Otter tradutor Espanhol
84 parallel translation
Herhalde üst katta Susamuru'yla laflıyordur.
Igual está arriba hablando con Otter.
Bu gece çıkıyor musun, Susamuru?
¿ Vas a salir esta noche, Otter?
Susamuru, üyelik başkanlarısınız.
Otter, eres el jefe de reclutamiento.
Kent, bize kalan bir miras.
Kent es pariente, Otter.
Yalnızca sen, ben, Susamuru ve bir kız daha gelir.
Sólo tú y yo, y Otter y otra chica.
- Susamuru bunu yapma.
- Otter, por favor, no lo hagas.
Susamuru, lütfen!
Otter, por favor.
Bu arada adım Eric Stratton. Bana Susamuru derler.
Me llamo Eric Stratton, pero me llaman Otter.
Anlamıyor musun, Susamuru?
Otter, ¿ no lo entiendes?
Susamuru!
¡ Otter, ostia!
Susamuru nerede kaldı?
Me pregunto dónde estará Otter.
Kendini toparla, buradan gitmeliyiz.
¡ Cálmate, Otter, tenemos que largarnos de aquí!
Sen, ben, hepimiz, Susamuru'nun başına gelecekleri biliyorduk.
Tú lo sabes, yo lo sé, todos saben que Otter se lo tenía merecido.
Memleketten bazi adamlar topladim. Sea Otter.
Así que reclute a algunos los amigos de mi ciudad.
Et ve ot satmistir.
Sea Otter, quien vendía carne y marihuana.
Amina koyayim ne diyorsun sen Otter?
Todas las monjas son lesbianas. ¿ De qué carajo hablas?
Su samuru Alden Kupferberg mezun bile olamadi.
Alden Kupferberg, él Sea Otter Ni siquiera se graduó.
OTTER TEPELERİ BEDFORD BÖLGESİ, VIRGINIA
PEAKS OF OTTER CONDADO DE BEDFORD, VIRGINIA
- Bay otter. Nasılsınız, efendim?
¿ Cómo está, señor?
Biraz ilginç bir yerdir. Otter Tail Gölü'yle, Otter Tail Nehri birbirine çok yakındır.
El lago Otter Tail y el río Otter Tail están uno junto al otro.
Otter!
¡ Otter!
Eğer savaşmayacaksa, vurun onu!
El soldado Otter es un hombre muerto. Si no quiere pelear, ¡ dispárele!
Yürü, Otter!
¡ Muévete, Otter!
Otter, Kobe, yere yatın!
Otter, Kobe, ¡ abajo!
Horton, Otter, Sahara, benimle gelin.
Horton, Otter, Sahara, conmigo.
Sen ve Otter reaktörlerin yerini belirleyip ateşleyin.
Tú y Otter localicen los reactores y actívenlos.
Otter, kalk!
¡ Otter, levántate!
Otter, yanıma çömel.
Otter, arrodíllate.
- Duş yapmaktan korkuyor musun, Otter?
- ¿ Tienes miedo de ducharte, Otter?
Şehir dışında bir kasabadır.
Queda en el Condado de Otter Tail
Ve o zaman Otter sordu, "o kör mü?"
Y Otter dijo : "¿ Es ciega?"
Bakın Otter altına işedi.
Miren, Otter se hizo pis encima.
- Phoebe.
- Otter.
- Otter?
- ¿ Otter?
Otter, Ely!
¡ Otter, Ely!
Otter!
Otter.
Otter ve Ely, dışarıda oynayın.
Otter y Ely vayan a jugar afuera.
Otter bu çocukların büyük ailelerle ilgili problemleri mi var?
Otter, ¿ éstos son los chicos que tienen problemas con las familias numerosas?
- Otter.
- Otter.
Hazır oradayken bana da bir Otter Pop versene.
Oye, ya que estás, consígueme unos Otter Pop, Alejandro el uva.
- Su samuru buraya nasıl geldi?
¿ Cómo llegó Otter aquí?
Babacık döndü ve canının istediğini yapıyor
Daddy is back and she's feeling she otter ( LA MÚSICA COUNTRY APESTA )
1988'te Seattle karşı oynadığınız maçta bütün ikinci yarı, buzdolabının önünde dikilmek zorunda kaldığımı hatırlıyorum.
¿ Acordarme? Recuerdo que tuve que pararme al lado de la nevera durante toda la segunda mitad del partido de playoff contra Seattle en el 88 porque cada vez que tomaba un "Otter Pop"
Şu anda, Otter'ler, maskotlarının nereye gittiğini merak ediyordur.
Justo ahora, las nutrias se estarán preguntando dónde está su mascota.
Otter maskotunun içindeki Kunduz muydu?
¿ Era Castor quien colgaba en el traje de nutria?
Otter!
Nutria.
Karşınızda 400 serisi ikiz susamuru.
He aquí... el serie 400 Twin Otter.
Leğeni doldurur heralde
Podrías llenar un envase de Otter Pops
Baron Von Otter.
Baron von Otter.
Bizi aptal yerine koyuyorlar. Baron Von Otter burada mı?
¿ El barón von Otter está aquíí?
Buyrun komutanım.
- Otter... - Sí, señor.