English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / Oteller

Oteller tradutor Espanhol

388 parallel translation
Polislerin şu çocuk hırsızını yakalamak için düzenlediği gece baskınları... kabul edilemeyecek şekilde önümüze taş koyuyor. Oteller, kafeler, barlarda, hatta evimizde polis baskısı altında yaşadığımız artık yeter!
No podemos soportar más esta presión in cada hotel, café o paradero.
Tiyatrolar, oteller, trenler.
Teatro, hoteles, trenes.
Trenler, oteller, tiyatrolar.
Trenes, hoteles, teatro.
Crenshaw oteller zinciri, savaştan hemen sonra, Vogard'ı devraldı.
El Vogard pertenece a la cadena de hoteles Crenshaw desde poco después de la guerra.
- Oteller kabul etmedi.
Ningún hotel lo admitiría, desde luego
Roma'ya yakın oteller de Roma'dakilerle aynı fiyat. Aradaki fark 200 liretlik yol masrafı oluyor.
Ya sabes que en Roma para esto de los hoteles... la diferiencia son 200 liras mas por el viaje
Oteller çok kalabalık.
Los hoteles están al completo.
Şehirdeki tüm oteller dolu.
Todos los hoteles de la ciudad están llenos.
- Her yeri dağıtacağız. New York'ta, Bermuda'da birer hafta. En iyi oteller, en eski şampanyalar, en leziz havyarlar, en iyi müzik ve en güzel eş.
Una semana en Nueva York, una semana en las Bermudas, el mejor hotel, el champán más viejo, el caviar más caro, la música más apasionada y la mujer más guapa.
Taksiler, oteller ve İnciller var.
Taxis... Hoteles... y biblias.
Oteller iyi değil.
El hotel no es buen sitio.
Kolon yığını evler, rokoko oteller ve Yarı-Yunan iş merkezleri inşa edeceksiniz.
Construirá casas coloniales, hoteles rococó y edificios de oficinas semi-griegos.
Oteller dolu.
Los hoteles están llenos.
Taşımacılık, bahisçiler için kredi, gayrimenkul, oteller, gece kulüpleri.
Agencia de alquiler para corredores. Inmobiliaria, hoteles, clubs nocturnos.
Sergileri için milyonları harcadılar... Şehir ziyaretçilerle, oteller konuklarla dolu.
Han gastado millones en la Exhibición la ciudad está colmada de visitantes, los hoteles están llenos.
Süslü arabalar, seyahatler ve lüks oteller ne işe yarar? Bomboş!
¿ Para qué, coches, viajes y hoteles de lujo?
Evet, oteller çok lükstü ama Albay'ın dediği kadar da değildi.
Los hoteles eran lujosos, bueno, no tanto como dijo el coronel.
- Oteller.
- Hoteles...
En güzel yerlerde aynı paraya kalınacak oteller var.
Tienen hoteles preciosos ahí arriba, por el mismo precio.
Oteller, cesetleri olduğu konusunda nadiren reklam yaparlar.
Los hoteles no suelen informar de que tienen cadáveres por ahí.
Buradaki oteller, Vegas'daki ortaklıklarınkinden daha büyük ve fiyakalı.
Los hoteles aquí son más grandes y lujosos que nuestros tugurios en Las Vegas.
Oteller turist dolu.
Los hoteles están llenos de turistas.
Bunun gibi oteller ne zaman geldiğine değil vaktinin ne zaman dolduğuna bakar...
En los hoteles de este tipo no les importa a qué hora llegas, pero cuando se termina el tiempo...
Ama tüm vücutlar, tüm tüylü roplar benzerdir... oteller, heykeller, bahçeler gibi... fakat yoktur dengi seni her gün bulduğum... o eşsiz bahçenin.
Pero todos los cuerpos, todos los vestidos de plumas se parecen... como todos los hoteles, estatuas, jardines... pero no a ese jardín en particular... donde te encuentro todos los días.
