Porque tradutor Espanhol
386,288 parallel translation
Dört numara. Yukarıdan çarpıya bakın ve tepkime çözeltiyi opağa döndürdüğü için ortadan kaybolunca saati durdurun.
Número cuatro... mirad desde arriba la cruz y cuando la cruz desaparezca, porque la reacción hará la solución opaca, detened el reloj.
Evet, öyledir çünkü belli bir yerde benim de senden hoşlandığımı söylememi beklersin.
Sí, lo es, porque en algún momento esperas que te diga que me gustas.
Demek istediğim, çünkü Trish seçkin bir bayan.
Es decir, porque Trish es una dama excepcional.
Ve işte burada olduğunu düşünüyordum Çünkü geçen sefer benimle çok eğleniyordun.
Y aquí estaba yo pensando que era porque te habías divertido mucho conmigo la última vez.
Bay Ruiz beni aradı çünkü dedi DEA bir anlaşma yapmaya hazırdı, Ve müzakereye yardım etmek için oradaydım.
El Sr. Ruiz me llamó porque dijo que la DEA estaba lista para hacer un trato, y estaba allí para ayudar con la negociación.
Oh, mükemmel, çünkü son yaptığın zaman, Bir Boston Krem Katliamı vardı!
¡ Perfecto, porque la última vez que hicieron eso, tuvimos la Masacre de Boston!
Bu arada, samimi olarak, Bu aptalca, Çünkü bu insanlardan birinin oranı
Por cierto, francamente, es una idiotez, porque las posibilidades de que una de esas personas me dispare...
Çünkü onun yemek tarihini geri çevirmişsin.
Bueno, eso es porque rechazaste su cita para cenar.
Çünkü günün sonunda... Nasıl hayatta kalacağımı biliyorum.
Porque al final del día... yo sé cómo sobrevivir.
Pekâlâ, biraz agresif davrandım, Çünkü ben daha çok tercih edeceğim türden bir adamım. Aramaktan çok bakıyor, biliyorsun, özel...
Bueno, entonces fui un poco agresivo, porque soy el tipo de sujeto que prefiero estar mirando que buscando, ¿ sabes?
Kahrolası bir morga saklanıyorsun, Çünkü bir kızla konuşmaktan korkuyorsun.
Estás escondiéndote en una morgue, porque tienes miedo de hablarle a una chica.
Ya bu makineye dört kişi bindiğimiz için oluyorsa?
¿ Y si es porque metimos a cuatro personas en la Salvavidas?
Bence istiyorsun.
Porque creo que sí.
Çünkü başka yol yok.
Porque no hay otra manera.
Hayır yapamazsın... çünkü sen bir korkaksın.
No, no lo hará... porque es un cobarde.
Çünkü güvenlik sistemini devre dışı bıraktım, ve korumalar da hala benim için çalışıyorlar.
Porque desactivé los sistemas de seguridad y los guardias aún trabajan para mí.
Çünkü körsün, ama dürüstsün.
Porque... eres aburrida, pero honesta.
Çünkü Jiya makineyi kullanmayı öğrenir öğrenmez,
Porque una vez que Jiya pueda pilotear la Salvavidas,
Evet, çünkü benim için endişelenmekten daha önemli işleri var.
- Sí, es porque tiene cosas más importantes de las que preocuparse que de mí.
Hazır olun. Çünkü Sean Penn yolda, geliyor.
Prepárense porque Sean Penn está en camino.
Tamam ama sen dedin diye değil.
Lo haré, pero no porque tú lo digas.
Çünkü sen bir hainsin, gerçek mayonez yiyebildiğin için her şeyi...
Porque es un traidor, Joe, que cree que porque tiene mayonesa real...
Bu benimle ilgili olamaz.
Porque esto no es sobre mí.
Eh, öyle aslında. Annem aile kaşığını Polonya'dan gizli getirmek istemiş.
Bueno, sí, pero porque mi madre quiso contrabandear la cuchara familiar de Polonia.
Urethrex'le iyi hissedersiniz Çünkü idrar deliğinizi yeniden açar
Urethrex te hace sentir bien Porque reabre tu uretra
Ah, demek bu yüzden sosisli arabası işletiyorsun. Ağız uzmanı olduğun için.
