Naman tradutor Espanhol
64 parallel translation
Kendini sınaman gerek.
Tienes que ponerte a prueba.
Efendimiz, sana vicdanını sınaman için zaman vermiş.
El Señor te da tiempo para hacer examen de conciencia.
O kız sadece senin kendini sınaman için bir yöntemdi.
Solamente he salido para saber cómo reaccionabas.
Ben, Robespierre, onları kınıyor ve kınamanızı istiyorum.
Y yo, Robespierre, los denuncio y los condeno
Belki de becerilerini sınamanın vakti gelmiştir.
Tal vez ya sea hora de probar tus habilidades.
Sizden daha önce "Tanrı'nın Kuzuları" oluşumunun icraatlerini kınamanızı rica etmiştim.
Le he pedido que denuncie las prácticas de un grupo llamado las "Ovejas del Señor"
IRA'yı kınaman gerekiyor.
necesitamos que denuncias al IRA.
Naman efsanesi.
Es la leyenda de Naman.
Kehanete göre Naman bir alev yağmuru sırasında gökten düşmüş.
Profetiza que Naman caería del cielo entre una lluvia de fuego.
Naman'da 10 adamın gücü olacakmış ve gözleriyle yangın çıkarabilecekmiş.
Dicen que Naman tiene la fuerza de diez hombres... ... y es capaz de provocar fuego con los ojos.
Kyla'nın dedesi Naman'ın hikayesini incelemiş.
El abuelo de Kyla está estudiando la historia de Naman.
O kişi de bu bahsettiğimiz Naman oluyor, değil mi?
Que sería ese Naman del que ha estado hablando, ¿ verdad?
Atalarımız, Naman'ın geldiği yıldızın orada olduğunu söylerler.
Nuestros antepasados dicen que había una estrella... ... y que de ahí proviene Naman.
Bir gün Naman'ın bütün dünyayı koruyacağını söylüyor.
Nos prometen que un día, Naman protegerá al mundo entero.
Naman'ın kardeşi gibidir.
Es como un hermano para Naman.
Efsaneye göre bir gün Naman'a karşı ayaklanacak ve birlikte iyiyle kötünün dengesini kuracaklar.
La leyenda dice que un día se volverá contra Naman... ... y juntos equilibrarán el bien y el mal.
- Sen gerçekten Naman'sın.
- De veras eres Naman.
Naman efsanesi de mi hikaye?
¿ Y la historia de Naman es sólo otra leyenda?
Senin seçilmiş kişin olamadığım için üzgünüm Naman.
Siento no ser tu compañera, Naman.
Tanrı seni beni sınaman için yolladı.
Dios te mandó para probarme.
Sonra da, Bauer'ın yaptığı şeyi açıkça kınaman gerekiyor.
... Y luego debes denunciar lo que Bauer hizo.
Otobüsün dış yüzeyinin dayanıklılığını sınamanı istiyorum.
Quiero que pruebes la inexpugnable carcasa del autocar.
- Mazerete gerek yok, Naman.
- No necesitas excusas, Naman.
Ben Naman değilim.
No soy Naman.
Sageeth üzerinde bir ışık parlatacak böylece Naman en büyük düşmanını tanımlayıp yok edebilecek.
Brilla una luz en Sageeth para que Naman identifique y destruya a su mayor enemigo.
Ve Willowbrook senin Naman olduğunu sandığı için mi geldi?
¿ Y Willowbrook vino porque cree que eres Naman?
Onu tutarak, korumaları için gereken gücü buluyorlar onu gerçek Naman'a götürene kadar.
Al sostenerlo, reciben el poder de protegerlo hasta que se lo entreguen al verdadero Naman.
Naman ve Sageeth'in efsanesine göre kayıp eser onu taşıyan kişiye olağanüstü yetenekler bağışlıyormuş.
De acuerdo con la leyenda de Naman y Sageeth el artefacto otorga habilidades extraordinarias a quien lo posea.
Seninle aynı şeyi Naman.
Lo mismo que tú, Naman.
Senin görevin hançeri gerçek Naman için korumaktır.
Tu deber es proteger el cuchillo para Naman.
Naman bu.
Él es Naman.
Naman benim.
Soy Naman.
Profesör Willowbrook benim Naman olduğumu düşünüyor.
El profesor Willowbrook cree que yo soy Naman.
Hizmetindeyim Naman.
Necesito su ayuda. Estoy a tu servicio, Naman.
Yapabildiklerimi gördükten sonra yanılmış olduğunu söyledi. - Ben gerçek Naman'ım.
Dijo que después de que vio lo que puedo hacer, estaba equivocado.
- Ben Naman olduğumu asla iddia etmedim.
- Soy el verdadero Naman.
Bu Naman yıldızlardan geliyormuş 10 adam gücünde ve gözlerinden ateş atabiliyormuş değil mi?
Este Naman que supuestamente llegará de las estrellas tendrá el poder de 10 hombres y lanzará fuego por los ojos, ¿ no?
Kendini sınamanın bir yoludur. Gücünü ve dayanıklılığını.
Es una manera de probar su fuerza y su paciencia.
Belki güveninizi sınamanın vakti gelmiştir.
Tal vez sea hora de que reexamine su fe.
Çünkü senin kınaman olmadan yeterince uğraşacağım şey var.
Porque tengo ya suficiente sin que estés regodeando.
Hizbullah'ı ve Irak'taki asileri kınamanızı.
Que denuncien a Hezbolláh y a los insurgentes dentro de Irak...
Ondan sakladığınız şeyi düşünürsek, aşkını bunun için sınamanızı önermezdim.
Sabiendo lo que le ha ocultado no le recomendaría poner su amor a prueba.
Halkın kurtarıcısı Naman'ın karanlık getiren Sageeth ile olan mücadelesini anlatıyor.
Hablan de Naman, salvador de la gente peleando contra Sageeth, el que trae la oscuridad.
Başlarda... Naman ve Sageeth'in ayrı sembolleri vardı.
Bueno, al principio Naman y Sageeth tenían su propio símbolo distintivo cada uno.
Tüm bu olanları Naman - Sageeth mitolojisine mi bağlıyorsun?
¿ Crees en toda esta mitología sobre Naman y Sageeth?
Neil, adayları sınaman yasadışı biliyorsun değil mi?
Neil, sabes que las novatadas son ilegales, no?
Ama Dr. Sidman'ın çalışmasını kınamanız dini bir fanatik misiniz, merak etmemi sağladı.
Pero su desaprobación hacia el trabajo de la Dra. Sidman me hace preguntarme si no es un fanático religioso.
Yine kararlılığımı sınaman gerekiyor mu?
¿ Debes probar mi resolución de nuevo?
Katılmadığımız yasaları kınamanın yolları ve yöntemleri var.
Tenemos los recursos para protestar contra leyes con las que no coincidamos.
Yani, Jeremiah'ın gerçekten Naman olabileceğini hiç düşündünüz mü?
¿ No ha pensado que Jeremiah realmente es Naman?
Yalancı.
- Nunca afirmé ser Naman.