English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ N ] / Nun

Nun tradutor Espanhol

41,882 parallel translation
Yıldırım'ı yendin ve şimdi Vito'nun ortak olmasını sağlıyorsun.
Vaya, vaya. Así que eres mejor que Flash y ahora Vito quiere hacerte su perro.
Yapma Stewie, O'nun için burada değiliz.
Vamos, Stewie, no se trata de ella.
Ve sonunda O'nun yerini alacağım.
Y yo tomare su lugar.
O'nun yazdığı bir şarkıyı söyledik.
Estamos cantando la canción que el escribió.
Bütün bunlar O'nun fikriydi.
Todo esto fue su idea.
Saat 11 buçukta Joe'nun çığlığıyla uyandım.
Le prendimos fuego a un cubo de basura o algo. Cierto.
Pietro'nun habercisinin kim olduğunu çözmemiz lazım. Bu haberleri kimden alıyor,...
Tenemos que enterarnos de quien es el embajador de Pietro,... quien le da las noticias.
Sadece Sette Palazzi dışında orası Scianel'in oğlu Lelluccio Magliocca'nun olacak.
La "plaza" de O'Principe, Sette Palazzi, creo que es justo que se la quede... Lelluccio Magliocca, el hijo de Chanel.
Memnun musun Lelluccio'nun ayrılmasından?
¿ Te alegras que Lelluccio haya tenido que escapar?
Ben, Lelluccio Magliocca'nun karısıyım.
Soy la mujer de Lelluccio Magliocca.
Pietro Savastano'nun habercisini buldum.
Sé quien es el correo de Pietro Savastano.
Ciro'nun şu anda nerede olduğunu söylemeniz lâzım.
Pero tenéis que decirme donde está Ciro. Ahora.
Eline yüzüne bulaştırdın, Remanso'nun adamları bunu öğrenecek.
Es mi hijo. Lo manejaste para el orto, los de Remanso se van a enterar.
Buradan girip diğer tarafta Socorro'nun hemen dışına çıkacaksın.
Si entran por aquí, saldrán al otro lado a las afueras de Socorro.
Hala bunları Antonio'nun evine bırakmamı istiyor musun?
¿ Todavía quieres que la tire dentro de la casa de Antonio?
Şey davetli listesine bakıyordum da Jianyu'nun listede olmadığını fark ettim.
Es sólo que, bueno, miré la lista de invitados antes, y Jianyu no fue invitado.
Silo'nun her yeri korumalarla çevrili.
El Silo está vigilado permanentemente.
Niska, Leo'nun kardeşi.
Niska, la hermana de Leo.
Baba ocağına. "Bizim Evimiz" e bu karmaşadan önce yaşadığımız yere, yani Savastano'nun yanına.
La de mi padre, la nuestra... y en la que algunos de vosotros estabais antes del lío con los Savastano.
Savastano'nun adamlarından veya Sokak Çocukları'ndan birini vurana 1000 Euro önemli adamlardan birini vurana 2.000 Euro ve patronlardan birini vurana 10.000 Euro.
Mil euros a quien nos quite de encima a un Savastano... o alguno del Callejón. 2 mil si es alguien importante, 10 mil si es un "capo".
- Ciro, Zingarello, Savastano'nun gizlendiği yeri biliyor olabilir.
Ciro... ha dicho Zingarello que tal vez sepa donde está escondido Savastano.
Endişelenme Gennaro, Alfredo Natale iş hakkında hiçbir şey bilmiyor ve Tommasa'nun kardeşi ötecek bir tip değil.
Tranquilo, Gennaro. Alfredo Natale no sabe nada de los negocios. y su hermano no abrirá la boca.
O'nun hakkında konuşurlarken benimleydin.
Tú estabas conmigo cuando estaban hablando de ello.
Gölge Soyu'nun kralı.
Es el rey de los Shadow Kin.
Gölge Soyu'nun liderini öldürmekten mi çekiniyorsun?
¿ Dudarías en matar al líder de Shadow Kin?
Gölge Soyu'nun geldiği o yırtığı... -... tamamen kapatamadın.
Esa abertura por la que vinieron los Shadow Kin, no pueden cerrarse completamente.
