Perla tradutor Espanhol
925 parallel translation
Bu yüzden siz, sihirbazların en değerlisinden, gelip o ilham dolu ruhunuzdan çıkacak olan ve daha önce hiç görülmemiş sihirbazlık numaralarınızla beni, imparatorluğun derdinden birazcık uzaklaştırmanızı istiyorum.
Y para mi cumpleaños te pido, perla de todos los magos, me ayudes a superar el aburrimiento imperial con trucos de magia nunca vistos, provinientes del tesoro de tu espíritu ilustre
Her korumaya bir inci.
Una perla para cada guardia.
"1.65 boylarında, 54 kilogram. İnci-grisi mayolu."
"Miss Francia : 1,65 y 54 kg. Bañador gris perla"
Gömböş, Karpat dağlarının incisi olup...
Gömbös es la perla de los montes Cárpatos...
İNCİLİ ADAM SOK.
CALLE DEL HOMBRE DE LA PERLA
Kahverengi takımımla gümüşi kravatımı ve süet yeleğimi giyeceğim.
- Me pondré mi traje marrón, la corbata gris perla y el chaleco de gamuza.
Bu büyüklükte bir inci buldu.
Encontró una perla... así de grande.
İnciyi kim aldı?
¿ Quién se quedó con la perla?
Andrea!
... el marrón es lo peor para un azul... un Gris Perla o un... ¡ Andrea!
Gümüşi bir renk ya da çok açık mavi.
Un Gris Perla o un celeste claro.
Haydi, inci.
Perla, aparece.
İnciyi bulduğumuz gece, tamam olacak.
Cuando encontremos una perla, ya está.
- Bir istiridye nasıl inci doğurabilir?
¿ Cómo una ostra va a engendrar una perla?
Rusty, inci buldun mu?
Rusty, ¿ has encontrado una perla?
Bir gün bulacağımız inciyi seviyorum.
Me gusta la perla que vamos a encontrar.
Fıçılar dolusu yakutları olan bir adam, bir inci için hassas davranıyor.
Alguien que posee una fortuna en rubíes se pone sentimental por una perla.
- İnciyi, Danny. İnciyi buldun!
- La perla. ¡ Has encontrado la perla!
Ama Rusty, 6 ay boyunca aradığı bu inciyi almalı diye düşünüyorum.
Rusty debería tener esa perla tras 6 meses de búsqueda.
Bu inciyi ona verirseniz, o ne yapacağını bilir.
Si se pone la perla, ella se encargará de todo esto.
O inci büyülü.
Esa perla es mágica.
Hangi inci büyülü?
¿ Qué perla es mágica?
Hayatımda hiç bu kadar komik görünüşlü bir inci görmedim.
En mi vida he visto una perla con un aspecto tan feo.
Elimde bu inci varken, seninle evlenmem iyi olmaz.
No estaría bien que me casara contigo con esta perla en mi mano.
ÖLÜM İNCİSİ
SHERLOCK HOLMES Y LA PERLA MALDITA
- Borgia İncisini getiriyorsun?
¿ Trae la Perla Borgia?
Kesinlikle gördüğüm en büyük inci.
Es la mayor perla que he visto en mi vida.
"Sevgili Conover, " izniniz olmadan Borgia İncisini yasal sahibine iade " ettiğim için beni bağışla.
Devuelvo la Perla Borgia a sus dueños.
Sence, bu inci hırsızlığının gerisinde Conover mı var?
Cree que Conover está detrás del robo de la perla.
İnci, çabuk sakla onu.
La perla, escóndala, rápido.
Bana öyle geliyor ki, Scotland Yard Borgia İncisinin çalınmasından haberdar edildi?
Han avisado a Scotland Yard del robo de la Perla Borgia.
Borgia İncisine reva gördüğün muameleye bak.
Vaya forma de tratar la Perla Borgia.
Size söylememin bir sakıncası yok, Digby, şu değerli incinizi umarım son görüşüm olur.
Como le decía Digby, me alegraré de perder de vista su preciosa perla.
İnciyi alabilir miyim, Doktor?
¿ Me da la perla, doctor?
Çıkarımsal mantıkla mı? Borgia İncisini bir kilo çay gibi sunarak.
¿ Razonamiento deductivo entregar la Perla Borgia como una libra de té?
İşbirlikçisi Matmazel Naomi Drake Austin'den Dover'e giden gemide o inciyle ancak kıl payı kaçamadı
Puede que su cómplice, la señorita Naomi Drake, no consiguiera la perla en el barco de Ostende a Dover.
İnci mi, ne incisi?
¿ Perla? ¿ Qué perla?
Demek inciyi orada yok ettin.
Ahí perdió la perla.
Biz onu değil, inciyi istiyoruz.
No le queremos, queremos la perla.
İki şeyden biri oldu, ya çarptığı kadın bir işbirlikçi idi, bu durumda inci o kadında bulunuyor, ya da kaçışı sırasında bir şekilde onu saklamayı başardı.
Ha pasado una de estas dos cosas. O la mujer con la que chocó era cómplice y tiene la perla, o la escondió durante la huída.
Borgia İncisinin nerede olduğunu bu bize söyleyecek. Bu benim için bir terfi demek, kesin.
Esto nos dirá dónde está la Perla Borgia y me ascenderán.
Borgia İncisinin nerede olduğunu yazmıyordu, Müfettiş.
¿ Explica dónde está la perla?
Öyle görünüyor ki, Borgia İncisinin çalınması dolayısıyla iğrenç saldırıların hedefindeyim.
Me están difamando por el robo de la Perla Borgia.
Peşinde olduğumuz Borgia İncisi. Lestrade'a yardım etmek.
Buscamos la perla, ayudamos a Lestrade.
Benim tahminim şu : Giles Conover Borgia İncisini kaybetti ve tıpkı bizim gibi çaresizce onu geri almağa çalışıyor.
Sospecho que Giles Conover perdió la Perla Borgia y trata de recuperarla como sea.
Öyle anlaşılıyor ki, beni öyle görüyor çünkü henüz Borgia İncisini bulamamış ve bulamadığı sürece de...
Evidentemente no ha encontrado aún la Perla Borgia. Mientras no la encuentre...
- Kesinlikle, Borgia İncisi.
No querrá decir... - Sí, la Perla Borgia.
Borgia İncisini çaldığı gün Conover'in peşinden koşan nöbetçiyi.
El que persiguió a Conover por la calle el día que robó la perla.
"Şapkanı al, ben taksi çağırayım." Borgia İncisi. Napolyon Büstü.
La Perla Borgia, la Perla Borgia, un lío.
Borgia İncisi...
La Perla Borgia.
Napolyon'un altı ıslak büstlerinden birinin içine soktu.
Conover metió la Perla Borgia en uno de los seis bustos de Napoleón puestos a secar.
- Peki, Borgia İncisi üzerindeyken...
Pero la Perla Borgia...