Nihayetinde tradutor Espanhol
2,211 parallel translation
En nihayetinde, kocası sarhoş olup... ona çok kötü şeyler yapmış.
Así que finalmente, un día, su marido se emborrachó y le hizo un montón de cosas innombrables a ella y luego se desmayó.
Bunu yapmaları 500 yıllarını aldı fakat nihayetinde başarıya ulaştılar.
Les llevó cinco siglos, pero finalmente lo consiguieron.
Zaten ben de soruşturma açmıyorum ya nihayetinde. Çantan bulunursa senin olduğunu ispatlayalım diye.
Yo no voy a empezar ninguna investigación ni nada, pero si se encuentra, serás capaz de probar que es tuya.
Demektir ki, bu hummayla yüzleşecek ; ... bu kokuşmuş, zehirli, ırkçı hastalıkla savaşabilecek kadar güçlüdür ve nihayetinde de güçlü bir şekilde bundan sıyrılacaktır.
Que... que... que es lo bastante fuerte como para enfrentar esta fiebre, de combatir esta rancia, tóxica enfermedad racista y salir de ella más fuerte.
- Onu çalan sensin nihayetinde.
Bien, usted es quien se la robó.
Ahsoka, asilerin çalışmalarını izlemeye devam ediyor. Asiler, meşru kral olarak hükümdarlığını yeniden kurmak ve nihayetinde Onderon'daki Ayrılıkçı işgalinin son bulması için Ramsis Dendup etrafında toplanıyorlar.
En medio del ascendiente apoyo popular y una mayor impaciencia Ahsoka continúa monitoreando los intentos rebeldes mientras se alinean alrededor de Ramsis Dendup para devolverle su posición como legítimo rey y finalmente ponerle fin a la ocupación Separatista de Onderon.
Nihayetinde, önemli olan tek şey senin ne düşündüğün.
Al final del día, todo lo que importa es lo que tú piensas.
Ve nihayetinde şehir kütüphanesini ıslah etmek istiyorum.
¡ Y finalmente eliminaré las bibliotecas de esta ciudad!
Nihayetinde, bunca zaman senden çok daha iyi bir Jordan Hester oldum.
Al final soy un Jordan Hester mejor del que has sido.
Yeryüzünde yaşayan ve büyüyen her şey en nihayetinde hakimiyetimize giriyor.
Nada de lo que crece en la Tierra escapa a nuestro férreo agarre.
Bu yaşam patlamaları en nihayetinde biter. Besin kaynaklarının bitmesi veya görünmez bir düşman saldırısı sonucu yok olurlar. Virüsler.
Estas explosiones de vida siempre acaban llegando a su fin, devoradas por la escasez de recursos o exterminadas por un enemigo invisible :
Kuşlar, balıklar bunları yer ve en nihayetinde okyanustaki balıkları avladığmızda tabaklarımıza kadar gelir.
Lo que coman las aves lo comerán los peces, y después yo mismo lo comeré, pues nos sumimos en el mar para obtener nuestro alimento.
Bir polis memurunu öldürdü nihayetinde.
Mató a un agente.
Ve nihayetinde boşanacak.
Y, eventualmente, divorciados.
Nihayetinde, ilk izlenim önemlidir.
Después de todo, las primeras impresiones son muy importantes.
Kocası döver ya da dövmez. Nihayetinde kocası, değil mi?
Si él la golpe o no, al final él es su marido, ¿ verdad?
Bunun neyin nesi olduğunu en nihayetinde öğreneceğiz.
Vamos a conseguirlo de que con el tiempo.
Freeman : Ama kaya bile nihayetinde parçalanabilir ya da gömülebilir.
Pero incluso una piedra finalmente se destruye o queda enterrada.
Ama nihayetinde ilk teması gerçekleştirince, türlerimiz çağ atlamak zorunda kalacak.
Pero cuando ocurra el primer contacto, nuestra especie se verá obligada a cumplir la mayoría de edad.
Gerçekten ama nihayetinde bir adamın hayatını sonlandırdı.
de verdad que no, pero, sabes, realmente acabó con la vida de alguien.
Yani nihayetinde öleceğiz ama izin verin size bir soru sorayım doktor.
Quiero decir, alguna vez, claro, pero déjeme preguntarle algo, doctor.
Bu gerçekçi değil. En nihayetinde bu sözünü bozduğunda ne olacak peki?
¿ Qué pasará cuando rompas esa promesa?
* Çünkü nihayetinde *
* Porque después de todo *
* Çünkü söylenmemişti sana * * Ve kesin olarak yapmam gereken de bu * * Yine seninle olursam nihayetinde *
* Porque no te lo dije * * y era exactamente lo que debía hacer * * si termino contigo *
İlkel organizmalar gelişti. Ve nihayetinde Dünya yaratıklarına doğru evrim geçirdiler.
