Pedi tradutor Espanhol
494 parallel translation
Teck, sana demiştim ki...
Teck, te pedi...
Özür dilerim. Özellikle alt katlarda bir oda istediğimizi sanmıştım.
Perdone Ud. Creo que especificamente pedi un cuarto en el piso inferior.
- Gazetem nerede?
- Que le paso al peridodico que le pedi?
Onu sorguladığımda bana bir tavukla vurdu.
Le pedi cuentas y me golpeó con una gallina.
Karıma, benim imzamla telgraflar yollattım.
Les pedi que enviaran telegramas a mi mujer...
Hiçbir şey istemedim, beklemedim ve elde etmedim.
No pedi nada, no esperé nada, y no recibi nada.
Başlangıçta öyle borçlandım ki, şimdi çok zor durumdayım.
Pedi dinero para empezar y ahora estoy en un apuro terrible.
- Kagit kalem için göndermistim.
- Le pedi hace tiempo pluma y papel.
Mesajımı kendi dilimde, Latince yolladım.
Se lo pedi a dios en ingles, en Latin, y espere respuesta.
Operatöre bu numarayı aramasını söyledim.
Le pedi a la operadora que llamara.
- Ona burada vur diyen ben değilim!
¡ No le pedi que lo haga aca!
40 dolarlık kahramanlık yüzünden şutlandı! Niçin benim evimde?
Me cago, son 40 dolares no le pedi que lo haga aca
Onları ödüllendirmek için çağırdım.
Pedi que viniesen para recompensarlos.
Gilette, kadın pedi çıkarsa kimse almazdı.
¡ Se tienen expectativas sobre... ¡ Si "Don Limpio" fabricase irrigadores vaginales no los iba a comprar nadie!
- Bunu yeğenlerimden almıştım.
- Oh... - No, yo... lo pedi prestado para una fiesta.
Kapıcıya seni içeri almasını söyledim.
Le pedi al conserje que te deje entrar.
- Silahı vardı. - Sizi tehdit mi etti?
- Le pedi que se fuera pero tenía un arma.
Kiramı ödeyemediğim zamanlarda bile senden para istemedim!
Ni siquiera te pedi dinero y ni siquiera puedo pagar el alquiler!
Neden senden istediğim zaman kasetimi dinlemedin?
Por que no escuchaste las cintas cuando te lo pedi?
Neden senden istediğim zaman kaseti dinlemedin?
Por que no escuchaste la cinta cuando te lo pedi?
Onunla konuşmaya zamanım olmadı ve randevularını ertelemesini isteyemedim.
No tenía tiempo para hablarle y le pedi que cancelara sus comprmisos. Yo estoy bien.
Adamlara sizi kamyonete bindirsinler dedim buraya bindirdiler...
Le pedi al personal que los acomodaran en la camioneta...
Sizden iyi davranmanızı istedim.
Les pedi que fueran amables.
Ben onu sipariş etmedim.
Yo no pedi eso.
Beni dolaştırmasını ondan ben istedim.
Yo le pedi que me trajera.
Yerine başkasının konulmasını emrettim.
Pedi que lo reemplazaran. - ¿ Sí, quién?
Ben kuruş istemedim.
No te pedi un centavo.
Tek istediğim, bir kaç dolardı bebek bakıcısı için. Hepsi bu.
Todo lo que pedi fue un par de dolares, una niñera, eso era todo.
Ortada mürekkep şişesi ve emme pedi,... sol tarafta kalem tablası,... sağ tarafta da takvim ve kalem vardı.
El papel y el tintero, justo en el centro. La bandeja de las plumas, a la izquierda. El calendario... y la pluma de ganso, a la derecha, ¿ bien?
Alt takımlar tam, bir de kadın pedi var, değil mi Sophia?
Parece que son pelotas, un pito y una toallita, ¿ no, Sophia?
Artan frenk üzümünü koymak için ondan bir kap getirmesini istedim, o da almak için depoya gitti.
le pedi que me trajera un bol... para las grosellas que han sobrado.
Ben bunu sipariş etmedim.
Esto no es lo que pedi.
Hey, yatak seçimini ben yapacağım.
Hey, yo pedi la cama primero.
Sana söylediğim zaman kaybolmadığın için üzgün müsün?
¿ Te lamentas el no haberte ido cuando te lo pedi?
- Sana dışarı çıkmanı söylemiştim.
- Te pedi que te quedaras afuera.
- Bana doktor dememenizi rica etmiştim.
Te pedi que no me llamaras Doctor.
Hepsi oyunun bir parçası.Ben, sana kasabana geri dönmeni söylememiş miydim?
Todo es parte del juego. No te pedi que te volvieras?
Seni serbest birakabilmem için 50 milyon istedim.
Pedi por 50 lakhs por tu seguridad.
Ben 50 milyon istedim...
Pedi 50 lakhs..
Ben 50 milyon istedim.
Yo pedi 50 lakhs. Donde estan?
Ben mi? beş yıl süresince size yalvardım, onu bakımevine atalım diye!
¡ Por cinco años les pedi ponerlo en un asilo!
Biraz yumurta istemiştim, ama...
Le pedi unos huevos, pero...
- Doğru, ondan bir ışınlayıcı istedim.
- Le pedi un transportador.
Gitmeyi ben istedim.
Yo pedi por irme.
Kardeşimi aradım, dişçidir. Morga gitmesini ve diş kayıtlarından bir teşhis yapmasını istedim.
Llamé a mi hermano, que es dentista y le pedi que identificara el cadáver con los registros dentales.
Bu yüzden özel bir görüşme talep ettim.
Por eso pedi una cita privada.
Buraya gelmen için yalvarmadım, ve kesinlikle azarlanmak istemiyorum.
No te pedi que vinieras Y estoy segura que no necesito un sermon.
Böyle olmasını ben istemedim!
tampoco pedi esto!
Sizi devralırken bunların hepsini Orion'a anlattım.
Yo hable con O'Ryan de todo esto cuando le pedi que se hiciera cargo.
Halktan bunu yapmasını ben istemedim.
Yo no pedi ser una figura publica.
Bu gece otostop çektim.
Caminé y pedi aventon.