Olayi tradutor Espanhol
204 parallel translation
Bu olayi arkalarinda birakmayi deneyeceklerini söylediler.
Dijeron que iban a tratar y luchar contra lo ya pasado.
Onunla evlenip olayi örtbas edemez mi?
¿ Podría encubrirse casándose con ella?
Bildiklerini söylemezsen nasiI aydinlatabiliriz olayi?
¿ Cómo podemos averiguar algo si no nos dices lo que sabes?
Ben bölge savcisi Bryan'la konusurum. Herkesi tutuklamaya kalkarsa isin çok karisacagini... ama Wilmer'la ugrasirsa olayi kolayca çözebilecegini... anlatirim.
Puedo decirle a Bryan, el fiscal, que si pretende... detenernos a todos, se le complicará el caso, pero si se conforma con Wilmer, puede obtener una condena... sin apenas mover un dedo.
Yetenek olayi...
Y en cuanto al teatro...
"ENTERPRISE OLAYI"
"EL INCIDENTE DEL ENTERPRISE"
Silah calma olayi sekiz Ekimde Yokosukadaki Amerikan deniz ussunde meydana geldi.
Su robo de la pistola ocurrió el octavo día del mes de Octubre, en la base naval de los EUA, en Yokosuka.
- Bu olayi nasil rapor edecegiz?
- ¿ Por eso llenó su trasero de plomo?
Günümüzün çoksatan romani, yilin televizyon olayi.
La exitosa novela es el acontecimiento televisivo del año.
Zamani dogru olarak belirleyebilme olayi dünyanin her yerinde yayginlasan uzun deniz yolculuklarina ve kesiflere olanak sagladi.
El cronometraje preciso permitió navegaciones de exploración y descubrimiento que delimitaron la Tierra.
Bence onu bulmanin tek yolu... olayi en az onun kadar sanssiz birisine vermek.
Yo digo que la única manera de encontrarla... es dar el caso a un hombre tan desafortunado como ella.
Bir olayi çözmek için tesadüflere güvenmem.
No confío en las coincidencias para resolver un caso.
- NGOC-LINH OLAYI - TEK KURTULAN - "Tek kurtulan"?
- INCIDENTE-ÚNICO SUPERVIVIENTE - ¿ "Único"?
Bu olayi çözmek için Foley'le gizli çalışmamız gerekti.
Por eso tuvimos que trabajar en secreto con Foley.
Olayi kaptim.
Pero entiendo.
iste Wall Street'in, bu pazarin benim açimdan en büyük olayi çalisanlarin hakkini aliyor olmasi.
Eso me molesta. Eso es lo único de Wall Street y este mercado que para mí yo creo es bueno retribuir, ¿ sabes?
Amaç o zaten. Ben bilim adami degilim, olayi anlayamadim.
No entiendo de que mierda hablas.
Olayi duydun mu?
¿ Se ha enterado?
Çete olayi sirasinda silahlari aldi.
Se llevó la bolsa de armas del tiroteo.
Venice polisini suçlamak istemem, ama olayi çözen, bizim bir memurumuzdu.
No es por nada... ... pero ha resuelto el caso uno de los nuestros.
Ama yakinda bu kast olayi tüm haydut kralligini alt üst edecek.
Pero pronto el asunto de las castas pondrá... patas arriba el mundo de los bandidos.
Eglence olayi ne olacak?
¿ Y para entretenerlos?
Olayi nasil kaydettigin umurumda degil. Sadece parayi paylasalim.
No me importa cómo conseguiste la historia, pero comparte los beneficios.
Daha çok salak kardes olayi.
Se debe a boberías entre hermanas.
Tel zimba olayi hariç.
Excepto por eso de la grapadora.
Bu "çocuk" olayi nedir?
¿ Por qué me dicen "niña"?
MEÇHUL GİRİŞ OLAYI
FDS SUCESO DE ENTRADA DESCONOCIDO
O gece odasina girip olayi haber vermesem... ne olurdu diye dusunup duruyorum.
Me imagino lo que hubiera sucedido si yo no le hubiera dicho nada.
buz gibi donarken etrafta her kez izliyormus bu olayi
Tropezó en el bordillo y cayó.
O çiIgina döner ve olayi kavrayamaz.
Se volverá loca. Y luego los rumores...
"Selam tatlim, geldim." olayi
Estoy a un paso de ser madre, del "Consejo de Padres", y "Hola cariño, estoy en casa".
BENİM ÖNÜME KOYACAKLAR OLAYI
Pronto me informará, espero su llamada.
SENDEN FAZLA KİM BANA HİZMET ETTİ? EN UZUN HİZMET OLAYI
Y lo que has debido capear, la crisis cubana, dos crisis cubanas...
Miami polis departmani yapmadan önce, olayi ben çözmek istiyorum...
Sólo quiero resolver este caso... Antes de que la policía de Miami.
ve bunun herhangi bir hafta içi günde yapmakdansa, bunu bir hafta sonu olayi olarak yapmayi düsünün.
Y además que suceda solo en cualquier fin de semana, piensen en hacerlo un evento de fin de semana.
- Olayi ilginç kilan da bu.
- Por eso es tan interesante.
Josie, olayi idare etmeye çalisti.
Josie trató de averiguar qué pasaba.
- Evet. Hep bu fisilti olayi. Orada küçümseme, burada burun kivirma.
Todo este tema del cuchicheo, un suspiro aquí, un desaire por acá.
Benim ilgimi özellikle para olayi çekti.
Es el tema del dinero el que encuentro de particular interés.
Olayi anlatirsiniz.
Pueden contarme más al respecto.
- Bana olayi anlatacak yok mu?
- ¿ Alguien quiere contarme más?
Bu ayrilik olayi bekledigimden daha zor, bende casusluk gibi bir sey yapiyorum.
Esta separación es mucho más difícil de lo que me imaginé entonces estaba... espiándolo.
Tamam, kaptin olayi.
Está bien, eres el rey.
... ve bir de bu sahte mesih olayi var.
Y después está todo el asunto del anticristo.
- Sessiz ol biraz ya. - Aslinda ben olayi anladim.
Solo cálmate.
Rahatlikla diyebiliriz ki........ bu, rastgele bir vur-kaç olayi degil.
Creo que podemos asegurar que no fue un simple arrebato.
Ama, Ullman olayi kapatti.
Ullman supo taparlo bien.
olayi tam olarak ogrenmeliyiz onu yuz ustu birakamayiz.
Pero no podemos hacer ver que esto no está pasando
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI YENİ OLAYI MI ÖLDÜRDÜ?
Como la 2ª Guerra Mundial mató el Nuevo Orden.
AMELİYAT OLAYI?
- padece lo mismo.
Şimdi, gerçekten istediğim... kendime ait bir araştirma bürosu açmak... çünkü para o işte.ilk başta... sadece bana ateş eden herifleri yakalamak istiyordum... fakak şimdi bu olayi çözebilirim... ve polis departmanindan önce çözersem... tüm halkin dikkatini üzerime çekebilirim... ve işlerim de yoluna girer.
Ahora, lo que quiero hacer realmente... Es abrir mi propia firma de investigación... Para eso es el dinero.