Pagoda tradutor Espanhol
94 parallel translation
Onu en yüksek pagodaya kapatın!
¡ Lleváoslo a la pagoda más alta!
Pillaji tapınağında.
En la pagoda de Pillaji.
Savaş gemisine doğru pike yaptım.
Entré en picado hacia la pagoda del acorazado.
Pagoda'ya bak.
Mira en la pagoda.
Japon fenerleri, kırık mangal, ve kağıt pagoda için 325 $.
325 dólares por los faroles japoneses, los hibachis rotos y las pagodas.
Jingang Pagodasındaydım!
En la Pagoda de Jingang.
O nedenle Onu Jingang Pagodasında saklıyorduk!
Así que la retuvo en el interior de la Pagoda de Jingang.
Kasabanın Çin mahallesinde "Cehenneme Git Salonu" adında bir mekan vardı,... ve üst katta, arada sırada beni Çin böreği için davet eden... gerçek bir Çinli Prensesi yaşıyordu.
Y en la zona de la ciudad adonde viven los chinos estaba la taberna Pagoda, y arriba vivía una auténtica princesa china, que a veces me invitaba a un pequeño aperitivo.
Louise'in fıtığı doğrulandı. Bob'un kardeşi Jim Lancet'in editörünü ezdi serbest pagoda tasarımcısı Jenny'yi görmeye giderken.
Louise tiene una hernia y Jim, el hermano de Bob... ha atropellado al director de "Lancet" cuando iba a ver a Jenny.
Bu Pagoda fabrikasının oradaki bir şey etrafımı sarıyor.
Pero desde algún lugar de esta fábrica de pagoda algo se me acerca ahora mismo.
Golden Pagoda Restoranı'nın dostlarıyız. Verdiğiniz hasarı tahsilata geldik.
Amigos del restaurante Pagoda Dorada vinimos aquí a cobrar lo que deben por perjuicios.
Golden Pagoda'yı onardıktan ve etrafta parasını çaldığınız insanlara ödeme yaptıktan sonra artan olursa geri getiririz.
Si queda algo después de reparar el Pagoda Dorada y pagarle a toda la gente que ustedes han estado robando por aquí entonces se lo devolveremos.
Golden Pagoda Restoranı içindeki insanlarla birlikte tamamen yok edilmeli.
El restaurante Pagoda Dorada debe ser destruido al igual que todos sus dueños.
Tapınağa git.
Ve a la pagoda.
Merapi Dağı'ndaki gölgelerin arasında bir tapınağa.
En una pagoda, en la oscuridad del Monte Merapi.
Bağırsağımda kendi sarayını inşa etmişti.
Que se construyo su pagoda en mí colon.
Herşey son pagoda'ya kadar sayıldı.
Todo está en orden, hasta la última pagoda.
Mücevherler ve renkli porselenlerle dolu güzel bir yerdeydim.
Yo estaba en una pagoda hermoso, Todo cubierto de piedras porcelana preciosas
Eğer pagodanın içi öylece çatlaksa.
Al igual que como si la pagoda tenía una grieta
Babamın tuzakta olduğumu duyuşuydu. Bu korkunçtu, kase çatladı, ve ben sandım ki -
Tenía miedo de que mi padre sentía Estaba atrapado en este pagoda terrible golpe Yo sabía que quería evitar
Her dolunayda, Seni Shao Xing'deki Yu Hua Pagoda'da bekleyeceğim.
todas las noches de luna llena, te estaré esperando en la Pagoda de Yu Hua en Shao Xing.
Demek Yu Hua Pagoda'nın sözü bu?
Así que ésta fue la promesa de la Pagoda de Yu Hua?
Yu Hua Pagoda'ın arkasındaki evde kalacak.
Ella está en la casa de detrás de la Pagoda Yu Hua.
Lee'nin 12 sayfalık senaryosuna göre, kendisi Hai Tien adında hiç yenilmeden emekli olmuş bir dövüş sanatları şampiyonunu oynayacaktır. Kore mafyası, en üst katında değerli bir hazine bulunan 5 katlı bir pagodaya yapılacak tehlikeli bir baskında yer alması için kendisine başvurur.
Según el guión de Lee de 12 páginas... él tendría el papel de un campeón jubilado invicto... llamado Hai Tien... al cual habían contactado coreanos clandestinos... para que participara en el allanamiento de una pagoda... la cual contenía un tesoro en el quinto nivel.
Köyde silah yasağı olduğu için pagodanın paralı dövüş sanatları askerleri tarafından korunduğunu suç ortaklarına açıklar. Her katta birer asker vardır.
El jefe muestra una película del área del templo... explicando a los cómplices... que como no se permiten armas en el pueblo... mercenarios de artes marciales vigilan la pagoda.
Görevleri, pagodanın en üst katına kadar savaşıp hazineyi almaktır.
Uno en cada nivel de la pagoda. Tienen instrucciones de pelear hasta llegar arriba y tomar el tesoro.
