English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Parador

Parador tradutor Espanhol

122 parallel translation
Bu adam gerçekten kısa zamanda değişti.
El realmente tenia parador en corto.
Bu arabalı lokantadan bıktım, orası kesin.
Te juro que ya estoy harta de este parador.
- Hayır, hatırlamıyorsun çünkü arabalı lokantadaydık ve körkütük sarhoştun!
No, no te acuerdas porque estábamos en el parador... y tú estabas totalmente bebida en ese momento.
- Burası sosis büfesi, mağaza değil. Biliyorum.
Este es un parador, no una sastrería.
Senin oraya bir tavuk yemi kamyonu gönderirim.
En el parador de camiones el Pollo Lamido.
İki yaşlı kadın dağ başında bir lokantada yemek yemektedirler. Biri, "Lanet olsun!" der "Yemekler ne kadar da berbat!"
Ah, dos señoras mayores están en un parador de montaña, y una dice : "Hay que ver lo mala que es aquí la comida".
Orta sahada oynadım.
Era parador.
Bilmiyorum. Kamyonların durduğu bir yer.
Desde cualquier parador de carretera.
- Anlaşıldı, kısasap.
Yo te cubro, parador.
- Şey, eğer Parador Üzerinde Ay'ı hiç seyrettiysen... Onu Keder Girdabında yüzerken gördüysen... ya da havadaki gardenya kokusunu aldıysan... günışığını gördüysen... ve çatıdaki kırmızı kiremitleri... ve sıcak bir kadınla birlikte olduysan... Asla unutmayacaksın.
Si alguna vez ven la luna sobre Parador... y la ven flotando sobre el Golfo del Pesar... o huelen las gardenias en el aire... ven la luz del sol... posándose sobre las tejas rojas de los techos... y por suerte están con una cálida mujer... nunca lo olvidarán.
- Filmin Bitiş Partisi Parador Otelinde unutmayın.
La fiesta de despedida será en el Hotel Parador.
- Parador Halkı, sizi seviyorum.
Pueblo de Parador, los amo.
Sonra Midge ve ben, küçük kadın, her şeyi sattık... ve buraya, Parador'a taşındık.
Así que mi esposa Midge y yo vendimos todo... hasta la última cosa, y nos mudamos a Parador. Compramos un bungalow en las colinas, con árboles frutales y una sirvienta.
Otobüs Parador'dan ne zaman ayrılıyor?
¿ A qué hora sale el autobús a las puertas de Parador?
Pardon. Hotel Parador nerede?
Perdón. ¿ Podría decirme dónde está el Hotel Parador?
Bir tür Parador cenaze töreni mi?
¿ Es una especie de rito funerario paradoriano?
Parador tarihindeki en hassas anlardan birini yaşıyor.
Es un momento delicado en la historia de Parador.
- Bu... Parador'un en iyi oyuncusunun makyaj çantası... - Liano Boule.
Éste es el estuche de maquillaje... del más grande actor de Parador, Liano Boule.
- Biliyor musunuz, biz Parador'da Kanaryaları yeriz.
Sabe, en Parador comemos canario.
Parador'lular...
Compatriotas :
Sizi temin ederim ki... Parador'un en büyük atleti - ve güvenilir danışmanım...
Permítanme asegurarles que el cobarde asesinato de Felix Carbone... el mejor atleta de Parador...
Parador'lular, yurttaşlarım... Kardeşlerim... - Sizler benim oğlullarım ve kızlarımsınız...
Mis compatriotas, mis hermanos y mis hermanas... ustedes son mis hijos y mis hijas- ¿ Su Excelencia?
Parador'lu yurttaşlarım, Sizler kardeşim ve kızkardeşlerimsiniz... Oğullarım ve kızlarım...
Mis compatriotas, mis hermanos... mis hermanas, mis hijos y mis hijas- -
Parador'lular.
Compatriotas :
- Parador.