Oteller, kumarhaneler ve barlarda onu görünmeyen bir tasmayla sürüklüyordu, köpek gibi.
Y tú, tu cabeza, tu cara quedan encerradas en un marco con una luz resplandeciente.
Uçak, oteller, yemekler, bahşişler...
Avión, hotel, comida, propinas...
Ona söyledim, insanlar her şeyi kartla borçlanıyor, oteller, mağazalar...
Ahora la gente carga todo, hoteles, tiendas,
Deauville'de hala..... açık olan bazı oteller var.
Mejor se hubiera quedado en Deauville. Allí todavía hay buenos hoteles abiertos.
- OTELLER
Los hoteles
Oteller genellikle sadece havluları değiştirir, çarşafları değil.
Los hoteles generalmente cambian las toallas, pero no las sabanas.
Hanıma köpekleri, kedileri veya maymunları kabul etmeyen bazı oteller bildiğimi söyle.
Dile a la dama que en algunos hoteles no aceptan perros, gatos o monos.
Oteller, bürolar, hastaneler.
Hoteles, oficinas, hospitales.
Aslında daha iyi oteller görmüştüm.
Hotel zum Gruenwald. Honestamente, he visto mejores.
Bu operasyona bir sürü para harcadım uçak biletleri, oteller benim bazı kıyafetlerim, seninkilerin hepsi, üzerindeki de dahil.
He gastado mucho dinero en esta operación. Aviones, hoteles mi ropa, la tuya, incluido ese vestido.
Oteller tam da bunun için icat edilmiştir şekerim.
Los Hoteles se han inventado justamente para eso, tesoro.
- Başka bir kerhane. - Ve oteller!
- ¡ Y otro local de alterne!
Oteller de aynı şekil.
Como todos los hoteles.
Elbette! Oteller, restoranlar, içkili mekânlar...
Por supuesto, hay hoteles, restaurantes,...
Şu kültürel saçmalığa son verip oteller kısmına geçer misin?
¿ Puedes pasar la mierda cultural e ir a los hoteles?
Oteller faturanızı öder ödemez çıkıp gitmenizi istiyor.
Los hoteles intentan librarse de uno en cuanto paga la cuenta.
Kiliseler. Sahiller. Oteller.
Iglesias, playas, hoteles.
Etkinlikler. Kiliseler. Oteller.
Espectáculos, iglesias, hoteles.
Bir Amerikan oteller zincirinden iş teklifi aldım, Sheraton'dan.
Me ofrecieron un trabajo... con una cadena de hoteles norteamericanos : El Sheraton.
Oteller daha pratik.
Los hoteles son más prácticos.
Sevgili babanızın hayalini hatırlayın Bayan Bean : ... oteller, rafineriler, fabrikalar.
Recuerde el sueño de su querido padre, Srta. Bean : hoteles, refinerías, fábricas.
Değiştirdiğimiz oteller Wendy'nin söylediği gibi fırsatçıydı.
Cambiamos de hotel porque Wendy dijo que había merodeadores.
- Neden? Oteller iyidir.
- Los hoteles están muy bien.
Bu oteller. Otelleri sever misin?
Estos hoteles. ¿ Le gustan?
Buradaki oteller, Vegas'daki ortaklıklarınkinden daha büyük ve fiyakalı.
Los hoteles aquí son más grandes y lujosos que los de Las Vegas.
Annem de aynı oteller gibiydi 10 yıl önce çökmüş, çatlaklarını kapatmak için tonla makyaj yapan kendini olduğundan daha iyi göstermeye çalışan acınası bir düzenbaz.
Y madre se parecía a los hoteles, su mejor momento había pasado, mucha pintura en las peores grietas. La penosa pretensión de ser mejor de lo que era.
Oteller ve yaz kampı var orada. Bir sürü çocuk.
EI campamento de verano está allí abajo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]