Patrice tradutor Espanhol
428 parallel translation
Ben de Michel, ve otel müdürü Patrice.
Soy Michel, y él es el gerente del Hotel, Patrice.
Ben Patrice'e bir kahve daha vereyim.
Bueno, le daré a Patrice otro café.
Patrice komiklik yapiyor iste.
Es Patrice, está siendo gracioso.
Patrice, milyonlarca erkek ve kadın yakında kutlamayı umduğumuz Avrupa Birliği şenliği için bestelediği muhteşem eseri dinlemek için sabırsızlanıyordu.
Patrice, millones de hombres y mujeres esperaron la música que compusiste para la unificación de Europa que todos esperamos celebrar pronto.
Patrice'le çalışmaya başladığımdan beri.
Desde que comencé a trabajar con Patrice.
Avrupa Konseyi'nin sizden Patrice De Courcy'nin başladığı eseri bitirmenizi istediği biliniyor.
El Consejo Europeo le propone finalizar la composición de Patrice De Courcy.
Patrice'in kafasında ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Estoy tratando de entender Patrice.
Bu gördüğünüz, Avrupa Konseyi'nin talebi üzerine Patrice'in yazdığı konçertonun ilk bölümü.
Es la primera parte del concierto que Patrice compuso comisionado por el Consejo Europeo.
Patrice çok içine kapanık bir insandı.
Patrice era un hombre reservado.
Bu fotoğraf ve kağıtları Patrice'in konservatuardaki masasında buldum.
Son fotos y documentos que encontré en su escritorio en el conservatorio.
- Patrice'in konserini bitireceğinizi duydum.
- Escuché que estás terminando el concierto de Patrice.
Patrice'in size söylediğini sanıyordum.
Creí que Patrice te lo había dicho.
Patrice'in yanındaki.
Estaba con Patrice.
Bir keresinde Patrice'in eşyalarını almamı istemiştiniz.
Una vez me pediste llevar los papeles de Patrice.
- Patrice sizden çok söz ederdi.
- Patrice me contó mucho sobre usted.
Adı Patrice.
Se llama Patrice.
Lumumba yasa değişikliği olarak da bilinen 11 Temmuz 1969 tarihli kanunun 8. fıkrasının ihlali suçlamasında bu yasayı bir eyalet sınırını isyana teşvik niyetiyle ya da isyana teşvik niyetinin niyetiyle geçerek bu yasayı çiğnediğinden Anne Wiazemsky ve Jacky Martin, suçsuz.
De la acusación de haber violado el párrafo 8 del decreto 1 4... de la ley del 11 de junio de 1 969... párrafo también llamado enmienda Patrice Lumumba... de haber violado esta enmienda... de haber pasado la frontera con la intención... o la intención de tener la intención... de tener la voluntad de provocar revueltas... Anne Wiazemsky y Jacky Martin, no culpables...
Kanunun öngördüğü maksimum ceza 5 yıl ve 10 bin dolardır.
La pena máxima de la enmienda Patrice Lumumba... es de 5 años de prisión y 1 0.000 dólares.
Gerçek ismi Heymar Reinhardt. Frankfurt, Almanya'da 1946 da doğdu Paris'te ve Moskova Patrice Lumumba Üniversitesi'nde eğitim gördü.
Su nombre real es Heymar Reinhardt nacido en Frankfurt, Alemania, 1946 educado en Paris y en la Universidad Lumumba de Moscú.
Bu, kızkardeşim, Patrice.
Patrice, mi hermana.
Patrice de orada olur.
Patrice estará allí.
Patrice ne olacak? .
¿ Y Patrice qué?
Patrice beni ilgilendirmiyor.
No estoy interesado por Patrice.
Patrice...
Patrice...
- Cynthia... Patrice... Bishop.
- Cynthia Patrice Bishop.
Evet, merhaba, Patrice ile konuşmak istiyorum.
Hola. Quiero hablar con Patrice.
- Şiir dinletisine gideceğim Patrice ile.
- Voy a un recital de poesía con Patrice.
bu büyük bayramı için bestelediğin müziği bekliyordu.
Patrice millones de hombres y de mujeres esperaban la música que tú compusiste para esta fiesta europea que todos esperamos y que pronto celebraremos.
Patrice ile tanıştığımdan beri.
Desde que trabajo con Patrice.
AB'nin, Patrice de Courcy'nin başladığı esere sizin devam etmenizi istediği söyleniyor.
El Consejo de Europa le ha pedido que acabe el concierto de Patrice de Courcy.
Patrice'in kafasında ne vardı onu anlamaya çalışıyorum.
Trato de entender lo que pasaba por su cabeza. Es fácil...
Bu AB'nin teklifiyle Patrice'in yazdığı konçertonun ilk bölümü.
Es la primera parte de un gran concierto escrito por Patrice que el Consejo de Europa le encargó.
Patrice oldukça içine kapanık biriydi.
Patrice era un hombre bastante hermético.
Patrice'in çekmecesinde buldum. Karısı bunları istemedi.
Son fotos y documentos que encontré en su despacho en el conservatorio.
Patrice'in konçertosunu tamamlamak istediğinizi duydum.
Dicen que quiere acabar el concierto de Patrice.
Patrice size bahsetmiştir diye düşündüm.
- Creí que Patrice se lo dijo. - No.
Programdaki fotoğraflarda Patrice ile birlikte görülen kız.
La de las fotos de la tele. La que estaba con Patrice.
Patrice ile Adliye Sarayında görüşürlerdi.
Pero se veían en el juzgado. Ella es abogado.
Bir keresinde benden Patrice'in dosyasını almamı istemiştiniz.
Vd. quería que tomara el dosier de Patrice.
Patrice bana sizden çok bahsetti.
Patrice me habló mucho de usted.
Birini tanıyorum! Maris'in sevgili Patrice Teyzesi Washington D.C'den ziyarete geldi.
La adorable tía de Maris está en la ciudad.
Frasier, bunu benim için yap. Patrice Teyze her geldiğinde Maris bir sürü plan yapar ve sonra iki hafta süren bir migren kriziyle yatağa düşer.
Cada vez que viene Patrice, Maris cae bajo las sábanas con una migraña de dos semanas y yo tengo que sostener la bolsa.
En azından Patrice Teyzeye merhaba diyebilirsin. Senin evine gelmeyeceğim.
- No voy a ir a tu casa.
Frasier,. Patrice Teyzeyi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas a la tía Patrice?
Elbette. Patrice Teyze, evet.
Claro, tía Patrice.
Patrice., seni av köpeği. Bir tane daha buldun.
Sabueso, encontraste otro.
Nasılsın Patrice?
¿ Cómo está Patrice?
Öyküye Patrice devam edecek.
Patrice nos lo cuenta.
Patrice, milyonlarca erkek ve kadın çok umutlu olduğumuz Avrupa'nın
También recordamos a esa niñita de 5 años que le ha acompañado hasta la muerte.
Hayır.
Conozco a la tía Patrice.
Niles, Patrice Teyze ile tanıştım.
Está loca.