Nicholson tradutor Espanhol
346 parallel translation
- Doktor. Bayan Nicholson, diğerleri için şu notu ekler misiniz?
Srta. Nicholson, agregue esta nota.
- Üzgünüm. Bayan Nicholson, Kaptan Hendry'e ilk notlarımı okur musunuz?
Srta. Nicholson, lea mis primeras notas.
İyi geceler Bayan Nicholson.
Buenas noches.
- Bayan Nicholson.
- Srta. Nicholson.
- Notlarımı okur musunuz, Bayan Nicholson?
- Lea mis notas, señorita.
- Evet, Bayan Nicholson?
- ¿ Sí, Srta. Nicholson?
Adım Nicholson.
Me llamo Nicholson.
Belki Albay Nicholson bu kelimeyi farklı tanımlıyordur.
Quizá lo ha dicho en otro sentido.
Buna Nicholson karar verir.
Eso lo decide Nicholson.
Albay Nicholson pes etmeyecek.
No piensa ceder por la fuerza.
Kampın şurada olduğunu sanıyoruz. Albay Nicholson'a ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
Situamos el campo aquí.
Albay Nicholson'a ne olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
¿ Uds. Saben qué le pasó al Coronel Nicholson? ¿ Uds. Saben qué le pasó al Coronel Nicholson?
Sen ve şu Albay Nicholson. Yiğitlik için çıldırıyorsunuz. Ne için?
Vd. Y Nicholson, dos locos con valor. ¿ Para qué?
L. NICHOLSON KOMUTANLlĞINDA
TENIENTE CORONEL NICHOLSON
Meşhur Ben Nicholson'ı, yere sermişti.
El día después de que matase al gran Ben Nicholson.
Zavallı Nicholson kımıldıyamadı.
Ben Nicholson era malvado. Se merece esas pistolas de oro.
Arkadaşımın adı Nicholson'dı. Bob Nicholson.
El nombre de mi amigo era Nicholson, Bob Nicholson.
Texaslı Ben Nicholson'ın kardeşiydi.
El hermano de Ben Nicholson de Texas.
- Ölen Ben Nicholson'ın kardeşiydi.
- Era el hermano de Ben Nicholson.
Ben Nicholson'ın kardeşi ile 5000 milden fazla yol yaptım.
Morgan, recorrí 8.000 Km. en busca de su hermano.
Bu Nicholson'lar ile çok ilgilenmiyormusun.
Hay que ver cómo te gustan esos Nicholson.
Ben Nicholson, ucuz bir katildir
Ben Nicholson era un pistolero barato.
Gelelim vurdukları yolcuya, Ben Nicholson'ın kardeşi.
Y el pasajero al que han disparado es el hermano de Ben Nicholson.
Ben Nicholson'ın beni bulacağı bir an aklımdan çıkmıştı.
Nunca entendí qué tenía Ben Nicholson en mi contra.
Ben Nicholson, gururlu bir insandır.
Ben Nicholson era un hombre consecuente.
Ben nicholson'u öldürmem için hiçbir neden yok ki.
A menudo, pienso que maté a Ben Nicholson sin razón.
Evet, bayan ben bay Nicholson'u kimin öldürdüğünü bilmek istiyorum.
Sí, pero me gustaría saber quién mató a su Sr. Nicholson.
Ben Nicholson'a karşılık, Gannon'u istiyorum.
Quiero a Gannon a cambio de Ben Nicholson.
Ben Nicholson beni öldürmek için peşimden geldi.
Ben Nicholson fue a por mí. Me retó.
Artık Ben Nicholson'a eskisi kadar aldırmıyorum.
Ya ni siquiera me importa Ben Nicholson.
Öldüğü gün, Ben Nicholson ile konuştun mu?
¿ Hablaste con Ben Nicholson el día que murió?
Ben Nicholson ile niye konuşayım ki?
¿ De qué iba a hablar yo con Ben Nicholson?
- Ve Bob Nicholson'da da sen vardın.
- ¿ Y con Bob Nicholson?
- Ve Bob Nicholson.
- Y Bob Nicholson.
Ve, de Ben Nicholson.
Y Ben Nicholson, también.
Roberts, Nicholson, Howard, şu telefonu al Fremont'ları ara. Ve herkesin iyiliği için, onlara bir şey yememelerini söyle.
Roberts, Nicholson, Howard, llamen a los Freemont y diganles que no coman nada.
Affedersiniz, ama siz Peggy Nicholson, değil misiniz?
Perdone, usted es Peggy Nicholson, ¿ verdad?
Siz Bayan Nicholson değil misiniz diye sormuştum.
- ¿ No es usted Peggy Nicholson?
- Nicholson!
- Nicholson.
- Nicholson.
- Nicholson.
Glamorgan ile Yorkshire arasındaki maçta Yorkshire atıcısı Nicholson üç turda sekiz sayı yaptı.
En el partido entre Glamorgan... y Yorkshire, el lanzador del Yorkshire recibió ocho rastrillos por tres carreras.
O bir Nicholson.
Es un Nicholson.
Nicholson'ların kâhyası.
Es el mayordomo de Nicholson.
Etraftaki çiftlik sahiplerinin en zengini.
Nicholson es el ranchero más rico de por aquí.
Bay Nicholson doğruyu söylüyor.
El señor Nicholson está diciendo la verdad.
Ben Nicholson ağır hasta.
Ben Nicholson está muy enfermo.
Servetine hükmedecek varisi yok.
Entonces no quedará nadie a cargo de los bienes de los Nicholson.
Bir Nicholson'a patates soyduruyorsun.
Dejar que un Nicholson pele patatas.
Unutma sen de bir Nicholson'sun.
No olvides que tú también eres un Nicholson.
Hiç kimse, bir Nicholson'u aldatamanın yanına kar kalacağını sanmasın.
Nadie engaña a un Nicholson y se sale con la suya.
- Bayan Nicholson...
- ¡ Srta. Nicholson!