de Creta sobre Grecia continental en el tiempo en que el mito fue creado.
Efsanemizde, Herkül bu durumu değiştirmek üzeredir.
En el mito, Hércules está a punto de cambiar eso.
Efsanenin bu bölümü Atlantik ve Akdeniz'in nasıl birleştiğini açıklamak için yaratılmıştır.
Esta parte del mito se creó para explicar cómo se unieron el Atlántico y el Mediterráneo.
Bir Yunanlının Herkül'ün Ayaklarının ötesi hakkında konuşması, bizim gökkuşağının ötesi hakkında konuşmamız gibi bir şeydir.
eran un portal entre la realidad y el mito. Para un griego hablar sobre algún lugar más allá de las columnas de Hércules es lo que para nosotros equivale a un lugar más allá del arcoíris.
Efsaneye göre, Herkül bilinmezliğe doğru bu eşikten geçerken aynı belirsizlikle yüz yüze gelmiştir.
En el mito, Hércules se enfrenta a la misma incertidumbre mientras cruza el umbral hacia lo desconocido.
Bugün kullandığımız "dünyayı omuzlarında taşımak" deyimi, Atlas efsanesinden gelmektedir.
Esta frase moderna, "cargar el mundo en los hombros", deriva directamente del mito de Atlas.
Bu Herkül efsanesidir.
Éste es el mito de Hércules.
Bizim için efsane de olsa eski uygarlıklar için gerçeğin ta kendisi korkunç dünyayı anlamanın tek yoluydu.
Para nosotros es un mito pero para los antiguos, era una realidad. Una forma de darle sentido a un mundo escalofriante.
Bu, özgün bir şekilde anlatılan, ardında şaşırtıcı gerçeklerle dolu Tanrı Zeus efsanesidir.
Éste es el mito de Zeus tal como fue contado originalmente y la sorprendente realidad detrás de él.
Efsaneye göre, Zeus'un hikâyesi Tanrıların Kralı olarak başlamaz.
En el mito, Zeus no nace como el rey de los Dioses.