Cadmus'un Metallo'nun iskeletini yapmak için kullandığı metali tespit ettik.
Hemos identificado el material que Cadmus usó para crear el endoesqueleto de Metallo.
- Metallo'nun kendisi orada olabilir. - Ne zaman?
Entonces, en este momento Metallo está solo. ¿ Cuándo?
DEO'nun görevinin firari uzaylıları yakalamak olduğunun farkındayım ama bu görev de yeni ortama uyum sağlamalı.
Sé que es la misión del DOE perseguir a los alienígenas renegados, pero esa misión tendrá que adaptarse.
Biraz uğraştırdı ama DEO'nun taktığı tıbbi takip bilekliğini tekrar etkinleştirerek yerini tespit ettim, derken... Çoktan gitmişsin bile.
Digo, me costó algo de trabajo, pero logré poner en línea de nuevo el rastreador de su brazalete médico para triangular su ubicación y... ya te fuiste.
Zorn'nun oğlu!
¡ El hijo de Zorn!
Bu, Cisco'nun evinde bulduğumuz şey.
Esto es lo que encontramos en casa de Cisco.
Sonra Tomero'nun ölümü hepinizin koşturmasına sebep oldu.
Y con la muerte de Romero os volvisteis escurridizos.
İşin komik kısmı, sen bunu Karanlık Ordu'nun işi sanıyordun.
Lo más gracioso es que pensabais que el Ejército Oscuro estaba involucrado.
Amerika Birleşik Devletleri, Castro'nun ayrılmalarını istemesine rağmen Guantanamo Körfezi'ndeki Küba Üssüne donanma yığınağı yapmaya devam ediyor.
Los Estados Unidos continúan fortaleciendo su base cubana de la Bahía de Guantánamo, el depósito naval que Castro quiere que abandonen los EEUU.
Sen, O'nun uğruna öldüğü her şeye ihanet ettin.
Traicionaste todo por lo que murió.
Bir Gestapo'nun bodrum katında son bulsun istemedim.
No quiero acabar en un sótano de la Gestapo.
Alt tarafı, Saldenbrook İlkokulu'nun "Boston Tarihi Gecesi".
Es "La noche de la historia de Boston" del Colegio Saldenbrook.
Saldenbrook İlkokulu'nun "Boston Tarihi Gecesi" ne hoşgeldiniz.
Bienvenidos a "La noche de la historia de Boston" del Colegio Saldenbrook.
Bu denizanaları, Pasifik Bölgesi'ne özgü olsa da Kuzey Pasifik Okyanusu'nun daha soğuk alanlarına da yayılmışlardır.
La medusa es natural de la región pacífica, pero se ha propagado por las zonas más frías del océano Pacífico Norte.
Ben sadece Maestro'nun istediği gibi olsun istedim.
Y yo quería asegurarme de que el maestro consiga lo que necesita.
Kenneth, Bayan DiMeo'nun oğlu tekerlekli sandalye kullanıyor.
Kenneth, el hijo de la Sra. DiMeo va en silla de ruedas.
- Böylece Jianyu'nun da sahtekar olduğunu anlayacak. Ki daha en önemli noktaya yeni geliyorum.
Entonces, igual sabrá que Jianyu también es un farsante, y, aquí está lo peor,
Ben Michael, İyi Yer'de Mahalle 12358W'nun mimarı.
Este es Michael, el arquitecto del vecindario 12358W del Buen Lugar.
Saat 11'i 5 geçe Moe'nun yerinden döndüğümde hâlâ montlarını çıkarıyorlardı.
¡ Cuando volví de donde Moe a las 23 : 05, aún se estaban sacando los abrigos!
Ben oradayken her zaman yaptığın şeyi yap. Moe'nun yerine git.
Puedes hacer lo que hacías conmigo allí : ir a lo de Moe.
Moe'nun yerine gidiyorum!
¡ Yendo al bar de Moe!
Sadece Moe'nun yerinde içki içmeliydim.
Debería solo salir a beber en el bar de Moe.
Moe'nun yerine gideceğim galiba.
Creo que me voy a lo de Moe.
MOE'NUN PARMAĞI
MOEFINGER
Sen Pietro Savastano'nun oğlusun,
Tú eres el hijo de Pietro Savastano, no hay otro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]