English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ M ] / Moral

Moral tradutor Espanhol

5,729 parallel translation
Ortaçağ ahlak masalı mı yazacaksın gerçekten?
¿ Estás diciendo que en realidad estás tratando de escribir...? ¿ un cuento moral medieval?
Sadece ahlak vardır.
Es solo moral.
Bu açık ki ahlaki ve yaratıcı yönden felaket olan.. .. reklam yazılarından bir tanesi.
Obviamente es una de esas secciones de publicidad que es una ruina moral y creativa.
Sanırım küçük moral konuşmam işe yaradı.
Me gustaría creer que mi charla te incentivó.
Moral konuşmam bir de aldığın küçük fırt.
Eso y el "asiento del conductor".
Sanırım moral konuşman yardımcı oldu.
Creo que tu charla motivacional ayudó de verdad.
22 şişe Grand Cru, bir gömlek Ve psikolojik hasar papağan ve tabak
22 botellas de reserva, una camisa... el daño moral, el plato y el loro.
- Al sana ahlaki ikilem.
Dilema moral. ¿ Ally?
Eğer gazeteciniz haklıysa,... bu ketum orospu çocuklarını adalete teslim etmek için yasal bir görevimiz ve ahlaki bir zorunluluğumuz var.
Si el periodista tiene razón, tenemos un deber legal y un imperativo moral traer estos hijos de puta labios apretados ante la justicia.
Ekibin maneviyatının hayrı için, lütfen.
Por favor, por el bien de la moral de la tripulación.
Rezil bir durum. Kültürümüzdeki çifte standart işte.
Horrible doble moral en nuestra cultura.
O reklam kısımlarından biri olduğu açık, gerçek makale gibi göründüğü için seni kandırıp reklamı okumanı sağlıyor belli ki ama sonra fark ediyorsun ki hem ahlaki hem de yaratıcı şekilde iflas ettirecek paralı reklammış.
Así que obviamente será una de esas secciones publirreportajes donde parecen un artículo real, de modo que te engañan para leerlo, pero luego te das cuenta de que es un anuncio pagado que es carente de moral y de creatividad.
Öz disiplini manevi bir erdem olarak görmüştür.
Veía la autodisciplina como una virtud moral.
Başarı için Giyin iş festivalimiz, Noel gösterimiz, Okuyuculardan Okuyuculara, DOC için önemi olmayan programlarımız, ama moral için çok önemliler, eğitim için, rehabilitasyon için.
Programas como Vestidas para el Éxito, nuestra feria de empleo, nuestro desfile de Navidad, Lectores a Lectores, no son prioridad para el Servicio Penitenciario, pero son muy importantes para los ánimos, para la educación,
Moral için iyidir, bilirsin?
Es bueno para la moral, ¿ sabe?
Belirsizliğin en küçük belirtisi, moralleri altüst edecektir.
El mero indicio de incertidumbre arruinará la moral.
Morallere olan etkisinden bahsetmeye bile gerek yok.
Por no mencionar los efectos sobre la moral.
- Benim ahlakımı sorgulama.
No intentes apelar a mi moral.
Moral bozucu bir durum olduğunu biliyorum, Bayan Logan.
Sé que las circunstancias parecen serias, Sra. Logan.
Sen vergi veren insanların paralarını heba edip zayıf hukuk sistemini kullanıyorsun bir de üstüne ahlaki açıdan iflas etmiş olan savunma avukatları tarafından... delilikle karışık korkakça alınan bir kararla dışarı bırakılıyorsun. Ne için?
Va a desperdiciar el dinero de los contribuyentes inocentes, abusar del sistema legal endeble... y entrar en una declaración cobarde de locura... con un abogado de la defensa en bancarrota moral. ¿ Para qué?
Almanya'yı hep uygunsuz ahlaki standarda sokmaya çok heveslisin.
Siempre está ansioso por inferir de Alemania una cualidad moral inapropiada.
İşte bu noktada Sosyalistler ahlaki avantaja sahip sanırım.
Supongo que ahí, los socialistas, tienen ventaja moral.
Fransa'ya gelecek sadece iki tümen, halkımıza moral kaynağı olur.
Dos divisiones camino de Francia serían... un tremendo efecto moral, para nuestra gente.
Ahlaki felaket?
¿ Y qué sobre la desgracia moral?
İnanıyorum ki bu ülkede, bu masada bile savaş için bencilce hevesini ahlaki örtbas ile gizleyen Kayzer'in basit bir sebepten Belçika'nın egemenliğini ihlal etme kararından mutlu olmuş olacak kişiler vardır.
