Petite tradutor Espanhol
128 parallel translation
Sen... ve... ben... biz... çıkmak... küçük... bir yürüyüşe?
"¿ Vu... y... yo... vulé vu... dar... un... petite... paseo?"
- O benim Petite Parisienne gazetem mi?
¿ Es mi "Petite Parisien"? No.
Mon frère a une gentille petite amie.
Mon frère a une gentille petite amie.
- Une petite escargot.
- Un pequeño escargot.
Vah zavallı! Gel bakayım buraya sen de.
Rosalie, quelle poussiêre, toi aussi, pauvre petite, viens ici!
- Zavallı yavrum.
Pauvre petite.
Une petite perle.
Une petite perle.
Petite pearl.
Petite "perla".
Neyin var küçüğüm?
¿ Qué te pasa,'ma petite'?
- Evet. Kıçına iki küçük peynir tıkmak lazım!
Hay que meterle dos "petite suisses" por el culo.
Seni yemeğe çıkarıyoruz. La Petite Château.
Vamos a llevarte a Le Petit Château.
Burayı bırakıp, La Petite Château'ya gidemem.
No puedo ir a Le Petit Château.
La Petite Marmite'de yemek yedik.
Comí con él en La Petite Marmite.
Değil mi, küçüğüm?
¿ No es así, ma petite?
Evet... küçüğüm.
Oh, sí. Ma petite.
Beni özledin mi, ufaklık?
¿ Me extrañaste, petite?
Yapmayın.
Bien, bien, ma petite.
Pauvre petite. ( Zavallı küçüğüm. )
La pauvre petite.
- Onun Kardeşi Petitei Seviyor!
- ¡ Son como hermanos, petite!
- Bi Card Çek Petie sana biraz şov yapıcam.
- Toma una carta, petite. Un truco.
Hey Bana birşey söylüyecek Petite.
Haz lo que dice, petite.
- İşe yaramaz, ufaklık!
¡ Jubilee! - ¡ Es inútil, petite!
Hayatta, ufaklık.
Está viva, petite.
- Ne yapıyorsun, ufaklık?
- ¿ Qué haces, petite?
Bu kadar çok terleyip de nasıl kilo vermezsin?
¿ Cómo puedes transpirar tanto y no perder peso, petite?
- Hadi, ufaklık!
- ¡ Ven, petite!
Nereden bilecektin, ufaklık?
¿ Cómo lo sabes, petite?
Şarap, Bordo Minyon. 1 97 4.
Vino, Petite Syrah 1974
Senin için "ma petite merveilleuse Anna" derdi.
Te llamaba "ma petite merveilleuse Anna".
Geri döndüğüme göre,... kumandanınız olmaya kaldığım yerden devam edeceğim.
Entonces ¡ que lo haga uno de ellos! Pero, petite, yo no soy tan paciente o sabio como tú.
İyi akşamlar küçüğüm, nasılsın?
"Bon soir, ma petite, comment tu t'appelles?"
- Ebediyen, "mon petite creme bruelet".
- Para siempre, ma petite crème brûlée.
- Petite la Bistro'da yemeğimizi yedik, ardından rıhtımda bir gezintiye çıktık.
Fuimos al restaurante francés, después paseamos en el muelle.
Saldırganlardan William "Petite" Clayborn saldırıda öldü.
Uno de los agresores, William Clayborn murió en el ataque.
Dinle, şirin bebek annenin ne kadar çılgın olduğunu dünya üzerinde kimse bizden daha iyi anlayamaz.
Petite bebé nadie sabe mejor que nosotras lo loca que está tu madre.
Minik tatlım, sanırım başaracaksın!
Petite, casi mueres, pero creo que sobrevivirás.
Ufaklığı öne getirin.
Traed a la petite.
La Petite Rose.
"La pequeña rosa"
- Boutigue'ten. En sevdiğimdir.
- De La Petite Coquette, mi preferida.
Şu petite amie'nin kocası da büyük bela.
Y el marido de esa petite amie es muy desagradable.
Minyon ama çok büyük ölçüde göğüsleri var.
Petite con un tamaño de pechos grandes.
Bu da 2 numaralı vücut tipi, o da minyon ama daha küçük göğüsleri var.
Este es cuerpo tipo 2, también petite, pero con pechos menores.
Senin o Patite'nin bana ne hayrı olacak?
¿ Para qué iba a querer tu "Petite"?
- Assez, ma petite. Assez.
Srta. Eyre.
Fransızca söyle.
Dilo en francés, "petite perle".
Perle!
- Petite perle.
- Nereye gidiyorsun, ufaklık? - Buradan başka bir yere!
- ¿ Adónde vas, petite?
Tarzımla.
- Con estilo, petite.
Ufaklık?
¿ Petite?
Endişelenme, ufaklık.
No te preocupes, petite.
Kahretsin, bu çocuk bir lanet.
Mientras esperamos, recibamos a la petite superestrella del cine independiente ¡ Winona Ryder! Joder, este tío está zumbao.