Neşter tradutor Espanhol
795 parallel translation
Neşter dahisi ama yön konusunda berbat.
Brillante con un bisturí, pésimo con las direcciones.
Küçük eğlencemize neşter atılacakmış gibi konuştu.
Él habló de nuestra pequeña reunión como pensando que necesitaba cirugía.
Neşter.
Bisturí
Yanımızda neşter olmaması ne ayıp.
Qué pena que no tengamos un bisturí.
Neşter.
Escalpelo.
Kötülüğü bir neşter ile insanın içinden söküp alabilecek misin Henry?
¿ Le extirparás la maldad al hombre con un bisturí, Henry?
Böylesi bir ameliyat, hastaya neşter vurmadan önce pek çok deneme gerektirir.
Antes de utilizar el escalpelo sobre alguien, una operación como ésta necesita pruebas en cualquier condición
- Neşter, doktor.
- Bisturí, doctor.
Bir neşter ile, tam önümde babanı öldürdü.
Lo hizo delante de mí con un bisturí.
Neşter.
Bisturí.
Neşter.
Hilo.
- Sıcak Dudak, steril neşter ver.
- Labios Ardientes, un bisturí estéril.
Derin bir neşter atmalıyız.
Tenemos que llegar al fondo con el bisturí.
Otomatik lazer maymunlarla tam bir cephe saldırısı öneriyorum, neşter mayınlar ve asitle beraber.
Sugiero un ataque frontal con monos láser automatizados, minas y ácido.
Her komünistin gözü ve aklı neşter gibi keskin olmalı.
El ojo y la mente de cada comunista debe ser perspicaz como un escalpelo.
- Neşter nerede?
- ¿ Dónde está la lanceta?
Nerede şu kahrolası neşter?
¿ Dónde coño está la lanceta?
Köpekbalığı, barakuda, ne yakaladığını umursamayan balıkçılar... Ve bir hayvanın beynine giden en kestirme yolun neşter olduğuna inanan beceriksiz bilimadamları.
Tiburones, Barracudas El pescador que no le importa lo que captura, y algunos científicos, torpes que creen que el camino más fácil para llegar al cerebro de los animales es por medio de un bisturí.
- Neşter. - Neşter.
Bisturí.
Neşter mi?
¿ El cuchillo?
Dr Hook diye tanınan McCracken, sopayı neşter gibi kullanma becerisiyle ve bir bilek fiskesiyle adamın gözünü oymasıyla biliniyor.
Apodado Dr. Hook por usar con destreza el stick como bisturí, como cuando sacó un ojo con un giro de muñeca.
Neşter, lütfen.
Escalpelo, por favor.
Neşter çok keskindir.
El escalpelo está muy afilado.
O neşter bırak.
Tire ese escalpelo.
On numara neşter.
- Sierra del diez.
Benim yöntemim elime bir neşter almak ve yarmak.
Yo cojo el bisturí y lo corto todo.
Neşter!
¡ Bisturí!
Ben hatırlıyorum. Nester'lar çamurla kaplı çukurda saklanıyordu ve kötü çiftçiler onları dışarı çıkarmak için Sam Bass'ı tutmuşlardı.
Los ocupantes estaban levantando chozas y Sam Bass fue contratado para echarlos.
Adım Mnester.
Mi nombre es Néster. Soy actor.
Aktör Mnester'la konuşmanı istiyorum.
Me gustaría que hablaras con Néster.
# Mnester'la konuştum.
Hablé con Néster.
# Mnester'in Silius'un yakın aile dostu olduğunu bildiğinden... #... ondan Silius'u kendisine getirmesini istemiş.
Sabiendo que Néster era amigo de su familia, le pidió que llevara a Silio a visitarla. Néster se había negado por respeto a la esposa de Silio.
- Mnester?
¡ Néster!
Şimdi ne görüyorsun Mnester?
¿ Qué sucede, Néster? ¿ Qué ves ahora?
- Neşter.
- ¿ Escalpelo?
- Neşter.
- Escalpelo.
Muhtemelen Frank Nester eski misyon bölgesindeki.
Seguramente, Frank Nestor, en el distrito de la Misión.
DAVID NESTER : Yüzbaşı
CAPITAN
Git buradan Nester.
Aléjese, Nester.
Nester.
Nester.
Şu piç kurusu Lao en az Nester kadar adi biri.
Ese Lao es el mayor cretino aparte de Nester.
Nester, Braddock'ın rakibi olacaksın ve onu yeneceksin.
Nester, tú serás el adversario de Braddock y tú ganarás.
Nester, o seni kullanıyor.
Nester, él lo está utilizando.
- Nester, Nester.
Nester, Nester.
Nester, seni öldürecek.
Lo va a matar, Nester.
Seninle dövüşmek istemiyorum Nester.
No quiero pelear con usted, Nester.
Yapma Nester! Aptallık etme dostum!
¡ Vamos, Nester, no sea tonto, hombre!
Nasılmış Nester?
¿ Qué se siente, Nester?
Nester'ı ve tüm tutsakları kilit altına alın!
¡ Encierren a todos los prisioneros y a Nester!
Komutanım, Nester'a ne olacak?
Señor, ¿ y Nester?
Nester bizden yana döndü.
Nester regresó a nosotros.