Pajaro tradutor Espanhol
6,258 parallel translation
Ayrıca Şükran Gününde Çiftçi Pazarına gitmeyi istiyorum. çünkü hindimi ve palamut gibi malzemelerimi oradan almayı düşünüyorum.
Y quiero pasar Día de Gracias en el mercado de la granja porque ahí es a donde quiero comprar mi pajaro y todos los ingredientes para mi relleno de bellotas.
- Kuş. - Kuş mu?
- Es un pájaro.
- Evet, kuş, ne var?
¿ Un pájaro?
Kuş sürekli uçuyor Marco!
El pájaro está revoloteando, Marco.
- Şu kuşu tut.
- Toma el pájaro.
Çocuklar kuş olmadan asla arabaya binmez.
Los niños no se van a ir sin el pájaro.
- Kuşu istemiyorum. - Kuşu al!
Agarra el pájaro.
- Bu kuşla ne yapacağım?
¿ Qué hago con un pájaro?
Sean, o uçan benim kuşum değildi de.
Sean, dime que no fue mi pájaro.
Uçan benim kuşum değildi de.
Dime que mi pájaro no salió volando.
Peki ya kuşum?
¿ Y mi pájaro?
Marco! - Kuşum nerede?
- ¿ Dónde está el pájaro?
- Kuşum nerede?
¿ Dónde está mi pájaro?
Ona Susuz Kuş diyorum.
Lo llamo "Pájaro Sediento".
Bu kuş... daha önce yoktu.
Ese pájaro... que no estaba allí antes.
Kaldırımda ki kuş bir kırlangıç.
El pájaro en la acera es una golondrina.
Sen pizzacı kuşsun!
¡ Eres el pájaro de la pizza!
Elinde kuş mu var?
¿ Hay un pájaro en tu mano?
Kuş yumurtasını anımsatıyor.
Me recuerda el huevo de un pájaro.
Ama beni usandırmak için o ölen kızın gecelerime karışmasını istedi.
Pero sí quería a ese pájaro muerto que regresó volando en la noche para perseguirme.
- Bir kuşa benziyor.
- Se parece a un pájaro.
- Hayır, bir yarasa.
No, es un pájaro.
Periler ve Serçe-adamlar, Pixie Hollow oyunları Kule-Yapımında üçüncü kez şampiyonluğunu devam ettiren şaşırtıcı, benzersiz, Gruff.
¡ Hadas y Hombres-Pájaro... presentando al tricampeón defensor... de Construcción de Torres en los Juegos de Pixie Hollow... el asombroso e incomparable Gruff!
"'QC, Clar dinle... "... böyle bir basınçta birçok serçe-adamın midesi dayanmazdı " ama sonra tekrar, ben diğer serçe-adamlar gibi değilim.
" Escucha, reinita, Clar, la mayoría de los Hombres-Pájaro no podrían soportar tanta presión... pero yo no soy como la mayoría de los Hombres-Pájaro.
Bir süreliğine gözden kaybolmuş Hooke ve onun ışığa ilişkin keşfine dair bazı münakaşalar olmuştu.
Un pájaro raro. Perdido de vista tiempo atrás ; por una discusión con Hooke y su descubrimiento sobre la luz.
Gördüğünüz gibi Ekselansları, paha biçilmez kuşunuz bu odada kendi kalenizdeki kadar güvende.
Vera, Su Excelencia, su invaluable pájaro esta tan seguro en este salón como en su propio castillo.
Kuşunuzu düzelteyim efendim.
Arreglare el pájaro, señor.
Kuşa dokunma!
¡ No toques el pájaro!
- Kuş...
- El pájaro...
Kuş omzumdan düşüp durursa nasıl korsana benzeyebilirim?
¿ Cómo me veré como un pirata si el pájaro se me cae del hombro?
Mavi kuş bu duruma ne der acaba?
¿ Qué dijo el pájaro azul?
" Kafesteki kuşun şakıma zamanı.
" Hora de que el pájaro enjaulado canté.
O kuş konuşuyor mu?
Se trata de un pájaro que habla?
Kuşumu em çük!
Suck my dick pájaro!
- Kuş yuvasında daha iyi güvenlik vardır.
- Un nido de pájaro tiene mejor seguridad.
Kalbim uçamayan bir kuş gibiydi.
Mi corazón era como un pájaro... que no podía volar.
Angry bird ( Kızgın kuş ).
Un pájaro enojado.
"Ben huzursuz bir kuştum." "Öylece geziniyordum."
"Yo era como un pájaro inquieto que volaba de un lugar a otro."
♪ B-Ben bi altın kuşum
* * Soy un pájaro dorado * *
Bir kuş gibi ses çıkardım! Translated by wild _ cobragirl
Parezco un pájaro.
- Kuşu görmeliydiniz. Özellikle de büyük adam bizzat seçilince.
- Y te ves al pájaro... de ser elegido a dedo por el propio gran hombre.
Rakunlar kuşların doğal düşmanlarıdır. Zemin de öyle.
Los roedores son enemigo natural de un pájaro.
Uçan kuşlar kadar özgür hayatını yönetmekte
# Gobierna el cielo como pájaro en vuelo #
Hayallerini yıkmayı hiç istemem ama belki çekip gitmiştir.
No quiero ser pájaro de mal agüero, pero tal vez se fue.
Ölü bir kuş gibi görünüyor.
Parece un pájaro muerto.
Kuş, Armangac'ta canlı canlı boğularak hazırlanır.
La preparación requiere que el pájaro cantor sea ahogado vivo en armañac.
Sadece Virginia Adası'nda bulunan bir kuş. Koo-la-roo, koo-la-roo.
Es un pájaro que solo se encuentra en la Isla Virginia.
Leanne bir kuş kadar özgür hissediyorum.
Leanne, me siento libre como un pájaro.
Yok kuş gibi bile değil, bir yılan gibi.
No, ni siquiera como un pájaro, ¡ como una serpiente!
Kedi, sıçan, kuş ya da kurbağa olabilir. Tok oldukları sürece birçok görevi yerine getirirler.
Gato, rata, pájaro o un sapo... realizan todo tipo de tareas útiles siempre que se los alimente.
Kuş pisliği, ağaç özü ve bayıltıcı bir incir kokusu.
Por caca de pájaro y savia de árbol con un ligero olor a higo.