Buda'nın önünde, Bruce Lee'nin filmin önemli dövüş sahneleri için fon olarak seçtiği 5 katlı ahşap pagoda vardır. Fikir buradan çıktı.
Frente al Buda se encuentra la pagoda de cinco pisos... que Bruce Lee había elegido como fondo... para las batallas culminantes de la película.
Pagodadaki dövüş sanatları savaşının düzeyleriyle ilgili toparladığı fikirlerin bazılarını aldı ve Kareem geldi ve sanırım ilk çektikleri sahneler Bruce ve Kareem arasında geçen kavga sahneleriydi.
Tomó algunas de sus ideas... sobre los niveles de combate en la pagoda... y surgió Kareem.
Bu farklı karakter özellikleri, dövüşerek pagodanın yukarı katlarına çıkan suç ortaklarının arasında farklı bir dinamik oluşmasını sağlayacaktı.
Estos atributos permitirían... otro tipo diferente de dinámica entre los cómplices... mientras peleaban por cada nivel de la pagoda.
Lee ve suç ortakları, pagoda içinde savaşarak kendilerine has stilleri olan dövüş sanatçıları tarafından korunan 5 katı çıkacaklardı.
Dentro de la pagoda, Lee y sus cómplices... tendrían que luchar los cinco niveles hacia arriba. Cada uno estaría vigilado por un artista marcial específico.
Kareem Abdul-Jabbar, pagodanın en üst katının gardiyanı oynayacaktı.
Lee decidió tener otro más de sus estudiantes Kareem Abdul-Jabbar... en el papel de vigilante del quinto piso de la pagoda.
Pagodanın en üst katındaydım, çünkü en etkili dövüşçüydüm. Ve bir stilim yoktu.
Estaba en lo más alto de la pagoda... porque era el luchador más efectivo.
Böylece, kendine ait bir stili olmadan herhangi birinin stiline nasıl adapte olabildiğini gösterir.
Un estilo muy preciso, en cada piso de la pagoda... y mostrar cómo podía encajar en el estilo de cualquiera... sin tener un estilo propio.
Bu eksik bölümde, Lee'nin iki müttefiki, James Tien ve Chieh Yuan, Lee'nin önünde merdivenlerden çıkarak pagodanın üçüncü katındaki Kaplan Salonu'na girerler.
En lo que falta de ese metraje, los dos aliados de Lee... James Tien y Chieh Yuan, suben antes que Lee... y entran al tercer nivel de la pagoda...
Teşekkürler Pagoda.
Gracias, Pagoda.
Bay Royal'a Pagoda arıyor deyin.
Dígale al Sr. Royal que soy Pagoda.
Bay Pagoda adında biri.
- Un tal Sr. Pagoda.
Pagoda, bize yardım et.
Pagoda. Danos una mano.
Pagoda!
¡ Pagoda!
Pagoda?
Pagoda.
Vasiyetim, zamanı geldiğinde mezar taşıma yazılacak yazı ve cenaze törenimle ilgili isteklerim Pagoda'da.
Pagoda tiene mi testamento y algunas instrucciones para mi funeral, incluyendo mi epitafio, cuando llegue el momento.
Pagoda'nın söyleyecekleri var.
Pagoda tiene algo que decir.
Bu oyuna sen de mi karıştın Pagoda?
- ¿ Estabas metido en esto, Pagoda?
Pagoda lobide buluşalım.
Pagoda, reúnete conmigo en la planta baja.
Pagoda'yı yeniden işe alır mısın?
Vuelve a admitir a Pagoda, por favor.
Göçmen Karşıtları, Mott Sokağı'ndaki Çinlilerin Serçe Tapınağı'nda babamın ölümünü her yıl yeniden kutlardı.
Cada año los Nativos celebraban la muerte de mi padre otra vez en la Pagoda China Sparrow en la calle Mott.
1846 BÜYÜK ZAFERİNİ 16. ANMA YILDÖNÜMÜ SEÇKİN KONUKLAR, İÇKİ VE YİYECEK 3 ŞUBAT 1863 SERÇE TAPINAĞI SAAT 20 : 00'DA
Conmemoración De la Gran Batalla de 1846 3 Febrero 1863 PAGODA CHINA SPARROW
Katılacaklar saat 10 : 00'da Piercing Pagoda'da buluşacaklar.
Los participantes deben estar a las 10 en la Pagoda del Piercing.
... lto Hirobumi Chosun'un ilk valisi olarak atanan kişiydi. 1 Mart 1919'da Pagoda Parkındakai illegal toplantı dağıtıldı.
Ito Hirobumi es elegido como primer gobernador de Chosun 1919 - 1 de Marzo, una reunión ilegal en Pagoda Park es dispersada
Yu Hua Pagoda!
La Pagoda de Yu Hua!
Ji, pagodanın dördüncü katındaki gardiyan olacaktı. Andrews Hava Kuvvetleri Üssü.
Ji vigilaría el cuarto piso de la pagoda.