English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ P ] / Pilav

Pilav tradutor Espanhol

1,005 parallel translation
- Pilav ister misin?
- Boba - ¿ Quieres arroz?
Bu sabah Anoosh dedi ki, "Pilav yapabiliriz."
Esta mañana Anoosh me ha dicho : " Que tienes pilaf para la fiesta, vale.
Bir pilav üstü yengeç!
Y también un poco de cangrejo con arroz.
- Hiç balık kafası ve pilav yedin mi?
- ¿ Has comido alguna vez ojos de pescado?
Kasede senin için pilav var.
Tienes arroz en el plato.
Bir pilav tabağı takımı.
- Unos cuencos matrimoniales.
Kocamın ölümünden sonra pilav kasesi bana onu hatırlattı.
Gracias. Cuando murió mi marido, decidí guardar los míos de recuerdo.
Mercimek, pilav, balık, sebzeler.
Lentejas, arroz, pescado, verduras...
-... domuz etiyle pilav. "
- "cordero al curry y arroz"
Biraz pilav yiyip, dinlenirsiniz.
Duerme un poco, come arroz con carne.
Sonra horoz, pilav fasulye, salata.
Luego capón, arroz... frijoles y ensalada.
Pilav bir dakikaya hazır olur.
El arroz estará listo en un minuto.
Pilav çok kötüydü.
¡ Mejor ni hablemos del arroz!
Salçalı biber dolması yap mısır ekmeği fasulye ve pilav da yapın.
Haz chili rellenos, tacos... tamales, enchiladas, frijoles y arroz.
- Sağ ol. Sen de düğün pilavından yesene.
Tomizawa, sirva ya la comida.
Düğün pilavı yer misin?
¿ Quieres tomar arroz?
Pilav kokusu alıyorum.
¡ Huelo a arroz hervido!
Bu yüzden pilav kokusunu alıp evimin içine daldın.
¿ No ves que te has convertido en un ser miserable?
Daha pilav, daha çok pilav!
Más arroz, más arroz...
Yılda sadece bir kez beyaz pilav yiyoruz.
Ya sabes que en esta casa somos generosos.
Bu geceki festival için pilavı bol pişirdim.
Y, además, hoy se celebra la Fiesta del Narayama y debemos compartir lo que tenemos.
Buradaymış, komşumuzun pilavını yiyor.
¡ Mendigando arroz a nuestros vecinos!
Pilav! Pilav!
Esta vida es miserable y desgraciada.
Kurufasülye pilav var! ..
Fideos y porotos.
Pilav ve patates.
arroz y patatas.
Sarı pilav.
Arroz amarillo.
Yumurtalı pilav.
Oh, es arroz al curry.
- Yumurtalı pilav değil mi?
- ¿ No es arroz al curry?
- Harika. Tavuk enchiladas, carne asada ve ispanyol pilavı.
Enchiladas de pollo, carne asada y arroz.
Umarım çikolata soslu, tavuklu pilav seviyorsundur.
Espero que te guste el pollo con azafrán y el arroz con salsa de chocolate.
Mantar çorbası, körili ördek, pilav ve elmalı turta.
Sopa de hongos, pato al curry con arroz y pastel de manzana.
Güzel, tabii ki... ama pilav... kilo yapar... ve ben turta yerken...
Bueno, por supuesto, pero el arroz, verá... engorda... y como estaba comiendo el pastel...
Pilav mı, tereyağlı makarna mı, çorba mı?
¿ Arroz, pasta con mantequilla, sopa de verduras?
İşler bugünlerde kesat, pek birşeyim yok. Pilav da soğuk.
No hay negocio estos días, así que no tengo nada.
Bu kadar pilav yeter.
He comido suficiente arroz.
Pilav mı yapıyorsun?
- ¿ Estás haciendo arroz?
- Sade pilav. Kavrulmuş mu seversin?
- Arroz. ¿ Lo prefieres frito?
Sade pilav ve çay.
- Arroz blanco.
Bir pilav daha ister misin?
¿ Quieres otro " pilaff'?
Bir pilav daha, hemen, biraz da ekmek.
Tenga, traiga otro " pilaff', rápido. Y más pan.
Pilav ve turşuyla besleniyorum.
Vivo a base de arroz y encurtidos.
Bu pilav.
Es el arroz.
İşte pilavın.
Aquí está tu arroz.
Shizu, biraz kırmızı fasülye pilavı yaparak kutlama yapalım.
Shizu, vamos a celebrarlo con un arroz con judías rojas.
- İri taneli pilav bile beni öğürtür.
- No me gusta tragar cosas duras.
Lütfen bolca pilav hazırlayın.
Prepara por favor bastantes bolas de arroz.
... çukulatalı pilav gibi.
- Menos el arroz con chocolate.
Bu iyi pilav.
Esto está muy bueno
Pilav.
¡ Arroz!
Beyaz pilav mı pişirdin?
Arroz blanco.
- Pilav bile mi?
¿ incluso el arroz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]