¿ Y por eso tiene un carrito de perros calientes, porque es experto en bocas?
- Çünkü ailen... - Burada mı?
- porque tu familia...
Beş kişi için birini feda et, fazla ayakkabılarını örümceğe ver, organlarını bağışla, öleceksin ama yüz kişiyi kurtaracaksın.
Mata a uno para salvar a cinco, da tus zapatos extra a una araña, dona todos tus órganos, porque te mueres, pero salvas a cien.
Ben artık güzel bir kaplanım!
¡ Porque ahora soy un hermoso tigre!
Biliyorum çünkü kardeşlerim...
Lo sé, porque mis hermanos...
Onları hayatımda istemediğimi söyledim ama belki bunun hiç olmayacağını düşündüğüm içindi.
Sé que dije que no los quería en mi vida, pero tal vez es porque nunca imaginé esto.
- Clayton Prep için ayrılmana üzülüyorlar.
- Están molestas porque te irás a Clayton.
- JJ'in annesine Clayton'ı yumurtlamışsın. - April mı?
- Porque le contaste a la mamá de J.J. - ¿ April?
İhanetim yüzünden benden nefret ediyorlar.
Están furiosas porque traiciono al equipo.
Sonra da onun evine gelmemi istedi, ailesi düğün için Pittsburgh'a gidiyormuş.
Y después, quiere que vaya a su casa porque sus padres irán a una boda en Pittsburgh.
Sadece gideceğin için üzgünler.
Están tristes porque te vas.
Kızgın çünkü iş arkadaşıma Sam'in otizminden bahsetmedim.
Se enojó porque a uno de mis colegas no le dije que Sam es autista.
Çünkü kişisel paylaşımlarda bulundukça Sam'in terapisti olarak sınırı aştığımı hissediyorum.
Porque cuanta más información personal compartamos, más me preocupa cruzar la línea como terapeuta de Sam.
Benim oğlum hiçbir okul organizasyonuna katılamıyor çünkü müzik çok yoğun.
Que mi hijo jamás pueda ir a un evento escolar porque los sonidos lo agobian.
Doğum günü partilerine davet edilmiyordu çünkü Chuck E. Cheese'de sürekli bağıran çocuk oydu.
Que jamás lo invitaran a ningún cumpleaños porque era el niño que se la pasaba gritando.
Çünkü dünya senin etrafında dönmüyor.
Porque el mundo no gira en torno a ti.
Çünkü bence sen muhteşemsin ve oraya yine de gideceksin.
Porque creo que eres maravillosa y que, de todos modos, te admitirán.
Ben sizden ayrılmaktan korkuyorum.
Tengo miedo porque no quiero dejarlos.
Çocukken onunla otoparktan geçemezdik bile çünkü bütün arabaların arkasında durup plakalarını okurdu.
De niño, no podíamos pasar por un estacionamiento porque se paraba detrás de cada auto para leer las placas.
Kabul etmek istemediler çünkü utanıyorlardı.
Ellos no querían reconocerlo porque sentían vergüenza.
Evan bir hırsız olduğundan gelemeyeceği için mi soruyorsun?
¿ Me lo pides porque Evan no puede ir por ser un ladrón?
Çünkü dışarıda tanıdığın birini gördüğün zaman böyle yaparsın.
Porque eso es lo que haces cuando ves a alguien que conoces en un sitio público.
Babam bir ilişkiyi yürütemememin sebebini şımarık olmama bağlıyor.
Mi padre piensa que la razón por la cual no puedo hacer que funcionen mis relaciones es porque soy mimado.
Bana yardım ediyor olması otomatikmen şımaracağım anlamına gelmiyor ki.
Sólo porque él me ayude no necesariamente significa que yo sea un mimado.
Çünkü sana kızgınım.
Porque estoy molesta contigo.
Bu iyi, ama bu suçlamaların daha iyi yapışması gerekiyordu, Çünkü eğer yapmazlarsa, Haklarını ihlal ettiğim için dava vereceğim,
Está bien, pero será mejor que esos cargos se mantengan, porque si no lo hacen, los voy a demandar por violar mis derechos, error de delito grave y secuestro. ¿ De acuerdo?