Los organismos primitivos que prosperaron... y finalmente evolucionaron en todas las criaturas de la Tierra.
Nihayetinde, eğer yaşam yeterince akıllı olursa nesneleri dışarıya gönderebilir yaklaşan göktaşlarını saptırabilir ya da onları yok edebilir.
Finalmente, si la vida se vuelve lo suficientemente inteligente, puede enviar objetos al exterior... para desviar o destruir a los asteroides próximos.
En nihayetinde o senin baban, bu yüzden gelmişsin.
Supongo que sí te interesa tu padre.
Nihayetinde beni aradı ve " Üzgünüm.
Al final, me llamó diciendo...
Davayı kazanacaklar ve nihayetinde AWM'nin sahibi olacaklar.
Van a ganar y van a ser los dueños de AWM.
Nihayetinde, kimse onun yerini dolduramadı.
Y resultó que ninguna pudo ocupar su lugar.
Nihayetinde geçmişinize bakarsak sivilce suratlı aşçıların geçmişini araştırmak biraz çocuk işi kalıyor.
Digo, dada su historia ponerlo a revisar los antecedentes de cocineros con granos suena algo exagerado.
En nihayetinde 900 mil uzaktayız.
Estamos 1.500 kilómetros más cerca, después de todo.
En nihayetinde, belki bulunmak istemiyordur gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım.
Al final tuve que aceptar el hecho de que igual no quería que la encontraran.
Birisi eski müşterilerimi öldürüyor, belki de beni sona saklıyor, ama nihayetinde bu da çözülecek bir başka vaka, değil mi?
Alguien está matando a mis clientes, quizás dejándome para el final, pero solo es otro caso que resolver ¿ no?
Nihayetinde kardeşi. Ailemiz için her şeyi yaparız.
Bueno, es su hermana, y tenemos una obligación con la familia.
Burası nihayetinde The Glades değil mi?
Bueno, estamos en los Glades, ¿ verdad?
Burası nihayetinde The Glades değil mi?
Bueno, este es El Glades, ¿ verdad?
Şimdi, belli ki orada birkaç denizaltı püskürme ve patlaması olmuş ama nihayetinde magma soğumuş ve oldukça yıkıcı bir olaydan kurtulmuşuz.
Ahora, obviamente, hubo varias erupciones y explosiones submarinas, pero, finalmente, ese magma se enfrió, y evitamos un evento bastante catastrófico.
Kadın, nihayetinde onu öldürecek insanla birlikte yaşıyordu.
De que vivían con la persona que podía matarlas.
Nihayetinde ondan daha uzun yaşayabilirsin.
Quizá lo sobrevivas después de todo.
- Onlar senin insanların, Nathan. - Hepsi insan nihayetinde.
Solamente son personas.
Ama bu sanrılar kontrol altına alınmazsa bazı durumlarda nihayetinde çok tehlikeli sonuçlara varılabilir.
Sin embargo, si su delirio no se controla, el resultado puede conducir a consecuencias muy peligrosas...
Uzunca bir süre boyunca sorgulandık ama nihayetinde güvenlik bizi serbest bıraktı.
Nos interrogaron un buen tiempo, pero, eventualmente, la seguridad nos dejó ir.
Nihayetinde, kazanan,
Al final... Voy a elegir a...
Nihayetinde karıştılar.
Bueno, ellos están involucrados.
Nihayetinde bu bir ok ucu.
Quiero decir, es una punta de flecha.
Sophie ile Abby birbirleriyle hiç geçinemezdi sonra Sophie Paul ile çıkmaya başladı ama ben Paul'ün hep benimle olacağını sanırdım nihayetinde Abby ile ayrıldılar.
Sophie y Abby nunca se llevaron bien... Entonces comenzó a pololear con Paul... Quien siempre pensé que pololearía con una de nosotras...
Ama nihayetinde, bir sonraki kurbanların evinde ya da komşularının evinde ilaçlama ile bir bulgu bulunmayınca, teori kenara atılmış.
Finalmente descartaron su teoría cuando no encontraron ninguna conexión con el exterminador en esa casa o en cualquiera de las posteriores víctimas.
Ve nihayetinde karşınızda bu haftanın en iyi on spor hadiselerinin bir numarası. Bu, bir Reggie Blake hayranı tarafından gönderildi.
Y finalmente, aquí está el número uno en esta lista de los diez momentos deportivos de la semana... este fue enviado por un fan de Reggie Blake.
Nihayetinde paramız yoktu.
Al final no teníamos dinero.
- Nihayetinde nehir seti kıracaktır.
- Y en algún momento el río los arrastrará.