Nefer tradutor Espanhol
27 parallel translation
Yaşlıları da karargaha koyuyorlar. Ya da nefer kaydettiriyorlar, veya hapishane müdürü yapıyorlar.
Los viejos a la intendencia o reclutando oficiales o guardianes, como yo.
Nefer!
Nefer.
NEFER, İÇERİ AL.
¡ Nefer, déjame entrar!
Nefer, bekle!
Nefer, espera.
Nefer, ben..
Nefer, yo...
Oku, Merit : "Nefer, Nefer, NEFER!" `
Léelo, Merit : ¡ Nefer, Nefer!
Yaşamak istermisin, Nefer?
¿ Quieres vivir, Nefer?
- 14 bin nefer yeniden doğduğu gece?
- ¿ La noche en que 14.000 renacieron?
Ağzından aldığın nefer hırıltın ve sinüzit arasında Sleestark'le uyuyor gibiyim.
Entre tus ronquidos, tu tos y tu sinusitis, es como dormir con un cerdo.
Bak, nefer alamıyorum!
Te lo digo, no puedo.
Babam nefer karıştırıyor?
¿ Qué ha estado haciendo papá?
Ama yemin ediyorum nefer olduğunu öğreneceğim ve bu aileyi tekrar bir araya getireceğim.
Pero prometo que averiguaré lo que pasó realmente y uniré a mi familia otra vez.
Neferer'in kanunu böyle.
Es la ley de Nefer.
Bir başka deyişle, hala aynı camiadan nefer topluyor.
En otras palabras, continua reclutando del mismo pozo.
Nefer değildi Ve satın alınamazdı
No era un soldado raso y no se le podía vender.
Bir nefer eksildi.
Un soldado menos.
Sürekli estetik cerrahinin bittiğini ve ve son nefer olarak kendisinin kalmak istemediğini söylüyordu.
No dejaba de decir que la cirugía plástica no tenía futuro y que no quería ser el último para apagar la luz.
Büyük Türk gençliği olarak, komünizme, faşizme kapitalizme, siyonizme ve her türlü emperyalizme karşı mücadelemiz son nefer, son nefes ve son damla kan akana kadardır.
Como jóvenes nacionalistas turcos, nos comprometemos a luchar contra el comunismo, el fascismo... Contra el capitalismo, el sionismo... Y toda forma de imperialismo...
Kısa bir süre sonra... nefer alması duracak, sonra da kalbi.
Pierde la consciencia, la respiración se corta y luego el corazón.
Onu bir nefer gibi düşünün.
Piense en él como en un soldado.
Tıpkı bunun gibi bir piramitte ama Mısır'da annem şu ünlü Nefertiti'yi bulmuş.
En una pirámide como esta, pero en Egipto mi mamá encontró el famoso Brassier de Nefer "tetas".
Hayır, Tom, onlar nefer değil.
No, Tom. No son la infantería.
Biraz rahat nefer almasına izin verin.
Deja que se calme un poco.
O bir nefer.
Él lo entiende.
- Öyleyse Kraliçe Re-nefer, annen mi?
¿ Entonces la reina Re-Nefer es tu madre? ¿ La has conocido?
Ancak sonunda o da Mulder'ın araştırmalarında nefer oluyor.
Pero ella está en última instancia alistó en la búsqueda de Mulder.