Paisley tradutor Espanhol
132 parallel translation
Fazla yükselmemesi konusunda dikkatli ol, Paisley. Şu an tam sınırda.
- Cuidado, que no suba demasiado.
Demek sensin, McEwen.
Ah, es usted, McEwen. - Échele una mano a Paisley.
Bay Paisley, bu hatayı yapmanız bilim için, yeri doldurulamayacak bir hizmet verdi.
Sr. Paisley, su error ha prestado un servicio inestimable a la ciencia.
Asistanım bu alelade yünlü örtü ile onu örtecek...
Mis asistentes la envolverán en este común y corriente chal de paisley.
Dinsdale orada, resepsiyon salonundaydı. Yanında Doug, bebek ezen Charles Paisley birkaç film yapımcısı ve Kierkegaard diye hitap ettikleri oturmuş tazıların kafasını ısırıp koparan bir adam vardı.
Dinsdale estaba hablando con Dough... y Charles Paisley, el "Chafaniños", un par de productores de cine... y uno al que llamaban Kierkegaard, que mordía cabezas de perros.
Ty, Paisley'i bilirsin, zorluklara bayılır.
Ya sabes como es Paisley, le encantan los desafios.
Benim zamanımda uzun saçtı, beatniks, paisley.
En mi época, era el cabello largo, pañuelos, estampados -
1 Ocak'taki kayıplar olduğunu söylüyor. Bu filmin baş araştırmacısı olan Mel Paisley, Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildi.
Mel Paisley, que también fue jefe de investigación de esta película, fue condecorado con la Cruz de Servicio Distinguido.
Kimseye ekosenin yakışmadığına emin olduğum kadar.
Tan segura como estoy de que nadie luce bien en Paisley.
Ama sonunda Paisley'deki tek kişi oldum.
Pero al final me convertí en la de los estampados llamativos.
Paisley hiçbir arabanın altına bomba koydu mu?
¿ Cuándo ha puesto Paisley una bomba?
Paisley McNasty adı altında yazmıştım.
Las escribí bajo el nombre de Paisley McNasty.
Selam, ben Paisley.
Hola, soy Paisley, este es Jolt.
Sırasıyla Bakersfield, Fresno, Chico... ve 2 gece önce de Sacramento'da Alan ve Brenda Paisley çifti.
En este orden : Bakersfield, Fresno, Chico y hace dos noches, Alan y Brenda Paisley, en Sacramento.
Paisley Shimansky seni görmek için burada.
Vino a verte Paisley Shimansky.
- Paisley'li biri için fena değil.
- Nada mal para un muchacho de Paisley.
Boş zamanında yaparsın onu Paisley çocuğu.
A su debido tiempo, chico de Paisley.
Hey... Paisley. Daha önce hiç birini sevdin mi?
Oiga, Paisley ¿ alguna vez se enamoró de quien no debía?
Şal desenli gömlekler çok yakışıyor sana.
Lo diré otra vez. Te quiero en Paisley.
Paisley polyesteri, değil mi?
- Estampados de poliéster, ¿ no?
Paisley?
¡ Paisley!
Komşulara göre, ev Paisley Johnston adlı birine ait, 23 yaşında.
Según los vecinos, la casa pertenecía a Paisley Johnston, de 23 años.
Kurbanın, Paisley Johnston olduğunu doğrulayabildiniz mi? - Henüz değil.
Creo que está equivocada. ¿ Confirmó que la víctima es Paisley Johnston?
Booth, Paisley'in ailesine ulaşmaya çalışıyor ama onlar Antartika'da.
Eso podría servir para confirmar su identidad. Booth está localizando a los padres de Paisley, pero están en la Antártida.
Eğer birisi Paisley Johnston'u öldürmek istediyse kesinlikle kredi kartı şirketi değildir. Öyle mi? Çok mu alışveriş yapıyor?
Si alguien quería a Paisley Johnston muerta, no era su tarjeta de crédito.
Kim bu kadar resim koyar ki?
