O olmaz tradutor Espanhol
4,877 parallel translation
- Hayır, o olmaz, hayır!
- ¡ No! ¡ Eso no, no!
Önlerinde ne kadar altın sallarsanız sallayın o düşmanlık bir anda yok olmaz.
No importa cuánto oro les muestres, el odio aún no ha desaparecido.
Ya İngiliz darağacına çıkar, ya da İspanyol kılıcını yer ama bu kaçışı olmaz, sen de biliyorsun.
Ya sea por una soga inglesa o por una espada española, es inevitable y lo sabes.
Ama o savaşır. Ben de vazgeçemem. Olmaz.
Pero ella es una luchadora así que no puedo rendirme.
hayır o olmaz.
No, este no.
O hiç olmaz!
¡ Dios, ese no!
- "Evet! O ince dudaklarla olmaz."
- " Sí, no con esos labios delgados.
Madem Bolton değilim baba, o zaman bir önemi de olmaz.
Si yo no soy un Bolton, Padre, ¿ qué importa?
Yaprak Kitabı ya da kim seni kurtarırsa. İkisi birden olmaz.
El Libro de las hojas o lo que tengas planeado, no ambos.
Ben güvende olur olmaz sana o telefondan ulaşırım.
Te llamaré a ese celular tan pronto como esté a salvo.
Ya onlarla birlikte uçakta olursun, ya da bu iş olmaz.
Podrías estar en ese avión con ellas o no. ¿ Qué?
Brooklyn'de de, Moskova'da da yaşasak umrumda olmaz.
No me importa si nos quedamos en Brooklyn o nos mudamos a Moscú.
Onu hareket ettirseniz falan olmaz mı?
¿ No puedes, como, moverlo o algo así?
O zaman bunu ona sorsam bir problem olmaz herhalde?
¿ Y estoy seguro de que no será un problema si yo voy a preguntarle por ello?
- Yarın o zaman? Yarın da olmaz.
- ¿ Mañana, entonces?
O akıncıların karşında hiç şansı olmaz.
Esos ladrones no hubieran tenido una oportunidad contra ti.
Düşündüm de o... Bilmiyorum. Bu sabah erkenden evine geldim ve ne olur ne olmaz diye çöp bidonundan birkaç torbayı aldım.
Pero yo llegué temprano hoy a tu casa, y por las dudas, saqué un par de bolsas de tu basura y las cambié.
Aylar ya da yıllar sürebilir. Ya tamamen biter ya da hiç olmaz.
Podría llevar meses o años o toda la vida, o nunca pasar.
Pettifer Todd aleyhine bir şey bulmuş olsaydı... O dosyada çekten başka bir şeyler de olmaz mıydı?
Si Pettifer hubiera tenido algo sobre Todd, tendríamos algo más en su archivo que un cheque, ¿ no?
O zaman şöyle içeriye bir göz atarsam itirazın olmaz.
¿ Entonces no le molestaría que echara un vistazo por su propiedad?
Tabii ki, sorun olmaz, adamım. O kendi işine bakar, bende kendiminkine.
Quiero decir, ella hace sus cosas, ya sabes que yo hago las mías.
O'nun için sorun olmaz mı?
¿ No le importará?
- O zaman benim seçimim olmaz.
Entonces ya no sería mi elección.
O kadar fena da olmaz. Bahçede çalışırlar işte.
Eso no será tan malo.
Jeremy, gerçekten bir ya da iki gece daha kalmam sıkıntı olmaz.
Jeremy, de verdad, no me importa quedarme otra noche o dos.
Bizim ailede o iş olmaz gibi.
No con nuestra familia.
Ann ve Emma'yı bırakmazsan, anlaşma da olmaz.
Liberas a Ann y Emma, o no hay trato.
Opadin olmaz o zaman.
Ah, dormir. Zolpidem, no, amigo.
- O kadar da kötü olmaz belki.
Sí, quizás esa no sea una mala idea.
Olmaz, en sevdiğin etek o.
Esa es tu falda favorita.
Nasıl fark olmaz? O hasta kim bilmek istemiyor musun?
¿ No quieres saber quién es ese paciente?
Kalırsam ikimiz için de iyi olmaz.
No sería bueno para ti o para mí si me quedara.
- Bu hafta olmaz. - Sonraki o zaman?
- No puedo este fin de semana. - ¿ Quizás el siguiente?
O elbise olmaz Mae.
Ese vestido no, Mae.
Kendi, kendine uyanmış olmaz. Yani Sacks'ın pikabı onu komada tutarken olmaz. Ki bu arada o da gitmiş.
Vale, no pudo despertarse sola, no con el tocadiscos de Sacks manteniéndola en coma, el cual, por cierto, tampoco está.
Artık o tozlu parşomenlerdeki miras gibi olmaz.
Ya no se trata de esos polvorientos pergaminos heredados.
Artık o tozlu parşomenlerdeki miras gibi olmaz. Yeni kurallar koymanın zamanı gelir.
Ya no se trata de esos polvorientos pergaminos heredados.
Plakayı görecek kadar yakınlaşabilir miyiz? O kadar olmaz.
- ¿ Puedes acercarte a la placa?
Umarım o zamana kadar delice şeyler olmaz.
Solo espero que nada loco ocurra antes.
O psikopat dışarıdayken olmaz.
No mientras ese psicópata todavía está ahí fuera.
Senin için sorun olmaz değil m?
No es un problema, ¿ o sí?
Joker'e o kadar yaklaşması sorun olmaz mı?
¿ Estará segura tan cerca del Joker?
Doğru ya da yanlış hiç umurunda olmaz mı?
No importa si está bien o mal.
Ama eğer orada bırakır ve bizim için çalışırsa o zaman hata olmaz. - Lanet Olsun!
Bien dicho.
- O'na bir şey olmaz.
- Va a estar bien.
O zaman CPS'nin hakkımdaki suçlamaları düşürmesini istemek çok abartı bir şey olmaz.
Entonces no sería mucho pedir que la fiscalía retirara los cargos contra mí.
Hayır. O benim oğlum ve onu bırakmıyorum. Bu gece olmaz.
Es mi hijo, y no lo voy a dejar, no esta noche.
Benim sana vereceğim parayı, başkası sana beni öldürmek için verse anca o zaman gereksiz yere olmaz.
En cambio si te pagaran para que me mates, entonces sí valdría la pena.
Şey yapsak olmaz mı? Yatakta uzansak da sen başını göğsüme falan yaslasan...
¿ Podríamos quedarnos acostados y podrías poner tu cabeza en mi pecho o algo así?
İkimiz de biliyoruz ki o derece bir güç öylesine ortadan yok olmaz.
Los dos sabemos que un poder como ese no desaparece así como así.
- O kadar da kötü olmaz belki.
- Quizá no sea mala idea.
o olmazsa 16
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39