Plata tradutor Espanhol
6,115 parallel translation
altın mı, gümüş mü, bronz mu?
el del oro, la plata o el bronce?
100 müzisyen, bir düzine gümüş ve altın dolu bir gemiden sonra.
Después e cien músicos, - Simbolizan mi viaje al Cielo. - la docena de barcos hechos de plata y oro...
Sanık, John Herring Sayın Prens Howland evine zorla girip pek çok kaşık gümüş dolar ve giyim eşyası yağmaladığı için mahkum edildikten sonra acı bir ölüm cezası almıştır.
El acusado, John Herring, habiendo sido condenado por allanar en la casa del Sr. Prince Howland y robarle varias cucharas dólares de plata y prendas de vestir ha sido sentenciado a muerte.
Ağzında gümüş kaşıkla doğmuş.
Nació con una cuchara de plata en la boca.
Gümüş zincirler, kazıklar getiririz.
Llevaremos cadenas de plata, estacas.
Adamlarından 30 parça gümüş için vazgeçtin.
Verá, entregaste a tus hombres por 30 piezas de plata.
Yetkili merciiler, Brooklyn Köprüsü'nün kapandığını açıkladı.
La autoridades acaban de anunciar que el puente de Brooklyn ha sido cerrado... ¿ Balas de plata?
Gümüş mermiler mi? Gümüşe karşı hassaslar, onları yakıyor.
Son sensibles a la plata, les quema.
Gümüşün bakterilerdeki sülfür bağlarına etki ettiği bilinir.
Se sabe que la plata interfiere en los enlaces de azufre en las bacterias.
Gümüş çok daha etkilidir.
La plata es más efectiva.
30 parça gümüş. 30 parça gümüş mü?
30 piezas de plata. eso es lo que dijo la Biblia
Halifax'lı Archdiocese tarafından kutsanmış suya Azizler Günü'nde batırılmış saf gümüş.
Plata pura sumergida en agua bendita, bendecida por la Arquidiócesis de Halifax en el Día de Todos los Santos.
Kellesini sana gümüş tepside ulaştıracağım, ufak kurt.
Su cabeza te será entregada en una bandeja de plata, pequeña loba.
Her şey önüne altın tepside sunuldu.
Todo te lo dieron en bandeja de plata.
Burada gümüş çok ünlü, değil mi?
la plata de aquí es muy famoso, ¿ no?
Kamyon 81 keşfe. Şunun hakkından gelin.
Camión 81, en reconocimiento, démosle algunas balas de plata.
Ne güzel gümüş. İstersen bunun için sana Sound'dan iyi bir fiyat alırım.
Es plata de la buena.
Çünkü hepimiz ağzımızda gümüş kaşıklarla doğmadık.
Porque no todos nosotros nacimos con cucharas de plata en nuestras bocas.
Yılların tatlı dilini köreltmediğini duyduğuma çok memnun oldum.
Me alegra ver que los años no te quitaron esa lengua de plata.
- Birinin gümüş dişleri vardı.
- Uno tenía dientes de plata.
Altın ve gümüşle uğraşıyor olabilirim ama çeliğin de dilinden gayet iyi anlarım.
Puedo tratar con oro y plata pero también lo hago con el acero.
Para mı lazım, yoksa bardan uzak durma için kendini çok meşgul tutmaya mı çalışıyorsun?
Falta de plata ¿ o intentas mantenerte ocupado para no aterrizar en el bar?
Sofra takımı.
Vajilla. Cubiertos de plata.
Gümüş mermiler mi?
¿ Balas de plata?
Gümüşe karşı hassaslar, onları yakıyor.
Son susceptibles a la plata, los quema.
Gümüşten etkilendiklerini bana o söylemişti.
Ella fue quien me dijo que la plata podía lastimarlos.
Gümüşün bakterilerdeki sülfür bağlarına etki ettiği bilinir.
La plata es conocida por interferir con los enlaces de azufre en las bacterias.
Gümüş takımları çalar diye mi korkuyorsun?
¿ Temes que vaya a robar la plata?
Boynuz kalıntısında ince çizgiler, kenarında altın ve gümüş partiküller buldum.
Aparecieron algunas estrías al igual que algunas partículas de plata y oro en un borde del fragmento narval.
Bin yıllık boynuz, gümüş ve altın?
¿ Un colmillo de 1.000 años, de plata y oro?
Tasvirinde altın, gümüş, yeşim ve Hodgins'in bulduğu kalseduan var.
Pintó el oro, la plata, la gema, la calcedonia que Hodgins encontró.
Elimizde altının, gümüşün, balina boynuzunun ve hatta sonradan eklenen elmas tozunun adli delilleri var.
Tenemos pruebas forenses del oro, la plata el colmillo narval, incluso del polvo de diamantes que se le pusieron hace poco, quizá.
- Arkada biraz gümüşüm var.
Tengo algo de plata en la parte de atrás. No.
* Sesini mi duyacakları *
* Una flauta de plata *
- Gümüş Yaprak'da.
En La hoja de plata.
Asteğmen Lester Tate ile Thomas Burke'ün 21 : 45'de barda buluştuklarını biliyoruz.
Sabemos que los alférez Lester Tate y Thomas Burke quedaron en La hoja de plata sobre las diez menos cuarto.
Strigoi'nin yarası hemen iyileşir ama gümüş onları yakar.
La carne del strigoi se cura rápidamente pero la plata los quema.
Sadece gümüş onlara gerçekten acı veriyor.
Sólo... la plata puede realmente herirlos.
Gümüş kılıç ve gümüş kurşunlar.
Espada de plata y bala de plata.
Şu gümüş çiviler, standart mı?
Además de los clavos de plata... ¿ Qué?
Nolan'a büyük annesinin 16 parçalık çaydanlıklarının hepsini 3 saat içinde eBay'de sattığımı söylemek için geldim.
Solo vine a decirle a Nolan que vendí las 16 teteras de plata de su abuela en eBay en tres horas. Fantástico.
O kadar hızlı satıldılar ki, gümüş çaydanlıkların yeni trend olduğunu sanmıştım.
Se vendieron tan rápido que pensé que las teteras de plata iban a ser el próximo gran éxito.
Ama gidip de 500 parça gümüş çaydanlık... -... almamışsındır.
Ni que hubieras salido a comprar 500 teteras de plata.
Bu gümüş bir Morgan doları.
Es un dólar de plata de Morgan.
13 yıldızlı tek gümüş paradır. 13!
Es la única plata moneda con 13 estrellas... 13.
Boşluğun kapanmasını engellemek için günlük dozlarda gümüş-silfaziadin merhemi uyguluyoruz.
Le hemos estado aplicando cada día una pomada de sulfadiazina de plata como prevención hasta su cura completa.
- Gümüş renginde olanı.
La única plata.
Gümüşleri ne zaman çalacağına dair bahse giriyorlar.
Haciendo apuestas sobre cuándo me robarás toda la plata.
Hayatında bir daha karşına çıkmayacak bir fırsat altın tepside ve sen düşünüyor musun?
¿ La oportunidad de nuestra vida se presenta en una bandeja de plata, ¿ y dudas?
Bana gümüş tepsi içinde gelmedi tabi.
Sí bueno, lo hubiera sido si no me lo hubiera entregado en bandeja de plata.
Gümüşten etkilendiklerini bana o söylemişti.
Ella es la que me dijo que la plata puede dañarlos.