English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / Odan

Odan tradutor Espanhol

8,159 parallel translation
Neden ona kendi yatak odanı verdin?
- ¿ Por qué le diste tu cuarto?
Herkesin adapte olması lazım. Odanın sesine alışması lazım.
Todos tienen que adaptarse a la ocasión, adaptarse al sonido de la sala.
Zeke, kusura bakma. Başkomiserim odanı bir süre daha kullanacağımızı söylüyor.
Zeke, lo siento, pero el capitán cree que podríamos necesitar más tiempo tu habitación.
Sonra da amfilerini taşıdık ve odanın tepemize çökmemesi için gereken ayarlamaları yaptık.
Sólo los desviamos lo suficiente para que no colapsara completamente el salón con el volumen.
Buradaki en yaşlı adam olarak odanın ortasında ağzını açıp kestirme görevi benimdir.
Como el mayor aquí es mi trabajo tomar una siesta con la boca abierta en la mitad del cuarto.
Dediler ki... odanın dışındaki muhafızlar öldürülmüş, ama suikastçiler içeri girememiş, sana dokunamamışlar.
Dijeron... que los guardas apostados en nuestros aposentos fueron asesinados, pero que los asesinos nunca entraron, que no te tocaron.
Burası odan, bu da kahve makinesi.
Y ése es el tuyo. Esta es la máquina de café.
- Odanıza mı koyayım?
Nicola, ¿ te dejo el correo en el despacho?
Kiralamalık ufak bir odanız olduğu söylendi.
¿ Me dijeron que podría tener una pequeña habitación?
İşte odanız, efendim.
Aquí está su habitación, rabino.
Bir şey o camdan içeri girmiş odanın bu köşesinden dönüp o camdan çıkmış.
Algo entró por esa ventana, hizo un ángulo aquí y salió por esa otra.
Kilere, variller dolusu barut saklandı, rahiplerin uyuduğu odanın altına denk geliyor.
Escondimos el primer barril de pólvora en sus celdas debajo de donde duermen los monjes.
Odan çok geniş. Yardım edebilecek birinin daha olması iyi olur dedim.
Tienes un dormitorio enorme, y pensé que nos vendrían bien un par de manos extra.
Eğer geri dönmek istersen kendine ait yatak odan ve banyon olacak.
Si quieres volver, tienes tu propia habitación y baño.
Odanın kapı şifresini ne zaman değiştirdiniz?
Te dije que no quería responder.
- Odanı temizleyen sen değil miydin?
Entonces, no fuiste tu el que limpió la habitación.
Temel olarak bu odanın senin odan olduğunu söylüyorum.
Básicamente lo que estoy diciendo es que este es tu cuarto.
Evet, odanın duvarı, çünkü ıı sallanıyor.
Sí, la pared del cubículo, porque... está floja.
Eşyalarınızı toplarken bunu odanızda bulduk.
Encontramos esto en los aposentos reales cuando estábamos sacando vuestras cosas.
Pekala, odan hazır. Ve yalan söylemeyeceğim. Sabahtan beri içiyorum.
Muy bien, tu cuarto está listo y no voy a mentir, estoy bebiendo desde el mediodía.
Gelinim neden oturuyorsunuz, onlara etrafı gezdirin odanızı gösterin!
¿ Qué haces, bebé? Debes mostrarles tu cuarto.
- Burası senin odan.
Es tu habitación.
Tanrı aşkına Boyd, bunu yapmaya devam edecekseniz odanıza çekilin.
Oh por el amor de Dios, Boyd, consigue una maldita habitación si es que vas a hacer eso.
Odanız burası efendim.
Su habitación, señor.
Çocuklar, burası sizin odanız.
Bueno, chicos. Ésta es la suya.
Odan ise yukarıda.
Y aquí arriba está tu habitación.
- Odanı ofisim ayarladı. Girebilir miyim?
Mi oficina reservó tu habitación.
Sana odanı göstereyim.
Déjame mostrarte tu habitación.
Beyefendi olay durulana kadar lütfen odanıza dönün.
Señor, por favor volver a sus habitaciones. Hasta que la situación ha terminado.
- Odan sterilize edildi.
Esterilicé tu cuarto.
Ah, o odanın uçan deli olduğunu fark?
Ah, te das cuenta de que era una locura volando por la habitación?
Ve onun arkadaşı odanın uçtu?
Y su amiga voló por la habitación?
Ben, ne diyeceğimi bilmiyorum ama odanın uçtu yok.
No sé qué decir, pero voló por la habitación.
Bu odanın uçtu.
Voló por la habitación.
Tek istediğimiz gelip yatak odanı toparlaman. Çünkü dipsiz kuyu gibi.
Lo único que necesitamos es que vengas a limpiar tu habitación porque es un pozo sin fondo.
Evimiz olacak yakında, senin de kendi odan
¡ Una casa! Tendrás tu propia habitación.
Hadi bakalım, gidin odanızı seçin.
¡ Vamos a elegir una habitación!
Odanız.
Su cuarto.
Odanı geri alabilirsin.
Puedes quedarte con tu antiguo cuarto.
Senin odan sağda.
Tu habitación está a la derecha.
Görünüşe göre bir odanız zaten var Bay Beale.
Parece que ya se está alojando con nosotros, señor Beale.
- Göt büyüklüğündeki odan nasıldı? - Keyifliydi.
- ¿ Cómo está la habitación de atrás?
Senin manastır odan nasıldı?
- Una delicia. ¿ Cómo está la habitación del monje?
Odak noktası odanın merkezi.
Punto de impacto, en el centro de la sala.
- Beş kişilik odan var değil mi?
- ¿ Tienes lugar para cinco?
- Beş kişilik odan var mı?
¿ Tienes lugar para cinco?
- Alice, olduğunu bir zaman - Ve aynanın diğer tarafına geçti. - Yavaşça aynalı odanın içine
En un momento Alice estaba del otro lado del espejo y saltó suavemente al cuarto de espejos. "
- Bu odanın ne odası olduğunu biliyor musunuz?
¿ Sabes qué habitación es esta?
Yatak odanın güllük gülistanlık olmadığını biliyoruz.
Sabes que hay rosas y espinas en ese cuarto.
Şüpheliler sağdaki odanın arkasında.
Sospechosas en el cuarto trasero derecho.
Eğer bunu yaparsan burası senin odan olacak.
Si vamos a hacer esto, esta será tu habitación.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]