English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ N ] / Nemli

Nemli tradutor Espanhol

930 parallel translation
Zette, aynayı nemli bezle sil ve elbisemi hazırla.
Zette, limpia mi espejo y saca mi vestido.
Kabin cok nemli.
La cabina, muy húmeda.
Hem hava da soğuk ve nemli olur.
Sé que hará viento, frío, humedad.
Memleketinden gelen toprak bugün bile bereketli ve nemli görünüyor.
La tierra de tu ciudad natal se ve tan rica y húmeda hoy.
Orada, o nemli ekvator ikliminde bizim gibi beş altı bin adam ormanın derinliklerinde ağır orman altı bitkileriyle boğuşuyor.
En ese clima ecuatoriano tórrido, hay unos 5.000 ó 6.000 hombres como nosotros... luchando contra la maleza pesada en las entrañas de la selva.
Nemli ve boğucu.
Hay bochorno y podredumbre.
Banklarda oturmak için fazla nemli bir gece.
Es una noche muy húmeda.
Boya işi için oldukça nemli, Art.
Demasiada humedad, Art.
- Bu samanlar nemli!
- Pero esta paja está húmeda
Gözlerin nemli ama.
Tienes los ojos húmedos, eso está claro.
Gerçektende nemli.
Está realmente húmedo.
Bu nemli gecede onu dışarı çıkartan nedir?
¿ Qué le ha traído en esta noche sofocante?
- Nemli kestane ağaçları kokusu.
- Son los castaños húmedos.
İyi geceler. Orası soğuk ve nemli değil mi?
Buenas noches. ¿ Hace frío y humedad ahi?
Dalları çabuk getirin, bu odun çok nemli.
Las ramas, deprisa, la madera está demasiado húmeda.
Yine nemli toprağa oturmuşsun.
Te estás sentando sobre tierra húmeda.
Sıcak, nemli, berbat bir gün.
Es un día húmedo, caluroso y horrible.
Birazdan şafak sökecek. Ama hava o kadar sıcak ve nemli ki.
Pronto amanecerá... y ya el calor es sofocante.
Diğer 50 kadınla birlikte nemli bir odada bir makinenin arkasında oturuyorum.
He estado sentada frente a una máquina en un cuarto mal ventilado y con cincuenta mujeres.
Bu gece hava çok nemli...
Hay mucha humedad esta noche.
Bu mahzenler çok eski, çok nemli, Nevers'deki bu mahzenler... diyordun ki...
Son sótanos muy antiguos, muy húmedos, los sótanos de Nevers, decías...
Onu gözleri nemli halde bir görmeliydin.
¿ Le hablaste de Hirayama? ¿ Cómo hacerlo?
Bir mezar gibi soğuk ve nemli olur.
Estaría todo frío y húmedo como una tumba.
Sıcacık nemli elleriyle seni tutan baş rahibeyi hatırlayarak ellerin ısınıyor.
Tus manos están calientes recordando las manos calientes, sudorosas... de la hermana superiora cogiéndote.
Binlerce nemli ve buğulu göz, aşkın görüntüsünü paylaşıyor. İşte o!
Miles de ojos, donde brillan las lágrimas... comparten la adorable visión.
Hayvanların nemli ağız ve burunları... Ve kurtların dişleri...
Y los hocicos húmedos, los dientes de los lobos.
Dördü, nemli ve verimli bir çukurun dibinde..... sislerin arasında gizlenmiş gölün çevresinde bir yürüyüş yaptılar.
Los cuatro fueron a dar un paseo alrededor del lago... escondido entre la niebla, en el fondo de un pequeño valle... húmedo y frondoso.
- Nemli hava aletler için kötü değil mi?
- ¿ EI clima no daña Ios instrumentos?
Ciğerlerimin dayanılmaz baskısı nemli yeryüzünün boğucu dumanı tabutun vahşi davetkarlığı gecenin mutlak karanlığı ve o sessizlik taşan bir deniz gibi.
La insoportable opresión de los pulmones Ios vapores de la tierra húmeda el abrazo rígido del ataúd Ia oscuridad de la noche absoluta y el silencio...
Keyifsiz, nemli ve insanları da işten kaytarıyor.
Es triste, húmeda y anti laboral.
Nemli ve kirli.
Húmedo y sucio...
- Bunlar çok nemli elbette patlamaz.
La pared rezuma agua. Y yo que creía que te habías inventado lo de las filtraciones.
Boş ver! Ö nemli değil!
No vayas, no quiero, no me importa.
Ve nemli.
Y estoy empapado.
Nemli bir gecenin havasından zehirlenmek istemiyorum.
¡ No quiero envenenarme con el aire húmedo de la noche!
Bak yatak bile nemli.
Ve, incluso la ropa de la cama está mojada.
Evet kum nemli olur ve daha ele gelir.
Sí, la arena está mojada y es más fácil de manejar.
Bakın, hâlâ nemli.
Miren, aún está húmedo.
Arkadaşların nemli yerde kalırsa maazallah ya soğuğu yerler ya da mermiyi, öyle değil mi?
Si tus amigos se quedan en la humedad pueden pescar un resfriado, ¿ no? O una bala.
Kalın dudakları, çirkin vücudu, nemli ve yakaran bakışlarıyla onu itici buluyorsun.
A ti te parece repugnante, con su boca gruesa y su cuerpo feo, con sus ojos húmedos y suplicantes.
Düşün oracıkta yatıyorlar nemli kalçaları ve göğüsleriyle dış dünyadaki hayatı yönetenleri hayal ederek.
Imagínalas tendidas ahí con muslos húmedos y pechos soñando con aquellos que controlan la vida en el mundo exterior.
Filipinler'de öğleden sonraları,.. ... odaya güneş vurmuşken,.. ... nemli yastıkta görülen rüyalar kuzeyde, gece kar yağarken görülenlerden farklı olur.
Por las tardes, en las Filipinas... cuando la almohada está húmeda... y el sol brilla en la habitación... el sueño es diferente... que en el norte.
.. nemli kalmaları iyi olurdu.
Y mójalos bien.
O yüzden, bu soğuk, nemli sabahta onların başarısızlıklarından birine şahit olacaksınız.
Y en esta fría y húmed madrugada vas a presenciar uno de sus fracasos.
Minik örümcek ağından dizgini. koşumları ayışığının nemli ışıltısından.
Las riendas de la más fina tela de araña y los adornos de los rayos acuosos de la luna.
- Tropikal Çin ormanının ortasında sıcak, nemli yerde yetişiyor.
- En medio de una tórrida y húmeda... jungla tropical china.
Müşterileri unut. Paraşütler nemli olursa, atlamayız.
Si los paracaídas se mojan, no saltamos.
Hava nemli ve ağırsa belki de kötü bir gün olmaz.
No será un mal día para ello. Si el aire es húmedo, se desciende más lento.
Toplum içinde incir yemenin en münasip yoluna gelirsek, onu dörde ayırırız. Kökünün olduğu yerden tutarız ve açarız. Karşımıza iç gıcıklayıcı, hoş kokulu, nemli, tatlı,..
La única forma educada de comer un higo... es dividirlo en cuatro... sosteniéndolo del cabito... y abrirlo... para que parezca una flor de cuatro pétalos... reluciente, rosada, húmeda, dulce y tupida.
Tanrım, hava nemli, değil mi?
¡ Y sólo estamos en abril!
Nemli ama yıldızlı bir gece.
La noche es húmeda y estrellada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]