- Por Parador.
Şimdi Parador diyetimiz lezzetli... Evet, ama tehlikeli.
Nuestra dieta paradoriana- - es muy sabrosa... sí, pero es peligrosa.
Çünkü Parador dünyada kalp krizinde ve amipli dizanteride birinci sırada.
Yes por ella que Parador es número uno... en enfermedades cardiacas y amebiasis.
New York'ta bir gün Parador'da bir yıl.
Un día en Nueva York es como un año en Parador. Mira.
Havalimanını süsleme programına başladım.
Inicié el programa de embellecimiento del aeropuerto : la puerta de Parador.
Parador'lular sıcakkanlıdır.
- Los paradorianos son calientes.
Parador ve onun bağımsızlığı saçmalık. Eğer 1890'da dedelerinize devretmeseydi Lanet olasıca Parador diye... bir şey olmayacaktı.
No sé qué tonterías son ésas de Parador y su soberanía... pero si no fuera porque los EE.UU... se lo entregó a tus antepasados en 1 890... no existiría ningún maldito Parador.
Parador şimdi 21. yüzyıla... Doğru gururla yürüyor.
Parador camina orgullosamente... hacia el siglo XXI.
Parador halkına... Yeni evler... kat mülkiyet, modern tesisat... sıcak su, tenis kortları... saunalar için söz veriyorum.
Le prometo al pueblo de Parador... nuevas viviendas... buenos--buenos condominios... cañerías modernas, agua caliente...
Sadece onun aracılığıyla... Parador halkının acı ve Ve umutlarını anlıyorum.
Sólo a través de ella... logro entender el sufrimiento y las esperanzas... del pueblo de Parador.
Ve böylece, yurttaşlarım... Şeytana karşı zafer kazanmak için, Parador'u gerçekten Özgür bir ülke ve... cesur insanların evi yapmak için birlikte çalışmalıyız.
Entonces, compatriotas... tenemos que trabajar juntos... para vencer al mal... y hacer verdaderamente de Parador... la tierra de los libres... y el hogar de los valientes.
Söyler misiniz, Ekselans, Parador'un geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Díganos, Excelencia, ¿ cómo ve el futuro de Parador?
Bir Parador safiri, Ekselans.
Es un zafiro paradoriano, Excelencia.
Parador'a Başka bir film şirketi geliyor.
Llegó a Parador otra compañía de filmación.
- Parador'da bulunmak hoşunuza gidiyor mu?
¿ Está disfrutando su estancia en Parador?
Elveda,... sevgili Parador'um.
Adiós... mi amado Parador.
- Bu lke Pappas Parador City'den.
Soy Ike Pappas, reportando desde Ciudad Parador.
Parador şehri kaos ve matemde.
Ciudad Parador está en caos, es una ciudad enlutada.
Parador halkına sadece birlik... ve beraberliğimi sunmak istiyordum.
Quisiera ofrecerle al pueblo de Parador mis más sentidas condolencias.
Parador'dan Ike Pappas.
Soy Ike Pappas en Parador.
- Şimdi özel raporumuzu sunuyoruz. lke Pappas, Parador City'de.
Es un informe especial de Ike Pappas en Ciudad Parador.
Parador'un yeni başkanı... tarihin seyrini değiştirecek şansa sahip bir kadın.
Parador tiene un nuevo líder... una mujer que intentará cambiar el curso de la historia.
Parador'lu yurttaşlarım.
Compatriotas :
Dün seni o pansiyonda gördüm.
Lo vi ayer en el parador.
Billy Mack'in muhtemelen yoldaki bir dinlenme tesisinde kan kaybından öldüğünü düşünüyorum.
Me imagino que Billy Mack se sangraría hasta morir en un parador al lado de una carretera.
Ben de öyle.
- Es la última vez que nos vemos en ese parador.
Çok yaşa Parador!
¡ Viva Parador!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]