English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Piers

Piers tradutor Espanhol

117 parallel translation
Paula, Piers'in, kız kardeşiyle yattığını ben ağzımdan kaçırmadan önce de biliyordu.
Paula sabía que Piers se acostaba con su hermana antes que yo lo mencionara en el discurso.
- Bu kardeşim Piers.
- Este es mi hermano Piers.
Arabayı durdur, Piers.
Detén el auto, Piers. ¡ Detente!
- Piers Courtenay.
- Piers Courtenay.
Chelsea Piers'e gittik ve günün geri kalanında beraber takıldık.
Nos dirigimos a los muelles Chelsea y estuvimos ahí el resto del día.
- Lütfen Piers.
Por favor. Por favor.
Seni buraya getirmek için her şeyi yapardım.
Piers, hubiese dicho cualquier cosa para traerte aquí.
Lütfen Piers, affet beni.
Piers, por favor.
- Piers!
¡ Piers!
Piers...
¡ Piers!
Lütfen gitme Piers, lütfen.
Por favor no te vayas, Piers. Por favor.
Piers, lütfen...
Por favor. Quítate...
Senin yanında kendim olabileceğime inanmıştım.
Piers... Pensé que contigo podía ser yo mismo.
Pekala, haftaya Chelsea Piers'ta beyzbol atışlarında görüşürüz.
Nos vemos la próxima semana en las jaulas de bateo de Chelsea Piers.
Şey, bu yatı kazandığım adam, Francois, dedi ki yat Chelsea Piers'ta bir marinadaymış. Ordan öylece alabilirmişim.
Bueno, este tipo François al que se lo gané, dice que... el título de propiedad está en el yate, en el muelle Chelsea... en el camarote, y que sólo tengo que cogerlo.
Yüzbaşımız, Piers Hasselburg, ve Teğmenimiz, Jean Egremont.
Nuestro Capitán, Piers Hasselburg y nuestro Teniente, Jean Egremont.
Ama haklısın. Onun eli değil bu. Piers Hasselburg'un bir parçası o.
Pero tienes razón, es la de Piers Hasselburg.
Piers Spoor, Ortanca kardeş,
Piers Spoor, el hermano mediano
Piers mı?
¿ Piers?
Piers Spoor'un ölümünden açıklar mısın..
Hábleme sobre la muerte de Piers Spoor.
Sen Piers'ı öldürdün, Nicholas.
Mataste a Piers, Nicholas.
Piers bize ihanet etti..
Piers nos traicióno.
Piers bizim kardeşimizdi.
Piers era nuestro hermano.
Tam olarak, Sör Piers Pomfrey.
Sir Piers Pomfrey, para ser precisos.
- Senin şu dostun... Sör Piers Pomfrey hakkındakileri öğrenmek istiyorum.
- Quiero saber... acerca de su pequeño amigo, Sir Piers Pomfrey.
Thames nehri kıyısında yozlaşmış gizli cemiyet AD1'in başkanı Sör Piers Pomfrey'i bekliyorum.
Estoy aquí en las orillas del Támesis esperando Sir Piers Pomfrey, el jefe del corrupto de la sociedad secreta, AD1.
Sör Piers, cinsel ayrımcı olduğunuzun açığa çıkması ve bir grup kız tarafından alenen madara olmanız karşısında ne hissediyorsunuz?
Señor Piers, Habiendo sido expuesto como un sexista, ¿ Cómo se siente al haber sido derrotado y ahora públicamente humillado por un grupo de chicas?
Ve onuncu evlilik yıldönümünde küresel ısınma protesto... yürüyüşüne katılmak herkesin paylaşabileceği bir fikir değildir, ama Piers ve Lisa tanıştıkları andan itibaren bütün düşüncelerini paylaştılar.
y se unieron a la marcha de protesta contra el cambio climatico quizas no era la idea de un 10mo aniversario de bodas, pero Piers y Lisa han compartido ideales desde el momento en que se conocieron.
