Olmamalı tradutor Espanhol
7,651 parallel translation
Hem arabayı kontrol edemiyorsan o zaman hakikaten o direksiyonun başında olmamalısın.
Y si no es capaz de controlar su coche, - entonces no debería ponerse al volante.. - ¡ Serás mierda!
Servisi düzgün yapın, herhangi bir hata olmamalı.
Sirvan correctamente, no debe haber ningún error.
Zevk faslı bitince şüpheye düşeceği bir karar neticesinde olmamalı.
no puede ser puesta en duda en el momento que el placer desaparece.
- Burada olmamalısın.
- No deberías estar aquí.
Onun ölümü, bizim evimizde olmamalı.
Su muerte no necesita caer sobre nuestra casa.
Hiçbir erkek böyle şeylere güvenecek kadar aptal olmamalı.
Ningún hombre debería ser tan tonto como para confiar en estas cosas.
Bir kez çuvalladın diye ikinci şansın olmamalı mı yani?
¿ Crees que no puedes tener una segunda oportunidad?
Kapıyı kilitlemeyi unutma, orada asla geçiş olmamalı.
Pero cierra esa puerta y no habrá vuelta atrás, nunca.
Eddie, hiçbir şey yolunda gitmiyorken.. gerçekten burada olmamalıydın.
Eddie, no deberías estar aquí, no con todo lo que esta sucediendo ahora mismo.
Saat neredeyse sabah 4, burada kimse olmamalıydı...
Son casi las cuatro de la mañana, se supone que nadie debería estar aquí, y están en el sitio equivocado.
Liam için gerçekten güçlü olman gerek. Kendine ya da bana karşı nefret dolu olmamalısın.
De verdad que tienes que ser fuerte por Liam, no odiarte por ello... ni a mí.
Size söylemeden Ben yaptım şekilde terk olmamalıdır.
No debería haber dejado la manera que lo hice, sin decírtelo.
Her şeyden önce satıcı asla orada olmamalı.
Mira, para empezar, el vendedor no debería estar allí.
Çocuklar, burada olmamalıyım. AVM'deki yemeğe gitmeliyim, yoksa annem beni keser. Hepimizin gitmesi gereken yerler var.
Gente, no puedo estar aquí, se supone... que esté en el centro comercial ayudando... con la colecta de comida, o mamá me matará.
Burada olmamalıydık.
No deberíamos estar aquí.
I o çok iyi bir iş yapıyor olmamalıdır.
No debo estar haciendo un muy buen trabajo de ella.
Yani bu kadar zamandan sonra Kraliçe bakire olmamalı.
Así que ahora... la reina no debe de ser virgen, después de todo.
- Burada olmamalısın. - Kota ediniyoruz. - Ve ortaya çıkar!
Conseguimos cuotas.
Reddedileceksen, bu bir araba yüzünden olmamalı.
Si te rechazan, no será a causa de un automóvil.
Eğer, bu adam yer olmamalıdır.
Usted no debe estar involucrado en esto, hombre.
Bak, bu düğüm kendiliğinden çözülse bile... Clementine'ı şutlasa, sana bir yığın nefes kesici sözler verse beyaz bir atın sırtında bir kamyon dolusu gül ile yanına gelse bütün bunları yapsa bile bence yine de onunla birlikte olmamalısın.
Mira, incluso si este nudo se fuese a desatar solo de algún modo, incluso si se fuese a deshacer de ella, te hiciera una tonelada de promesas increibles montado en un caballo blanco, galopando hacia tu casa con un montón de rosas.
Burada olmamalısınız.
Usted no debería estar aquí.
Belki de fazla talepkar olmamalısın.
Tal vez no se supone que sea tan exigente.
Kurtulmuş olmamalıydı.
No debería haber sobrevivido.
Burada olmamalıydın.
No deberías de estar aquí.
"Çulsuz biriyle birlikte olmamalısın."
No deberías haber estado con chusma.
Müfettiş geldiğinde orada olmamalı.
No puede estar ahí cuando vengan los inspectores, ¿ Si?
Acısız bir ölüm olmamalıydı.
Me aseguraría de que no muriese rápido.
Onu gerçekten seviyorsan paranın bir önemi olmamalı.
Si realmente la amo, el dinero no debería importar.
Hayır ya hayır. Senden tavsiye alıyor olmamalıyım.
No puedo tomar consejos de ti sobre esto en este momento.
Kocam mikrofona o kadar yakın olmamalıydı.
Mi esposo no debería acercarse nunca a un micrófono.
Olmamalı da zaten.
Y no debería serlo.
Şu anda Hewlett'in olmaması gerektiği gibi o da asla evimizde olmamalıydı.
Nunca debió haber estado en nuestra casa...
Paranoyak olmamalı mıyım?
¿ No debo estar paranoica?
- Evet. Ama onun payı olmasa bile bu kadar az olmamalı.
Pero incluso sin su nuez, no debemos ser tan corto.
Eğer öyleyse, belki de öyle olmamalı.
Si es así, tal vez no debería ser.
- Bu kadar da zor olmamalı.
- Esto no debería ser muy difícil.
Burada olmamalısın bile. Askerlerin işine konuyorsun.
No deberías estar aquí, cogiendo el trabajo de soldados.
Çok ciddi bir şey olmamalı.
No pudo haber sido muy grave.
Burada olmamalısın.
No deberías estar aquí.
Bunlar senin ve artık bende olmamalılar.
Son tuyas ahora, y realmente yo ya no debería tenerlas.
- Olmamalı mı?
¿ No debe estarlo?
Burada olmamalıydın.
No deberías estar aquí.
Burada olmamalısın.
No puedes estar aquí.
Onunla yolda olmamalıydım.
Sé que se suponía que no esté en la carretera con él.
Bütün yaz yollarda olmamalı bence.
Mira, solo creo que él no debería de pasarse todo el verano en la carretera.
Yani Mat olmamalı diyorsun.
No crees que Mat debería estar de gira todo el verano.
Beneklerin olmamalı.
! No deberías tener manchas.
Ben... olmamalı Burada bekleyen değildir. Halka anne!
Llamé a mamá.
Burada olmamalısın, Frederic.
No deberías estar aquí, Frederik.
Bu kadar hevesli olmamalısın.
- No deberías estar tan ansiosa.