Okula tradutor Espanhol
16,049 parallel translation
Hsu bir haftadır okula gelmiyormuş.
Hsu no vino a la escuela durante una semana.
Kopya davasından beri okula uğramıyor.
Incluso estuvo ausente en el examen de prueba.
Ben okula gidebileyim diye Sam okulu bıraktı.
Sam se retiró para que pudiera ir a la escuela.
Bir şeyler kazanmak yerine okula gitmeliydi.
En vez de compitiendo, debería estar yendo al instituto.
WATSON : Biz ofisini ziyaret Eğer okula gitti söyledi
- Cuando visitamos su oficina, usted dijo que fue a la escuela cerca de Cooperstown.
O gün babam üniformasını giyip beni okula bıraktığı için utanmıştım
Estaba avergonzada cuando mi padre usaba su uniforme y me dejó en la escuela ese día.
Beni okula gelmeden bırakmasını söyledim.
Le dije que me dejara a la vuelta de la esquina.
Yarın okula gitmeliyim.
Tengo que ir a la universidad mañana.
Okula gittiğinde Korelilerin nerede yaşadığını öğren lütfen.
Cuando vayas a clases, averigua dónde viven los coreanos.
Okula geldin.
Regresaste a la escuela.
Sue'yu okula bırakırken çok yorulduk ve biraz molaya ihtiyacımız var.
Hicimos un gran esfuerzo porque Sue entrara a la universidad, y necesitamos un descanso.
Hala okula gidiyorum.
Sigo en la escuela.
Resmi olarak okula gitmiyorum ama annem evrakları doldurunca...
Quiero decir, no oficialmente, pero cuando mamá firme los documentos...
Axl'a araması için yalvarmak zorundayım ama Sue okula gideli üç gün oldu ve çoktan bana mesaj attı.
Tengo que suplicarle a Axl que llame, y Sue solo tiene tres días en la escuela y ya me manda mensajes diciendo que me ama.
Anne, okula dönüş gecesi önümüzdeki pazartesi, işte ders listem.
La noche "De vuelta a clases" es el próximo lunes, aquí está la lista de todas mis clases.
Okula geldiğinde...
Cuando llegó a la universidad...
Ertesi gün kolumdaki on iki binlik Bvlgari ile okula gittim. ve Samuel- - yepyeni bir uçuk ile geri döndü.
Así que, al día siguiente vuelvo a la universidad con un reloj Bvlgari de 12.000 dólares en la muñeca, y Samuel... vuelve con un flamante herpes labial.
Okula giden küçük bir kızdan yada gay bir çocuktan, kim zarar görmüş?
¿ A quién narices le hace daño que una pequeña vaya al colegio o que un niño sea homosexual?
Ertesi gün okula kolumdaki On iki binlik Bvlgari ile gittim. ve Samuel, yepyeni bir uçuk ile geri geldi.
Vuelvo a la universidad al día siguiente con un reloj Bvlgari de 12.000 dólares en la muñeca, y Samuel... vuelve con un flamante herpes labial, ¿ vale?
Sag General kapuçino satmıyor... Sen okuldayken, yada hiç okula gittiysen.
El Sag General no vendía muffins de cappuccino cuando ibas la universidad si es que fuiste a la universidad.
Hangi okula gittin?
¿ Entonces en dónde estudiabas?
Göğsüne bir mermi girmiş ve tek istediği okula geri dönmek.
Recibió una bala en el pecho, y todo lo que quiere es volver a la escuela.
Kaç yaşında olduğun ve hangi okula gittiğin önemli değil.
No importa qué edad tengas o dónde hayas estudiado.
Hayır biri okula bağışlamış.
No, alguien lo donó al instituto.
Doug'u okula kostümleri almaya gönderdim.
Hago que Doug vaya al instituto y recoja los disfraces.
Sen hiç okula gitmeyi düşündün mü?
¿ Alguna vez has pensado... que quizá querrías ir al colegio?
Hurdaya veya okula vermiş olsalar da bir yerden Yong Pal'in eline geçmiş demektir
Sin importar si lo vendieron a una tienda de desechos o lo donaron a una escuela... llegó a Yong Pal de alguna parte.
Okula da kesin rüşvetle gitmiştir.
Estoy seguro que entró en la universidad por favores comerciales.
- Nasıl elit bir okula gidebilmiş?
- ¿ Cómo pudo entrar en una tan selecta?
Son sene okula başladığımızda Molly ve Megan diye iki kızla takılmaya başladık.
El año pasado, cuando empezamos la universidad, Rachel y yo empezamos a salir con Molly y Megan.
Okula neler yaşadığını anlattın mı?
¿ Le dijiste a la escuela lo que pasó?
Ve okula gitmek için burs kaz...
Y ganó una beca para una escuela en la cap...
Ama Bandar'daki 12 milyon kız çocuğunun okula gitmesine okuma-yazma öğrenmesine ve bu anlaşma konusunda kendi fikirlerini beyan etmelerine izin verilseydi daha da iyi olurdu.
Pero me gustaría mucho más si a esos 12 millones de muchachas en Bandar les fuera permitido ir a la escuela, si les fuera permitido leer y escribir y expresar sus propias opiniones sobre este tratado.
Okula nasıl geliyorsun?
¿ Como se llega a la escuela?
Okula nasıl geliyordun sen?
Um, ¿ como se llega a la escuela?
Sadece "Evet, ben gelmek okula minnak bisikletimle." Diyişini duymak istiyorum.
Solo quiero oirle decir, "Si, me paseo en mi pequeña bicicleta a la escuela".
Ben gelmek okula bisikletle, " de yeter.
"Mi nombre es David. Me Ride mi bicicleta a la escuela".
"Ben gelmek okula bisikletle," desen iyi edersin!
Usted dice mejor ", me paseo mi bicicleta a la escuela! "
Okula gelirken o mini minicik bisikletine biniyor musun?
¿ Te montas su pequeñito, diminuto bicicleta a la escuela?
Ben gelmek okula minnak bisikletimle.
Me Ride mi pequeñito bicicleta a la escuela.
Ceza puanı, en ağır ceza, velinizi okula çağırma ve son olarak okul değiştirme.
Voy a tirarlo todo. ¿ De verdad?
Yarın okula gitmen lazım.
Mañana tienes que ir al colegio.
- Okula döndüğün için çok mutluyum.
Eun Byul, estoy tan feliz de que regreses al colegio.
- Gong Tae Kwang okula gelmeye mi başladı yine?
¿ Gong Tae Kwang volvió al colegio?
O kadar çok uyuyordun ki okula sık sık yüzünü yıkamadan gidiyordun.
Dormías tanto que a menudo ibas al colegio sin lavarte la cara.
Dün okula gelmedi. Haberin yok muydu?
No vino al colegio ayer. ¿ No lo sabías?
Sue'nun okula gidişi, babanın gömleği derken delirdim ve bazı şeylerin olup bitmesine izin verdim.
Con la partida de Sue a la universidad, y la camisa de tu papá, he estado distraída, y he descuidado algunas cosas...
Şimdi çocuklar okula gitti, evin yarısı boş ve sırada ne var bilmiyorum.
Y ahora con los niños en la escuela y la casa medio vacías, No sé lo que el siguiente paso es.
Ben de aynı okula gidiyorum.
I ir a la misma universidad.
Bir gün, okula gittim.
Un día, que había ido a la escuela.
Haydi okula hazırlanalım.
Vamos a estar listos para la escuela.