English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ N ] / Neyin

Neyin tradutor Espanhol

29,138 parallel translation
Peki bu şüpheli neyin peşinde?
¿ Y qué motiva a nuestro sudes?
Neyin var?
¿ Qué pasa?
Neyin var?
¡ ¿ Qué pasa?
Ben neyin içine sürüklendim böyle?
¿ En qué carajo me metí?
Bu dava sadece ve sadece gecenin bir yarısı teknenin patlamasına neyin neden olduğuyla ilgili bu yüzden bütün sorumluluk davacı tarafta.
Este caso solo trata de qué causó que un barco explotara en medio de la noche, y para ello el peso está completamente sobre el demandante.
- Biliyorum. Farkındayım, sadece bir saattir tanışıyoruz ama bana güvenirsen söz veriyorum, bu devi incitmeden neyin peşinde olduğunu öğrenebilirim.
Lo sé y entiendo que me conoces hace una hora, pero... si confías en mí, te juro que puedo averiguar qué busca este ogro... sin lastimarlo.
Kilit açıyoruz. Yani amaca ulaşmakta neyin mubah olup olmadığına sen karar vereceksin.
Y tú serás quien juzgue si el fin justifica los medios.
Devin neyin peşinde olduğunu bize söyleyeceğini mi düşünüyorsun?
- ¿ Y alguno nos dirá qué busca el ogro?
Peki bizim için neyin var?
¿ Qué tienes para nosotros?
- Neyin sırtına?
¿ La espalda de qué?
Bu da neyin nesi?
- ¿ Qué? - ¿ Qué demonios es esto?
- Çünkü neyin peşinde olduğunu söyleyebilirsin.
- Porque podrías decirme qué buscas. - PARA : MILAN.
Yumruyu alıp biyopsiye gönderip neyin ne olduğunu öğreneceğiz.
Cortamos un trocito, y se envía para Biopsia. Y verán que es.
Peki neyin farkına vardım biliyor musun Sofia?
¿ Y sabes de qué me di cuenta, Sofía?
Her neyin içine bulaştıysan, çok geç değil.
Lo que usted está involucrado en, no es demasiado tarde.
Neyin var?
¿ Qué te pasa?
- Neyin peşindesin sen İshida?
¿ Qué haces, Ishida?
bu düşünceliğin yeter. Hazır laf açılmışken Sho-chan bu intihar olayı da neyin nesi?
Estoy contenta por tu esfuerzo que por cierto, Sho-chan...
Bu arkadaş olayı da neyin nesi oluyor?
Como se define un amigo?
- Bu kılık da neyin nesi?
Que tienes puesto?
Ya-sho... o bıyık da neyin nesi?
Ya-sho! Y, qué es ese bigote?
tamamdır bakalım neyin var
Muy bien, masa deforme, veamos qué tienes.
Sadece yavaş ve emin adımlarla ilerlemeliyiz, Ben FBI'daki adamlarıma ulaşacağım ve bakalım Napier neyin peşindeymiş söyleyecekler mi?
Debemos ser precisos, averiguaré algo con mis conocidos del FBI... por si saben qué busca Napier.
Neyin bir boka yaramaz kanıtı?
¿ Se ha jodido una prueba de qué?
Şu an bunu kimin ya da neyin yaptığı farketmez.
Eso no importa, quién o qué está haciendo esto en este momento.
Cosimo, neyin var?
Cosme, ¿ qué sucede?
Dövme de neyin nesi?
¿ Qué onda con el tatuaje?
Neyin peşindesin?
¿ Qué estás haciendo?
- Peki, gerçekten neyin peşindesin?
- ¿ Qué estás tramando en realidad?
Sonra da onlara neyin vurduğunu anlayamadan biz sıçrarız. Hayır.
Y luego saltaremos al hiperespacio antes de que sepan qué les ha golpeado.
Neyin işe yaramasını umuyorsun?
¿ Esperas? ¿ Esperas que funcione?
- Neyin anahtarı?
¿ La clave de qué?
Neyin farkına varmamı sağlayacaksın?
¿ De qué vas a hacer que me dé cuenta?
Neyin doğru cevabının?
¿ La respuesta correcta a qué?
Fikrini neyin değiştirdiğini sorardım ama hazır bozmamışken duracağım.
Te preguntaría qué te hizo cambiar de opinión, pero renuncio antes de adelantarme.
Çünkü böyle öğrendim ve tam olarak neyin, ne zaman ve nasıl çalışacağını çok iyi biliyorum.
Porque así aprendí, y sé qué, cuándo y cómo se ejecutará.
Maxine, neyin var kızım?
Maxine, ¿ qué pasa, linda?
Neyin varisi?
¿ La heredera de qué?
Neyin peşindesin?
¿ Tú qué te traes?
Peki, dün gece bıçağı yapacak olan adama neyin sözünü verdik?
¿ Qué exactamente fue lo que le prometimos al cuchillero anoche?
Neyin var senin?
¿ Qué es lo que te pasa?
Bak ne diyeceğim buradayken hayatı, neyin önemli olduğunu çok düşündüm.
Te diré una cosa, aquí dentro, he estado pensando en la vida, en lo que importa.
- Başka neyin var?
- ¿ Qué más tienes?
- Neyin? İkinizin de eve dönmenizin.
De que vuelvan a casa, ambos.
Bunu neyin yaptığı hakkında bir fikriniz var mı?
¿ Alguna idea de lo que podría haber hecho esto?
Neyin zamanı geldi?
¿ A qué hora?
- Neyin var?
¿ Qué está mal?
ne kadan da düşüncelisin suna bi bak frontal kemiğin ön sol yüzünde kör uçlu travma ve karanal sütürda hepsi ölüm sırasında bunlardan partikuller için örnek almamı isteyeceğinden eminim bu da demektir ki bu hasarlara neyin sebep olduğunu henüz bilmiyorsun fakat ölçümlerime göre
Qué considerado. Eche un vistazo a lesión por objeto contundente en la cara anterior izquierda del hueso frontal y también cerca de la sutura coronal. Todas perimortem.
Neyin peşindeymiş öğren.
Averigua qué hizo.
- Neyin?
¿ Tu qué?
Kendine zaman yaratmalısın. Yoksa hayatta hep başka şeyler karşına çıkacak. Ve neyin eksik olduğunu anlayamadan, her şey geçip gidecek.
Abuela... Lo tengo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]