Creo que también hay algunas personas en este país, posiblemente alrededor de esta mesa que estarán encantados por la decisión del Káiser de violar... la soberanía belga esta mañana, por la simple razón de recubrir, su egoísta entusiasmo para la guerra, con un brillo moral.
Annem şimdi Tommy ve Frankie'nin manevi desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
Mamá acaba de contárselo a Tommy y a Frankie, necesita apoyo moral.
Bellamy, millet korkmuş durumda ve bu can çekişen çocuk moraller iyice düşüyor.
Bellamy, la gente tiene miedo, y ese chico moribundo no ayuda con la moral.
Biraz daha yiyecek bulunca moraller yükselecek.
Tendrán mejor la moral cuando les consiga más comida.
Geride durun, Doktor Hume. Sen burası için biraz fazla sosyetiksin, Doktor.
- Desde las Alturas de la Superioridad Moral... ha descendido bastante, doctor.
Eğer ahlakla ilgili bir sorununuz varsa o sizin bileceğiniz iş.
Si usted tiene un problema moral, es cosa suya.
Fazladan güvenlik önlemi alsak bile kurul Atrianların sportif aktivitelerde olmasının diğer öğrenciler için moral bozucu olacağına inanıyor.
Incluso si ponemos más seguridad, bien... el consejo decidió que tener a los atrianos participando en deportes... podría ser perjudicial para los otros estudiantes.
Bu çok moral bozucu.
Es deprimente.
- Sorun motivasyon.
Es la moral.
Üzgünüm, böyle garip olaylar dönerken moralimi yüksek tutamıyorum.
Lo siento, es difícil mantener una moral alta con este chiflado suelto, ¿ sabes?
Florence Nightingale'ın azmi, sanırım onun ahlaki yapısını da bir yerlere tutturmam gerekecek.
La tenacidad de Florence Nightingale. aunque tendré que recortar al rededor de su fibra moral.
Tamam, kardeşin için moral olur.
Bueno, que se mejore tu hermano.
İki yüzlü ahlak kurallarından beni uzak tut.
Evítame la hipocresía de tu código moral.
Moral bozucu.
Ladrón de sueños.
Çinliler, Amerikan şirketlerinin fikir mülkiyeti hakkında anlamlı konuşma yapmayla ilgilenmiyorlar ise devletimizin kasten hedef alınmış çevrimiçi alt yapısı konusuyla birlikte bu da çifte standart kafa yapısı olduğunun kanıtıdır ve buna daha fazla müsamaha gösterilmeyecektir.
Si los chinos no están dispuestos a establecer un diálogo significativo sobre la propiedad intelectual de empresas estadounidenses, además del ataque deliberado a la infraestructura en línea del gobierno, entonces eso es prueba de una mentalidad de doble moral que no toleraremos más.
Ve ahlakın kişisel bir mesele olduğu bir çağda,... Bay Dana gerçek bir suç işlemiş sayılmaz.
Y en una época donde la moral es un asunto peculiar, El Sr. Dana no ha cometido ningún delito real.
Ne yani, Amerikalılar ahlaklı olamaz mı sanıyorsun?
¿ Qué, no crees que los americanos tengamos moral?
Bu moral bozucu.
Mmmm, eso es decepcionante.
Moral bozanlık yapma, tatlım.
No seas deprimente, cariño.
Moral bozanlık yapmıyorum, gerçekçi davranıyorum.
No soy deprimente. Estoy siendo realista.
Ahlaki değerlerimin dışına çıkmam gereken bir konuma soktun, yeniden.
Donde tengo que olvidar mi moral. Otra vez.
Moral kaynağı kardeşim benim.
La alegría de la huerta de mi hermana.
"Bilim bize yön gösterebilir ama ahlak pusulamız olmadan kayboluruz."
" La ciencia nos puede dar el mapa, pero estamos perdidos sin la brújula de la moral.
- Geç o kısmı. - "Bilimdeki gelişmeler bizi ahlaki bir çıkmaza..."
Sáltate esta parte. " Los avances en la ciencia nos plantean un enigma moral...
Ne ahlâk ne de vicdan olmadan?
¿ Sin moral ni conciencia?
Kibirlilik sana uygun bir davranış değil Kate.
Ser moral ahora no te pega, Kate.
Sarhoşsun.
Es mi obligación moral.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]