Osborne tradutor Espanhol
504 parallel translation
Oysa ben yine o Tim Osborne'u görmeye gitti sanmıştım.
''Creía que había ido a ver a Tim Osborne otra vez.
" Studland Caddesi 4 numarada oturan 43 yaşındaki Bayan Osborne sinemada yanında oturan Pollock'ın önce elini tuttuğunu ve sonra daha ileri gitmeye çalıştığını ifade etmiştir.
"La Sra. Osborne, 43, del 4 de Standard Road, testigo del hecho... "... declaró que Pollock, sentado a su lado, rozó su brazo con el suyo repetidamente... "... y más tarde intentó tomarse otras libertades.
- Her şey yolunda mı, Bay Osborne? - Sanırım öyle.
¿ Está todo bajo control, señor Osborne?
Bay Osborne yolculuk sırasında... -... sağlığımızla ilgileniyor. - Sağlık mı?
El Señor Osborne fue asignado por el C.S.I.R.... para cuidar nuestra salud durante el viaje.
Tamam, Bay Osborne. Gerekli işlemleri yapabilirsiniz.
Muy bien, señor Osborne, puede tomar sus lecturas ahora.
- Bay Osborne bizim için çalışıyor.
El Señor Osborn trabaja para nosotros.
Bay Osborne, Bay Marshall.
El Sr. Osborne.
Teğmen Galloway, Osborne, Yazıcı Tamula.
Mi oficial, el señor Spock. Tenientes Galloway, Osborne, ayudante Tamura.
Bay Osborne.
Venga conmigo.
Appel ve diğerleri bu yünden gidiyor, Teğmen Osborne'la birleşmek için.
Appel y los demás vayan por ahí y únanse al teniente Osborne.
Kraliçe Victoria'nın bu tarihi görüntüleri 1880'da Osborne'da çekilmiş olup kraliçeyi Gladstone'la göstermektedir.
Estas históricas imágenes de la reina Victoria... tomadas en 1 880 en Osborne, muestran a la reina con Gladstone.
Jack Osborne.
( Anton ) Es Jack Osborne.
Öncelikle Bay Osborne'u sana bir kürk palto vermeye ikna etsen iyi olur, güzelim.
Será mejor que persuadas a Osborne de que te regale un abrigo de piel.
"Kominist gençlik derneğinin bir üyesi Valerya Davidova Amerikan iş adamı Jack Osborne'a... bir Barguzinsky samurunun postunu gösteriyor."
"Valerya Davidova, militante de la brigada Komsomol, enseña una piel del roedor de Barguzinskiy al hombre de negocios americano Jack Osborne".
Sizinle benim, ne kadar farklı olduğumuz gözünüzden kaçmamıştır.
Debe de notar muchas diferencias entre alguien como usted, Sr. Osborne, y alguien como yo.
OSBORNE
OSBORNE
Ve hepsi de Jack Osborne'u tanıyordu.
¿ Y todos conocían a Jack Osborne?
Bay Jack Osborne'u mu? Evet.
¿ Al Sr. Jack Osborne?
Kostia, Bay Osborne'un bir şeyler istediğini anlamıştı.
Como puedes ver, Kostia sabía que Osborne quería algo.
- Osborne ne istiyordu?
- ¿ Qué quería Osborne?
- Fakat Bay Jack Osborne vazgeçti.
Pero Mr. Jack Osborne me evadió.
Sizin de tanıdığınız biri Osborne.
Un conocido tuyo, hablo de... Osborne.
Osborne? Jack Osborne'mu?
¿ Jack Osborne?
Eğer çok önemli bir şey keşfettiler ve Jack Osborne, ortaklarının bundan kimseye sözetmemelerinden emin olmak istediyse, durum değişir.
Que estuvieran involucrados en un asunto importante y Osborne tuviera que asegurarse de que sus socios nunca hablarían.
- Jack Osborne.
- Jack Osborne.
- Osborne neyin oluyor?
- ¿ Qué relación tienes con Osborne?
Osborne'u korumak için.
A Osborne.
Osborne gibi, diyorsun.
Como Osborne, ¿ quieres decir?
Arkadaşın olan Osborne.
Tu amigo Osborne.
Osborne hakkında konuşalım. Bana Osborne'dan bahset.
Hablemos de él. ¿ Qué sabes?
Osborne üç gün içinde gidiyor.
Osborne se va dentro de tres días.
Osborne onu, diğerlerini kandırmak için kullandı.
Osborne le ha usado para engañar a los otros.
Jimmy'nin Rusya'ya dönmesi Osborne'nun Rusya'ya insan sokup oradan çıkarabileceğinin bir kanıtıydı.
Ha vuelto a Rusia como prueba de que Osborne puede sacar y meter gente. ¿ No es así?
Sana söylemedi, çünkü Osborne, bir sonraki gidecek kişinin kendisi olduğunu söylemişti ve bunun hayali hayatındaki en önemli şeydi.
No dirá nada, porque Osborne le ha prometido que será la siguiente y ese sueño es lo más importante de su vida.
- Osborne için bir sandık.
- Un sagrario para Osborne.
Amerikalı kürkçü, Jack Osborne mu?
¿ El peletero americano Jack Osborne?
Evet, Jack Osborne.
Sí, Jack Osborne.
Sibirya'dan Osborne için getirdikleri şeyi gördün.
Sabes lo que le trajeron a Osborne de Siberia.
Osborne'la gideceğini sanıyor, ha?
¿ Crees que se irá con Osborne?
Ve Jack Osborne.En başından beri beraberlermiş.
Y Jack Osborne. Han estado juntos desde el principio.
- Sen de pek fakir kalmayacaksın.
- ( Osborne ) Tú no serás pobre, que digamos.
Benimle bir daha biraraya gelmemelisin.
( Osborne ) No deben volver a vernos juntos.
Osborne Stockholm'e gidiyor.
Osborne se va a Estocolmo.
Osborne'a baskı yapmak için beni davada tuttunuz.
Me querías en este caso para presionar a Osborne.
Bu Osborne'a on milyonlarca dolara malolmuştur.
Osborne conseguirá varios millones por ellas.
Osborne cimrinin tekiydi.
Osborne fue avaricioso.
Osborne takas önerdi.Samurları geri verecek ama yalnızca seninle konuşurmuş.
Osborne negociará. Devolverá las martas, pero sólo hablará contigo.
Dövülmüşsün, ha?
( Osborne ) Estamos magullados ¿ verdad?
Onun yerine Osborne'a gittim. Onunla yattım.
En su lugar, fui a ver a Osborne y me acosté con él.
Osborne neden samurlarla beni değişsin ki?
¿ Por qué iba Osborne a cambiar las martas por mí?
Bay Osborne.
Señor Osborne.