Arkadaşımla beraber bir partiye gitmiştik, ve beni direk Piers'in yanına götürdü ve şöyle söyledi :
amigo mio, nos fuimos a la fiesta juntos, y ella me puso en frente de Piers y dijo :
"Hey, bak," bilirsiniz "Piers bu Lisa." Ve, falan filan... Ve hepsi bu kadardı, sadece bu kadar. Daha sonra sadece konuştuk... ve akşamın geriye kalanını rüzgar türbinlerinden bahsederek geçirdik.
"Hey, mira," sabes, "Piers esta es lisa." y, dah dah dah y eso fue todo, fue todo.solo... y pasamos toda la noche hablando sobre turbinas de viento.
Piers 15 yılın üzerinde zamanını Amerika'da, Afrika'da ve Avrupa'da rüzgar çiftlikleri kurmakla geçirdi.
Piers ha venido desarrollando granjas de viento en Africa, America, y bretana por mas de 15 anos.
Ve Piers diğer bir seçeneğin insanların, parmaklarını çapraz yapıp, mucize bir teknolojinin bu kadar kısa bir süre zarfında icad edilmesinin, olduğunu kesinlikle düşünmüyor.
Y Piers no piensa mucho sobre la otra opcion, la que todo el mundo cruza los dedos y espera a que el milagro tecnologico se inventara a tiempo.
Piers, orta İngiltere'deki Bedfordshire havaalanına benzer bir rüzgar tarlası yapmayı teklif ediyor.
Piers ha propuesto una nueva granja aerea, en el aereopuerto en Bedfordshire, Inglaterra central.
Selam anne. Benim Piers.Sanırım 10'a yada 11'e karşılık 1 gibi bir sonuç çıktı.
hola, mami.Es Piers.creo que es 10 a uno o 11 contra uno.
- Marx gemiye şehir dışından biniyor. Cosway, Chelsea iskelesinde ona katılıyor. 11. iskeleye kadar beraber gidiyorlar.
Marx va en el barco al norte, Cosway se le une en Chelsea Piers y van juntos a Pier 11.
Chelsea Piers tarafına dönmemiz gerekiyor.
Tenemos que pasar por Chelsea Piers.
David Blunkett, Stephen Hawking, Piers Morgan.
David Blunkett, Stephen Hawking, Piers Morgan.
Piers?
¿ Piers?
Stüdyoya giderken sana eşlik ederim. Diane Sawyer'ın Piers Morgan'dan daha iyi olduğunu söylerim.
Te acompañaré al estudio, te aconsejaré sobre si Diane Sawyer es mejor que Piers Morgan.
Yerine Piers Morgan'i çikardilar, o sundu ve böylece Larry hayatta kaldi.
Dejaron que Piers Morgan llegara e hiciera su show, y de esa forma Larry sigue vivo.
Hayal edin ki birisi size Piers Morgan'ı yakmanız için izin vermiş.
Como si de pronto te dejasen meterle fuego a Piers Morgan.
Bir arkadaşım var, Piers adında, Edinburg Dükü yarışmasının gönüllülük safhasında... Yaşlılara yardım etmek zorunda kalmış.
Mi amigo, Piers, de acuerdo para el Duque de Edimburgo Medalla de Oro, él ha tenido que ayudar en alguna casa de gente mayo.
- Teşekkür ederim, Piers.
Gracias, Piers.
Piers, bu seçim özgürlüğü tercih etmekle alakalı, her şey bu kadar basit.
Piers, esta elección se trata de la libertad de elegir, tan simple como eso.
- Piers?
- ¿ Piers?
Piers, lütfen.
Piers, quita el codo de la mesa.
Piers!
¡ Piers!
- Hayır, gidemezsin Piers!
De verdad lo creí. ¡ No! - No.
- Yapma.
- Piers, no te puedes ir.
Piers Morgan Tonight'a hoşgeldiniz.
Bienvenido a Piers Morgan Tonight.
- Merhaba, Piers.
- Hola, Piers. - Oh.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]