English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Pescado

Pescado tradutor Espanhol

6,509 parallel translation
Şu balık yediğimiz Jamaika restorantını hatırlıyor musun?
Recuerdas ese restaurant Jamaiquino que fuimos con ese pescado?
Hala Trout ve Vance McMillan'la olan bağlantısı olduğundan emin değilim. ... bu yüzden güvenlik elemanı olarak çalıştığı balık marketine gidip ne bulacağıma bir bakacağım.
Todavía no estoy segura de cómo vincularle con Trout y Vance McMillan, así que voy a ir al al mercado de pescado donde trabaja como seguridad y ver qué más podemos averiguar.
Şüphelimizin çalıştığı balık marketine gidiyorum da.
Hey, me estoy dirigiendo hacia el mercado de pescado donde trabaja nuestro sospechoso.
İçgüdüm bana balık bağırsaklarını kontrol etmemiz gerektiğini söylüyor.
Mi instinto me dice que tenemos que comprobar las tripas de pescado.
Kocanın balık markette kapıda muhafız.. ... olarak çalışan Tony ile de bir sorunu oldu mu?
¿ Y su esposo tenía problemas con Tony, el guardia que trabajaba en la puerta del mercado de pescado?
Ben küçük bir yem attım sen de bana kocaman bir balık verdin.
Sólo arroje una pequeña carnada. Y tú cocinaste todo el pescado.
Balık olarak, bizim...
Por el pescado, tenemos...
Molly, gerçekten balığın ne olduğunu öğrenmeyecek misin?
Molly, de verdad, ni siquiera quieres saber que tipo de pescado és?
Beyefendi için et hanımefedi için, bok kokan balık spesyali.
Un filete para monsieur, y para la madame, el apestoso pescado especial doo-doo
- Balıklı tako sever misin?
- ¿ Te gustan los tacos de pescado?
Peki balık sever misin?
Bueno, ¿ te gusta el pescado?
Ve balığımızın kesinlikle yanmasını istemiyorum.
Y de verdad no quiero quemar este pescado.
Gökyüzü geçen yaz çok çalıştı, erken gelen ayları geçirmek için günde 40 kilo balık yiyerek yağ depoladı.
Sky trabajó duro durante el verano ; comió más de 40 kg de pescado al día para almacenar suficiente grasa para subsistir los primeros meses.
"O balıkları nereden buldun?"
Oye, ¿ dónde conseguiste ese pescado?
Yakınlarda balık olmadığı için, tekrar çim yeme zamanı.
Como no hay pescado, deben comer pasto.
"Bana o balığı getir."
Consígueme pescado.
Chinook bu sefer kimsenin ondan balık koparmasına izin vermiyor.
Esta vez, Chinook no permitirá que nadie le quite su pescado.
Sonra da yakaladığını yemeden başkasının onu kapması an meselesi.
Luego debes comer el pescado antes de que te lo quiten.
Çok sayıda balık var.
Es una gran cantidad de pescado.
Balık-ekmek aşkına, ne oldu sana böyle?
¡ Por Dios entre el pescado!
Balığın tadına baksana Pop.
Prueba el pescado, Pop.
Balığı babam New York'tan kargo ile gönderdi.
Mi padre me envió el pescado desde Nueva York.
Babana yulaf lapasi yapiyorum.
Estoy cocinando pescado con papás.
- Buyurun kendiniz bakın, tuzlanmış güzel balıklar.
- Ve por ti mismo. Buen pescado salado.
Arşivleyebilmeniz iyi değil 5 championship kazanmak gerekiyor NASCAR Orada küçük bir Late model Serisi, Patates kızartması ve balık var
No a menos que puedas superar cinco campeonatos en NASCAR en una serie de último modelo limitado, pescado con papas.
En sevdiğin yemekten yaptım.
Hice tu sopa favorita de arroz y pescado.
Küçükken hep sen bana bunu hazırlardın.
Siempre me hacías sopa de arroz y pescado cuando era pequeña.
Körili Balık.
Bola de pescado de curry.
Köri körili balık
Bola... bola de pescado de curry.
Körili Balık.
Bola... bola de pescado de curry.
Kızarmış balık.
- Pescado frito.
Balık üstüne peynir mi dedin?
¿ Queso con pescado?
B... balık.
F para Fish ( pescado )
Balık ve pilav.
Pescado y arroz.
Balık pazarlarını, burma tiklerini.
El mercado del pescado. La teca de Birmania.
Balık almak için mi buradasın?
¿ Vienes a comprar pescado?
Kardeş, hanımefendi için en iyi hilsandan ver.
Hermano, el mejor hilsa ( pescado ) para la señorita.
- Benden sana bir balık hediye.
Quiero decir que el pescado es un regalo de mi parte.
Bana balık mı hediye ediyorsun?
¿ Me estás regalando un pescado?
Daha çok Çin yemeği gibi?
- No, parece "pescado flito".
Beni sirkeye yatır ve balığa meze yap.
Sumérjame en vinagre y me llaman una cena de pescado.
Gidip pişirmek için balık avlayabilir miyiz?
¿ Podemos salir y tomar un poco de pescado para cocinar?
Balıkla, yengeçlerle ya da taşınla ilgili değil hayatım.
Nada que ver con el pescado o el cangrejo o la piedra, cariño.
Bir daha dokunursan seni balık gibi doğrarım.
Tócame otra vez, y te destripare como un pescado.
- Balıkla "acheke" iyi gider. - Gnamakoudji suyu da olsun.
Vamos a comer attiéké, pescado a la brasa con zumo de gnamankoudji.
- "Lox" derken, füme balık manasında mı?
James. "¿ Lox", como en el pescado ahumado?
Biraz balık al.
- Come pescado.
Her iş bu lanet balık kokan yerde balık temizlemekten iyidir.
Cualquier cosa es mejor que limpiar pescado en esa factoría apestosa.
Balık yaptır o zaman.
Sirve el pescado, entonces.
Balık sevmezsin sen ama.
Odias el pescado.
Dün bayat balık yiyince ; biz de buraya...
Ella comió pescado en mal estado de ayer, entonces, si...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]