Pile tradutor Espanhol
87 parallel translation
Şuna bak, Papaz Pile, Alvin York ateş ederek baş harflerini ağaca yazmış :
¡ Oiga, pastor Pile! Alvin York ha grabado a tiros sus iniciales en este árbol, más claro que el día.
Bakın, Bay Pile. Savaş dolayısıyla fiyatlar yükselmeden önce bunlardan size satmak istiyorum.
Escúcheme, señor, hágame caso y cómpreme alguna de estas prendas antes de que suban de precio por la guerra.
Papaz Pile seni görmek istiyor.
- El Padre Pile quiere verte, Alvin.
Henüz düşünemediğim pek çok şey var zihnimde dönüp dolanan pek çok şey tıpkı Papaz Pile'ın bana anlattığı gibi.
Hay muchas cosas que aún no veo claro. Dan vueltas y vueltas en mi cabeza. Pero, en fin, como dijo el Padre Pile al despedirse :
Hepimiz Papaz Pile'ın dükkanındayız.
Sí, estoy en casa del Padre Pile con los tuyos.
Evet ve bu gece Paramutual'dan tüm zamanların en büyük gerilim filmini seyredeceksiniz, Ee? başrollerde Alba Kirk ve Rock Pile.
Sí, y esta noche, van a ver el estreno mundial del mayor'thriller'de todos los tiempos de la Paramutual de "¿ Y?", protagonizada por Alba Kirk y Rock Pile.
- Ne yasası şerif Pile? - Kyle.
- ¿ Qué ordenanza, sheriff Pile?
We figured he must've had a big pile of them
Creíamos que debería haber muchas escondidas en algún lugar.
Tek yapman gereken projektör kablolarını bu pile bağlamak.
Sólo debo conectar los cables de tu reflector a esta batería.
Peg, diğer aletlerinin aksine bunun pile ihtiyacı yok. Peg Bundy :
este no requiere de baterías.
Bana sadece iki pile mal oldu.
Sólo pagué por él dos baterías.
Bu akşamın seçimi Ed'in özel koleksiyonundan ödünç alınan "Pile-up on Higway 10."
Este miércoles en la tienda de Ruth. Esta noche será "Choque múltiple en la autopista diez", es una sesión de la colección privada de Ed.
- Evet. Paket pile ihtiyacım var.
Sí, pilas AA.
Pile ihtiyaçı yok ama güneş enerjisi ile çalışır.
No necesita pilas, es una linterna solar.
~ Help me build a mountain from a little pile of clay ~
# aunque tenga que escalar montañas # o meterme por el barro.
Bu tür işler için bir pile ihtiyacım var.
Necesito una batería para este tipo de trabajo.
Neden birinin.... 26 tane yassı pile ihtiyacı olabilir ki?
¿ Para qué necesita alguien... 26 baterías de yate?
"Hayatını birkaç pile emanet eden herkes salaktır." derdi.
Decia : "Cualquier hombre que pone su vida en manos de un montón de baterias es un idiota".
- Pile geçti.
- Usa la batería de reserva.
J-Roc ve Roc Pile'ı ne zamandır tanıyorsun?
J-Roc puede conseguir cualquier mierda que quieras.
200 pile ile uğraşmak eğlenceli değil mi, Ray.
Doscientos pliés no es diversión, Ray.
Daha sonra arkadaşımız Richard Pile ne yapmamız gerektiğini bilebilir diye düşündüm. O bir deniz biyoloğu.
Entonces me dí cuenta de que nuestro amigo Richard Pile podría ayudarnos.
- The pile of raw fish, or the tacos?
- ¿ Las pilas de pescado crudo, o los tacos?
AAA pil olmadığı için D pile usta bir hamle yapıyorum.
No tenemos triple A, así que reduciré estas D.
İki tane kalem pile ihtiyacım var.
Necesito dos baterías AA.
Hey, o pile ihtiyacım var, biz de insanız, bizi cezalandırma.
Oye, necesito la batería. Somos humanos. No nos castigues.
Daha büyük bir pile ihtiyacımız olacak.
Vamos a necesitar una batería más grande.
Artık pile ihtiyacım yok, teşekkür ederim.
No necesito más baterías, gracias.
Bu vida bu pile mıknatısla bağlı, ve kablodan geçen akım vidanın dönmesini sağlıyor.
Este tornillo está pegado a esta pila por un magneto y la corriente a través del cable está haciendo que el tornillo gire.
Pile mi ihtiyacın var?
Necesitas pilas.
O, mükemmel saçıyla ve mükemmel teniyle esnek göğüsleriyle.. çok sıradan.
Es muy típica, con su pelo perfecto, su pile perfecta y su blandos, flexibles pechos.
Ya yiyeceğe, benzine ya da fener için pile ihtiyacımız olursa?
¿ Qué pasa si necesitamos comida, combustible o baterías?
Pile benzer bişeyi öpmüş gibi oldum.
Como besar a una pila.
Pile ihtiyacı yok.
No parece necesitarlas.
- "Pile on the Piffle" - "Pepper"
- Fortuna en las paparruchas. - Pimienta.
Bugün Phil'in "Pile on the Pepper" oyununda kimin başrol oynayacağını dünyaya duyuracağı gün.
Hoy Phil anuncia al mundo quién actuará en Fortuna en la Pimienta.
Pile on the Pepper'da benimle başrolü kapmaya çalışacak.
Me conseguirá el papel de Fortuna en la Pimienta.
- "Pile on the Pepper."
- Fortuna en la Pimienta.
Peki, Philip ; "Pile on the Pepper" işindeki derin düşüncelerin nasıl?
Philip ¿ cómo van sus deliberaciones sobre Fortuna en la Pimienta?
Bayanlar ve baylar. Bildiğiniz gibi, "Pile on the Pepper" ı elçilikte sahneliyorum, biliyorsunuz.
Damas y caballeros presentaré Fortuna en la Pimienta en el Ambassador.
"Pile on the Pepper" daki tek "Hortensia",... aynı zamanda benim "Hortensia" m. Dediğimi anlıyorsanız.
No sólo ella es Hortensia en Fortuna en la Pimienta sino también mi Hortensia, supongo que me entienden.
Beni kıskanıyorsun çünkü benim hayatımdaki erkeğin pile ihtiyacı yoktur.
Estás celosa porque un hombre en mi vida no requiere baterías.
Pile bile ihtiyaçları yok.
Ni siquiera necesitan baterías.
* Bir patatesi, bir pile çevirebiliyorum *
# Puedo hacer una pila con una patata.
Hey, eğer Britta'nın kendini omzunu sıvazlaması... hakkında bir belgesel yapıyorsan, yedek pile ihtiyacın olabilir.
- Oye, si estás haciendo un documental acerca de Britta alabándose a sí misma vas a necesitar una batería extra.
Üçüncü pile bağlı, aktif tek bir fünye var.
Es el único conectado al detonador activo en la tercera batería.
Savaş! Papaz Pile!
¡ Guerra, guerra!
- Ne oldu, Luke?
¡ Padre Pile! ¿ Qué pasa, Luke?
Şimdi uçları pile bağlayalım.
Ahora conectamos los conductores a la batería.
Niye o kadar pile ihtiyacın var?
¿ Por qué necesitas tantas pilas?
Harici lityum pile ihtiyacım var.
- Está bien.