Olacağini tradutor Espanhol
330 parallel translation
GENÇKEN VE GELECEKTE NE OLACAĞINI MERAK EDERKEN BAŞIMA GELDİ.
SIMPLEMENTE OCURRIO.
ÖLÜMÜN BU KADAR KOLAY OLACAĞINI HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM.
NUNCA HABRÍA CREIDO QUE... FUERA TAN FACIL MORIR.
Mm. sadece bi dakka, Onun biri olacağini düşünmüştüm.
Mm. Espera un poco, Pensé que era el único.
Ama hakim, bunun iyi bir örnek olacağini söyledi.
Pero el juez dijo que sería un ejemplo para otros.
Burada olacağini biliyordum.
Pensé que te encontraría aquí.
Çok garip. Sabah uyandïgïmda bugün güzel bir sey olacagïnï biliyordum.
Es curioso, hoy, al despertarme supe que ocurriría algo bueno.
IKartlarimizi açik oynarsak ikimiz için de daha iyi olacagini düsünüyorum.
Creo que será mejor para todos poner las cartas sobre la mesa.
Ona senin bana göre köle olmadigini, Truva Prensesi olacagini söyleyecegim.
Le explicaré que para mí no eres una esclava sino mi futura princesa de Troya.
Truva'da mutlu olacagini da.
También dije que serías feliz en Troya.
- Ne olacagini bilmeliyiz.
- Queremos saber de que va.
Ben, silah sesi duyarsak ne olacagini soeyle ona.
Ben, dile que pasara si oimos un disparo.
Tuhaf, kanun adami olacagini düsünmezdim.
Nunca te imaginé como un agente.
Disçi koltugunda otururken... böyle biri olacagini bilseydim...
Si llego a saber entonces... en lo que se convertiría, le...
Gelecekte ne olacagini bilmek isterdim. Sen istemez miydin?
Me gustaría saber qué va a pasar. ¿ A ti no?
Bebege ne olacagini.?
- ¿ Dónde pusiste al bebé?
En az 4 saat kendine gelemez. Gelse bile henuz tam hazir olacagini soylemek zor.
Bueno, estará así, al menos unas cuatro horas.
Meydana çikarsa, bunlarin olacagini kestiremedigimibirinin bilmesiniistedim.
Quiero que alguien sepa que yo no sabía que iba a suceder algo así.
Kurban masada olacagïnï, dogru mu?
Predijo que estaría en mesa, ¿ correcto?
Cinayet gece yarïsï olacagïnï ve bïçak yaralarï sayïsïnï bildi.
Predijo muerte se produciría a media noche y número de puñaladas.
Ayïn da aynï olacagïnï hiç sanmïyorum.
No veo por qué la luna sería la misma.
Ne olacagïnï anlamak için çok küçük.
Demasiado joven para saber qué hará.
Blues Brothers'tan sonra neler olacagini hesaba katmak istermisin?
¿ Consideras ir tras los Blues Brothers?
Belki de aday olacagini duymuºtur.
Quizá haya oído que quieres ser sheriff.
Stagg'in nerede olacagini söyledim sana, ne kadar süre olacagini degil.
Te dije dónde estaría Stagg, no cuánto tiempo estaría ahí.
Ne yarari olacagini bilmiyorum, olursa tabii.
No sé el efecto que le producirá, si es que le produce alguno.
Ne olacagini saniyorsunuz?
¿ Qué cree usted?
Ne olacagini umuyorsunuz?
¿ Qué espera de esa droga?
- Ne kadar olacagini biliyor musun?
- ¿ Tiene idea de cómo de caro?
Ona olanlarin size de olacagini düsünmek için tibbi neden yok.
No hay razón médica para pensar que lo que le ocurre a él les ocurrirá a ustedes.
En sonunda, uzaylilar inis yaparlar ve ve anageminin alt kapagi yavasça açilir ve tüm bu dükkanlarin sahipleri saskinlik içinde dolanip söyle diyecekler, "burada daha fazla insan kalabaligi olacagini saniyordum."
Al final, cuando los alienígenas aterricen, se abrirá la nave y todos estos propietarios de negocios saldrán aturdidos diciendo : "Creí que entraría más gente al negocio este año"
Bayan Broyer 1 2'si aksami için müsait olacagini iletmemi istedi.
- Si. La Srta. Broyer me pidio que te dijera que estará libre la noche del 12.
Böylece ikimizde de bayagi para kalmis olur ve içimden bir ses senin bu paraya ihtiyacin olacagini söylüyor.
Presiento que lo vas a necesitar.
Ben bir yabanci olacagini bilmiyordum çok yakin çok az bir gün içinde.
Kajal, yo no sabía que un extraño puede llegar a ser tan íntimo en tan pocos días.
Bundan sonra ne olacagini kim bilir?
Quien sabe que pasara después de aqui.
Herkese Mutantlarin pesinden gidersen neler olacagini göstereceksin.
Dígale a todos lo que sucede cuando va contra los mutantes.
Bir dahaki seferin olacagini nereden çikardin?
¿ Qué te hace pensar que habrá otra oportunidad?
"Takma tirnaklarin çalisirken sana engel olacagini saniyordun"
Creíste que unas uñas postizas impedirían todas las cosas activas que haces.
Tersinin mi olacagïnï düsünürdünüz, ama oradaki "ban", neredeyse kendini terkediyor gibi.
Lo normal habría sido lo contrario, pero "mí" está fuera, casi como si se trasladara.
Gecikmenin ona parmagina mal olacagini biliyordum kalktim ve adamin üzerine yürümeye basladim.
Sabía que cualquier demora le costaría a Toby su dedito así que me paré y comencé a caminar hacia él.
Bacaklarimi tekrar hissetmenin nasil bir sey olacagini düsünürdüm sik sik.
Muchas veces imaginé cómo sería recuperar la movilidad en las piernas.
Ama Profesör, emirlerini uygulamamizin tehlikeli olacagini söylemisti.
Pero el profesor Xavier dijo que sería peligroso acatar sus órdenes.
Hâlâ gazin etkisinde,... ama ne durumda olacagini belirtmemis nefes alsa yeter demistin.
Ella aún está débil, pero usted no aclaró en qué condiciones debía estar, siempre y cuando respirara.
Bugün haberlere geçecek bir sey olacagini saniyorsaniz... çok yaniliyorsunuz.
Si cree que hoy va a ocurrir algo noticiable, está muy equivocado.
ikimiz de neler olacagini bilmeliyiz.
Los dos debemos saber qué pasa.
- Bebegim olacagini biliyordum.
- Sabía que tendría un bebé.
Bebegin bana sahip olacagini yeni fark ettim.
Pero no había pensado que ese bebé me tendrá a mí.
Aramizda neler olacagini bilmiyorum.
No sé qué pasará entre nosotros.
Bunun iyi bir fikir olacagini düsünmüyorum.
No creo que sea una buena idea.
Matt bizim için havalanina arabayla gidip büyükanne ve büyükbabasini alirsa mutlu olacagini söyledi.
Matt dijo que estará feliz de ir al aeropuerto para recoger a tus padres.
Elbette, yapacak, ama, ah... Bunun bugün olacagini sanmiyorum.
Claro que sí, pero no creo que eso vaya a pasar hoy.
Annem ilk okumami bitirdikten sonra yapmama yardimci olacagini söyledi.
Mamá dice que me ayudarás a armarlo cuando acabe con mi lectura.
olacağım 136
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
olacağız 25
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41