Parkman tradutor Espanhol
310 parallel translation
Banka ile batmak arasında sadece bir iki harf farkı var.
Diga, ¿ es la orquesta que recomendó la Sra. Parkman?
Parkman.
¡ Parkman!
Parkman'a geldik.
¡ Esto es Parkman!
Parkman'a geldiğimizde seni uyarmamı söylemişlerdi.
Me dijeron que le avisara en Parkman.
Parkman'lıymışsın.
Me dijeron que Parkman es su pueblo.
Kardeşiniz Frank başka bir bankanın yönetim kurulunda değil mi? Parkman Yatırım?
¿ Su hermano Frank no es consejero del Parkman Savings and Loans?
Frank, Parkman Yatırım'ın yönetim kurulu üyesi olarak senin için iyi bir izlenim bırakmayacaktır.
Frank, como director de Parkman's Savings eso te deja en mal lugar.
Parkman'a dönme fikri nereden çıktı?
¿ Por qué has decidido volver?
Parkman senin memleketin.
¿ Y qué hay de malo en eso? Parkman es tu hogar.
Yıl Festivali kadınlar heyetinde.
Es del comité de mujeres, para el centenario de Parkman.
- İkisi de Parkman Üniversitesindeler.
Son profesores de la Universidad de Parkman.
Parkman Kütüphanesinde iki tane kitabınız var.
Hay dos libros suyos en la biblioteca de Parkman.
Ondan sonra bir şeylerin Parkman'da kalmamı istediğini düşündüm.
Así que pensé que algo quería que me quedase en Parkman.
Hem Parkman gibi bir çöplükte sağlam para kaldıramazsın ki. Burası benim merkezim.
Además, ¿ como encuentras acción, en un basurero como Parkman?
Halen Parkman'ın en güzel kızısın.
Sigues siendo la chica más bonita de Parkman.
Milton, Delford Kavşağı, North Oaks ve Parkman.
Norton, Dolphin Junction, North Horns y Parkman.
Parkman'a gidin ve kimseyle konuşmayın.
Volved a Parkman y no habléis.
"Parkman'ın 100. Yılı. 1848-1948."
Centenario de Parkman 1848 - 1948.
Frank, Parkman'dan gideceğim. Hayır.
- Voy a marcharme de Parkman.
Nereye gittiğimiz umurumda değil güzelim.
Me da igual adónde ir. Sólo quiero largarme de Parkman.
Milly'nin küçük Thomas Parkman'ı tutuşturduğu günü hatırlıyor musun? Söndürmek için havuza atmışlardı.
¿ Recuerda el día en que prendió fuego a Thomas Earl Parkman Jr... y tuvieron que tirarle a la fuente para apagarlo?
Matthew Parkman.
Matthew Parkman.
Haydi, Parkman. Buna senden daha fazla ihtiyacım var.
Venga, Parkman, necesito esto más que tú.
Hey, Parkman.
Hola Parkman.
Henüz değil Parkman.
Todavía no, Parkman.
Kafamın içinde misin, Parkman?
¿ Estás en mi cabeza, Parkman?
Sen bir salaksın Parkman, bunu biliyor musun?
- Eres un idiota, Parkman, ¿ lo sabías?
Sorun ne, Parkman?
Parkman, ¿ cuál es el problema?
Avukatları, Reed Parkman.
Su abogado, Reed Parkman.
Çok yaratıcı bir adam. Nasılsınız, Bay Parkman?
Un sujeto muy ingenioso.
Reed Parkman mı?
¿ Es Reed Parkman?
Alerjisi vardı, Hartman ve Resnick de bunu biliyorlar mıydı?
- Sí. ¿ Era alérgica? ¿ Parkman y Resnick lo sabían?
Parkman!
¡ Parkman!
O gitti artık, Parkman.
Tuvo un tropezón, Parkman.
Parkman. Polis Matt Parkman.
Parkman... oficial Parkman.
Gerçekten buna minnettarım, Polis Parkman. Teşekkür ederim.
Realmente lo aprecio, oficial Parkman.
Gerçekten, Parkman.
De verdad, Parkman.
- Büyü artık Parkman.
- Madura, Parkman.
- Parkman?
- ¿ Parkman?
- Bay Parkman? - Evet.
- ¿ Sr. Parkman?
Bocalıyor, Bay Parkman.
Ella está luchando, Sr. Parkman.
Sen ve Matt Parkman, onu koruyorsunuz.
Tú y Matt Parkman la están protegiendo.
O geceden beri onu görmedim ama ona hayatım pahasına güvenirim, Parkman.
No lo he visto desde esa noche, pero confío en él con mi vida, Parkman.
Yavaş ol, Parkman. Avukatını görmek istiyor.
Tranquilo, Parkman.
- Detektif Matt Parkman.
Detective Matt Parkman.
İfademi yaz ve gerisine karışma, Parkman.
Escribe la declaración y olvídalo, Parkman.
Yanında ben olmadan, annemi sorgulamaya kalkışarak ne yaptığını zannediyorsun?
PETRELLI, PARKMAN ESTACIÓN DE POLICÍA DE MANHATTAN ¿ Qué crees que haces interrogando a mi madre sin mí ahí?
- Ben kargo uçağı değilim, Parkman.
- No soy un jet de carga.
Bayan Parkman'ın tavsiye ettiği orkestra mısınız?
¿ Una orquesta? ¿ Has perdido la cabeza?
Parkman'a bir bilet.
Un billete para Parkman.
Evet.
- ¿ Sr. Parkman? - Correcto.