Odum tradutor Espanhol
134 parallel translation
"Her zaman sadık bir eş odum ~ ve kendime hiçbir leke sürdürmedim!"
¡ Siempre he sido una esposa fiel... y no tengo nada que reprocharme!
Emekliliğime yedi gün kala devriye odum.
Siete días antes de jubilarme me degradan a patrullar.
Tanıştığımıza memnun odum.
Encantada.
Görüştüğümüze memnun odum.
- De acuerdo.
Sana aşık odum ; buna engel olamıyorum.
Me he enamorado de ti ; no puedo evitarlo.
- Memnun odum.
- Un placer conocerla.
Peki ya Odum?
¿ Qué hay de Odum?
Martin'i cinayetle ilişkilendiren kanıtın var mı?
¿ Tiene alguna evidencia que conecte a Martin Odum con el asesinato?
Artık McCombs'u öldürenin Odum olduğunu düşünmüyorum.
Ya no creo que Odum haya matado a McCombs.
Ama artık elimizde ikinci bir kurban var. Artık Odum'un şüpheli olduğunu düşünmüyorum ama olayın tam ortasında bulunuyor.
Pero ahora tenemos una segunda víctima, y no creo que Odum sea sospechoso, pero está justo en medio de eso.
- Gerçek de Odum'un daha şimdiden iki kişinin ölümüne yol açmış bir olayın içinde olduğu.
Y la verdad es que Odum está implicado en algo que ya ha terminado con la vida de dos personas.
Ben de FBI'danım, aynı Odum gibi.
Pero soy del FBI, igual que él.
Adım Martin Odum. FBI'da çalışan bir özel ajanım.
Mi nombre es Martin Odum, soy agente especial del FBI.
Adı ya Len Barlow ya da Martin Odum.
Su nombre es Len Barlow o Martin Odum.
Ajan Odum'la görüşebilir miyim, lütfen?
¿ Puedo hablar con el agente Odum, por favor?
Sana Martin Odum olmadığını söyleyen adam hani?
¿ El que dijo que no eras Martin Odum?
Odum çok konuşkan biri değil, demek istediğimi anladıysan.
Odum no es la persona más conversadora, si sabes a qué me refiero.
Evet, ama Odum Irak'ta değildi, değil mi?
Sí, pero Odum no estuvo en Irak, ¿ cierto?
Gerçekten Martin Odum olduğunu mu? sanıyorsun?
¿ De verdad crees que eres Martin Odum?
Martin Odum diye biri yok.
No existe ningún Martin Odum.
Martin McDonald Odum.
Es Martin MacDonald Odum.
Ajan Odum.
Agente Odum.
- Bekleyin, Dobson iyileşecek, Ajan Odum.
Espere, Dobson estará bien, agente Odum.
Ajan Odum görevi tehlikeye atabilir.
El agente del FBI Odum puede poner en riesgo la operación.
Beni kurtarmaya mı yok öldürmeye mi geldiler... -... bilmiyorum. - Kapana kısıldın, Ajan Odum.
No sé si están aquí para recatarme o... matarme.
Gidecek hiç bir yerin yok.
¡ Está atrapado, Agente Odum! ¡ No hay escapatoria!
Martin Odum diye biri yok.
No existe Martin Odum.
Uzakta olunca Martin Odum'u kendinden ayırabiliyors- -
En la medida en que puede cortar con Martin Odum, puede...
Yukarı katta, Gizli Görevlerde çalışıyorum.
- Agente Rice. Martin Odum. Trabajo arriba en la DOE.
Gerçekten Martin Odum olduğunu mu sanıyorsun?
¿ En serio crees que eres Martin Odum?
Martin Odum'un sadece bir efsane olduğunu.
Que Martin Odum es solo una leyenda.
Ajan Odum'un maktulün yanında durduğunu ve sonrasında olay yerinden kaçtığını gösteren video var elimde.
Tengo vídeos de varios testigos donde se ve al agente Odum de pie junto a la víctima y luego huyendo del lugar del crimen.
Martin Odum.
Martin Odum.
- Martin Odum diye biri yok, o bir efsane.
Martin Odun no existe. Es una leyenda.
Evet, şüphesiz Martin Odum elimizde en kıymetli ajan, ama sağlıklıyken.
Sí, Martin Odum es nuestro mejor agente, sin lugar a dudas, cuando está sano.
- Martin Odum.
- Martin Odum.
Odum geçen gün yanıma gelip bana bir cinayeti sordu.
Odum vino a verme y me preguntó sobre un homicidio.
Diğeri o değil mi, Martin Odum?
¿ Es él, cierto? ¿ Ese es Odum?
Odum'un bana o platformda olduğunu söylememesi oldukça şüpheli geldi.
Y pensé que era un poco sospechoso que Odum nunca me dijera que estaba en el andén del metro.
Yani Bay Odum'la konuşup olayla ilgisini neden doğru anlatmadığını sormak isterim.
Así que me gustaría hablar con el señor Odum para ver por qué ocultó su participación.
Pekâlâ, Bay Odum müsait olunca onunla konuşmak istediğimi söylersiniz.
Bueno, cuando el señor Odum pueda estar disponible... Hágale saber que me gustaría hablar con él.
Elimde Odum'un olay yerinde kurbanın yanında çökerken görüntüleri var.
Verá, tengo a Odum arrodillándose sobre la víctima cuando ocurrió el crimen.
Ayrıca ilk başta Odum orada olmadığına dair yalan söyledi.
Tengo a Odum mintiéndome por no decirme en primer lugar que estaba allí.
- Martin Odum, efendim.
Martin Odum, señor.
- Odum mu? Bu kadar erken mi?
¿ Odum?
- Siz Odum hakkında ne düşünüyorsunuz? - Çok kısa sürede bize çok sağlam...
¿ Qué opina sobre Odum?
Odum bu büyüklükte bir dosyada güvenebileceğim tek adam. Onun taktikleri konusunda içim rahat.
Odum es el único agente al que le confío un caso de esta magnitud ; no tengo problemas con sus tácticas.
Bakın, Martin Odum soruşturma görevlisine yalan söylediği,... hunharca işlenmiş cinayetin görgü tanığı.
Verás, Martin Odum, es un testigo material de un brutal homicidio en el cual le mintió a un agente investigador.
Houston'a Odum'u almak için geldik sanıyordum.
Creí que veníamos a Houston a recoger a Odum.
Ben Martin Odum.
A cualquiera.
- Martin Odum o platformda ne yapıyordu öğrenmeden vazgeçmeyeceğim. - Vazgeç.
- Retírese.