Muhterem tradutor Espanhol
463 parallel translation
Pek muhterem, Peder.
Su Alteza, El reverendo.
İmparatorluğun en büyük büyücüsü olan muhterem A Hi can sıkıcı bir mektup aldı.
El venerable A Hi, el mago más importante del Imperio, ha recibido una carta perturbadora.
Ey, pek muhterem,
¡ Admirable!
Asil ve en muhterem Kasım Baba'ya satıldı.
Vendida al noble y venerable Kassim Baba.
Yasa dışı faaliyetlerin lideri olarak ben etkili ve muhterem biriyim.
Como líder de todas las actividades ilegales, soy influyente y respetado.
Muhterem bir şahsiyet olduğunu duydum.
Muy respetable, creo.
Peki, şu Muhterem Bayan Frost bu elbiseyi nereden almış acaba?
¿ Y de dónde ha sacado la honorable señorita Frost ese vestido?
Bu pek muhterem basın tarafından oluşturulan havanın aksine bu savaş kara, hava ve deniz kuvvetleriyle kazanılacak.
Y al contrario de lo que dice la prensa... será ganada por la infantería, la marina y la fuerza aérea.
Ah, ne muhterem, ne asil zatmış.
Un benemérito señor. Un muy benemérito señor.
O zaman bu muhterem zevat evlenebilirdi.
Así la gente honrada podrá casarse.
Oturunuz Muhterem Kardinal.
Siéntese Su Eminencia.
İçeri girin, Muhterem Kardinal.
Su Eminencia, adelante.
Kahve alır mısınız, Muhterem Kardinal?
¿ Café, Su Eminencia?
Muhterem Kardinal.
Eminencia.
Siz zor bir adamsınız, Muhterem Kardinal.
Usted es un hombre duro, Eminencia.
Sizi biraz düşüncelerinizle baş başa bırakacağız Muhterem Kardinal.
Lo dejaremos solo con sus pensamientos por un tiempo Su Eminencia.
Kendini kanıtlamak için dünyanın takdirini çalan, balık kokan arka sokak batağının sefil çocuğu Muhterem Kardinal!
Su Eminencia, el cardenal que puede robar la estima del mundo para justificar ¡ a un miserable niño de callejón que apestaba a pescado!
Ve beni muhterem bir moruk olarak öldürsün, aslında annelerin hayır duası böyle biter.
Es el fin de toda bendición materna.
Eğer becerebilirsen, onları Baynard Şatosu'na getir. * Ben orada, yanımda muhterem pederler ve derin vukuflu piskoposlarla bekliyor olacağım.
Si todo va bien, id a buscarme al castillo de Baynard, donde me hallaréis bien acompañado por reverendos padres y sapientísimos obispos.
Kendisi içeride pek muhterem iki pederle birlikte diz çökmüş, ilahi tefekküre dalmış durumda.
Está dentro, con dos reverendos padres, absorto en meditaciones divinas.
Bir çift yosmayla oynaşmak yerine bir çift muhterem âlimle ilim irfan paylaşıyor.
No se distrae con unos cortesanos, sino que discurre con dos teólogos.
- Bir çift muhterem âlimle. - Aylaklık ve uykuyla bedenini semirteceğine dua ve ibadetle ruhunu zenginleştiriyor.
No duerme para engordar su perezoso cuerpo, ora para enriquecer su alma vigilante.
Siz, Muhterem?
- ¿ Eminencia, también?
İkimizin yüzünden Muhterem Peder şehir dışında. Bu yüzden olabilir.
Puede que el reverendo esté fuera del pueblo por culpa tuya y mía.
Bu muhterem yaşlı bayan, Bay Vogler'in büyükannesi.
Esta anciana venerable es... la abuela del Sr. Vogler.
Rahibe benzeyen, muhterem biri çantamı ve battaniyemi aldı.
Un compañero con el venerable aspecto de un padre de la iglesia me robó el morral, el sarape.
Çok muhterem askerlerimiz biraz yorulmuş galiba?
¿ Un poco cansados, honorables reclutas?
Muhterem Shosuke Obara, nasıl böyle züğürt düştü.
El honorable Shosuke Obara ¿ Qué fue lo que le llevó a la ruina?
Ah, muhterem eğitmenimiz!
Oh, el honorable asistente.
Muhterem Emmanuel Ana aramızda İsa'yı temsil edecek.
La Reverenda Madre Emmanuel representa a Cristo entre nosotros.
Elbette, muhterem Rahibe.
Claro, Reverenda Madre.
"Ben, Gabrielle Van der Mal, yani Rahibe Luke... " sizin ve muhterem rahibenin huzurunda bu cemaatin kutsal kurallarına... " uyacağıma ve itaatkarlığa, namusluluğa ve yoksulluğa...
" Yo, Gabrielle Van der Mal, conocida como Hermana Luke prometo en presencia de Dios de Su Gracia y nuestra Reverenda Madre obedecer la Santa Regla de esta congregación y perseverar en la vida de obediencia, castidad, y pobreza por el periodo de tres años.
Başım belada, Muhterem Rahibe.
Estoy en problemas, Reverenda Madre.
Belki de Muhterem Rahibe Kongo için henüz hazır olmadığınızı düşünüyordur.
Quizás la Reverenda Madre siente que Ud. no está lista para el Congo.
Teşekkürler Muhterem Rahibe.
Gracias, Reverenda Madre.
" Ben, Rahibe Luke... sizin ve muhterem rahibenin huzurunda... ölene kadar itaatkarlığa... namusluluğa ve yoksulluğa direneceğime dair... söz veriyorum.
" Yo, Hermana Luke prometo a Dios en presencia de Su Gracia y nuestra Reverenda Madre perseverar en la vida de la obediencia castidad, y pobreza hasta la muerte.
Muhterem Rahibe'den izin istemem gerekecek.
Tendré que pedirle permiso a la Reverenda Madre.
Burada Muhterem Rahibe yetkili değil.
La Reverenda Madre no está a cargo aquí.
Muhterem Rahibe ameliyata giren rahibelere izin verdi.
La Madre Reverenda ha dado permiso a las hnas. en operación.
- Günaydın Muhterem Rahibe.
- Buenos días, Reverenda Madre.
Sizi utandırdım, Muhterem Rahibe.
Le he fallado Reverenda Madre.
Muhterem Rahibe, tekrar sorduğum için üzgünüm ama... akşam duasına katılmamak için izin isteyebilir miyim?
Reverenda Madre, siento pedirlo de nuevo... pero ¿ puedo tener permiso para ausentarme de las vísperas?
Teşekkürler, Muhterem Rahibe.
Gracias, Reverenda Madre.
- Çok iyi, teşekkür ederim, Muhterem Rahibe.
- Muy bien, gracias, Reverenda Madre.
- Evet, Muhterem Rahibe.
- Sí, Reverenda Madre.
Hastanede yardımcı olamaz mıyım Muhterem Rahibe?
¿ No podría ayudar en el hospital, Reverenda Madre?
Bu kız rahibe olmak için doğmuş... ki siz bin yıl geçse olamazdınız, Muhterem Rahibe.
La chica nació para ser monja algo que usted nunca será ni en mil años, Hermana Reverenda. "
Bununla kıyaslanamaz, Muhterem Rahibe.
No hay comparación, Reverenda Madre.
Muhterem Rahibemiz Emmanuel'den az evvel bir telefon aldım.
Acabo de recibir una llamada de la Madre Reverenda Emmanuel.
Çok değerli muhterem Peder,...
" Reverendísimo Padre Provincial...
Gelin, muhterem hamim!
Sois muy amable por volver.