Paisley Johnston. ¿ Quién pone tantas fotos de sí mismo?
Tam da bu yüzden Nicole, Paisley'in tek ve en iyi arkadaşı Paisley ile olan arkadaşlığını bitirmiş.
¿ Qué forma es esa de hablarle a una íntima amiga? Y es cuando Nicole, la única y mejor amiga de Paisley puso fin a su amistad borrando a Paisley como amiga.
Ben, Paisley'in sadece şehir dışına çıktığını falan düşünmüştüm.
No puedo creerlo. Pensé que Paisley estaba de viaje.
Paisley, doğum günüm için bana bir çanta aldı.
Háblame del asunto del bolso. Bueno, Paisley me regaló un bolso por mi cumpleaños.
Resmen rezil olmuştum!
¿ Paisley te regaló un bolso falso? Me sentí humillada.
Saç ve kemik parçalarıyla birlikteydi yani Paisley öldürüldüğünde onunla olmalıydı.
No lo sé, pero parece un papel. Está con el pelo y los fragmentos óseos así que debía de encontrarse en la ducha cuando asesinaron a Paisley.
Sürücü kartında dediğine göre Paisley Johnston 162.5 boyunda. İskeleton 162.5 boyunda.
Según su licencia de conducir, Paisley Johnston mide 1,63.
Omurga eğriliği kemiklerin uzamasını etkilemez.
¿ Paisley padecía algún tipo de problema congénito? La escoliosis no afecta al crecimiento de los huesos largos.
Hiçbir fikrim yok tabii Paisley Johnston, önceki hayatında Asyalı değilse.
Ni idea. A menos que Paisley Johnston fuera asiática en una vida anterior.
Asyalıların, beyazlara göre daha kısa uyluk kemikleri vardır ama Paisley Johnston Asyalı değil.
Los asiáticos tienen un fémur más corto en proporción a sus cuerpos. Pero Paisley Johnston no es asiática.
Demek ki bu Paisley Johnston'a ait değil.
Lo cual significa que esta no es Paisley Johnston.
Paisley'in kayıp ilanlarını her yere astık, ama henüz bulan olmadı.
Emití un aviso de búsqueda para Paisley, pero aún no la hemos encontrado.
Ya, Asyalı kızı öldürüp kaçtı ya da, her kim Asyalı kızı öldürdüyse, Paisley'i de öldürmüş.
O bien mató a la chica asiática y huyó o quienquiera que matara a la chica asiática también mató a Paisley.
Paisley Johnston'un evinde ne işi vardı peki?
¿ Qué hacía en casa de Paisley Johnston?
Paisley, Jenny'nin girmek istediği grubun bir üyesiydi o.
Paisley. Era el grupo de gente al que quería pertenecer Jenny.
Paisley çok zengindi.
No. Paisley es rica.
Jenny sokağın aşağısındaki Sichuan'lı restoranında Mama Liu'yla çalışıyordu. Paisley miydi bunu yapan?
Jenny trabajaba para Mama Liu, en el restaurante szechuan.
Bizi Paisley gönderdi.
Sí. Nos envía Paisley.
Nicole, Paisley'in ona Chanel çantası hediye ettiğini söylemişti. Ama o taklitti.
Nicole dijo que Paisley le regaló un bolso de Chanel.
Ya da Paisley arkadaşından yardım etmesini istedi ve sen de buna izin vermezdin.
A lo mejor Paisley le dijo a su amiga que pidiera llevarse su tajada, pero usted se negó.
Bay Paisley.
Sr. Paisley.
Paisley Johnston.
De acuerdo.
Paisley bana sahte olanı vermiş! Paisley sana taklit vermiş.
Paisley me regaló una falsificación.
Paisley'in doğuştan herhangi bir rahatsızlığı var mıydı?
- Claro que sí.
Jenny'yi o mu öldürdü?
¿ Fue Paisley?
Şu anda Paisley'i araştırıyoruz.
¿ Ella mató a Jenny? Estamos buscando a Paisley.