Portekiz tradutor Espanhol
612 parallel translation
Üç yıl sonra Portekiz'de bir ırmakta buldum.
Tres años más tarde, la recogí en un río en Portugal.
Portekiz yük gemisi, rotasını 200 mil şaşırmasaydı, hâlâ orada olurdum.
Aún estaría ahí, si un carguero portugués no se hubiese perdido.
- Elimizdeki raporlara göre, Portekiz yük gemisi tarafından ilk eşinizin tarifine benzeyen birisinin kurtarıldığı haberini, dedikodusunu duyduğunu iddia ediyor. - Öyle mi?
Bueno, le han informado, es sólo un rumor... que una mujer parecida a su primera esposa... fue rescatada por un carguero portugués.
Marsilya'dan Portekiz vizesi alırız, oradan da gemiyle...
Obtendríamos visas en Marsella para Portugal y navegaríamos...
Dietrich birkaç gün sonra Portekiz'e uluslararasì casusluk iletisº im merkezi Lizbon'a vardì.
En unos pocos días, Dietrich estaba en Lisboa, Portugal centro de comunicación para el espionaje internacional.
- Hayïr, Lizbon'dan, Portekiz.
- No, desde Lisboa, Portugal.
Tavanı Portekiz'den getirtmiş.
El techo es de Portugal.
Sir Rodney Leighton, Bath ve Tower Şövalyesi, Portekiz'in Kılıcı.
Sir Rodney Leighton, caballero de Bath, de la Torre y Espada de Portugal.
Buraya girmeye çalışan üç Portekiz savaş gemisinin... batmasının nedeni bu olmalı.
Esa debe ser la causa de la pérdida de los tres barcos portugueses cuando trataron de entrar.
S.S. Nyanga. Portekiz gemisi.
"Nyanga", era portugués.
Portekiz'e üç gün mesafedeydiler.
En el tercer día de un viaje a Portugal.
Eğer Portekiz'e giden bir geminin kaptanıysan ve ağzını sıkı tutarsan birçok antika alabilirsin.
Si fuera un capitán rumbo a Portugal y no hablara podría comprar muchas antigüedades.
1946'da özel bir teknenin kaptanıydınız. New York limanından Portekiz, Lizbon'a gidiyordunuz.
En 1946 capitaneó un barco de Nueva York a Portugal.
Ordunuzun Portekiz'de inşa ediyor olduğu bazı hava üsleriyle ilgileniyorum.
Me interesan unas bases aéreas que tu ejército está construyendo en Portugal.
Önce İspanya sonra Portekiz ve en son ev.
Después España y Portugal.
Pam, yarın sabah ilk olarak, Cebelitarık ile Portekiz sınırı arasındaki gelgit ve yüzey akıntılarını ayrıntılı olarak çıkarmanı istiyorum.
Pam, mañana a primera hora... quiero que me traigas todos los detalles posibles... sobre las mareas y las corrientes entre Gibraltar y la frontera portuguesa.
- Cebelitarık'tan Portekiz sınırına kadar.
- Gibraltar y la frontera portuguesa. - Sí, señor.
Portekiz şarabı aldım.
¡ Aquí está el Vino de Oporto!
En yüksek on dağ, sonra Portekiz'in nüfusu..... Yeni Zelanda'nın yıllık ortalama yağış miktarı...
Como las diez montañas más altas, la población de Portugal la media anual de lluvia en Nueva Zelanda...
Görüyor musun? Şurada Fransa, Portekiz ve İspanya var. Ta uzakta görünüyorlar.
Allá queda Francia, Portugal y España, muy, muy lejos.
Bunu sen yap, Portekiz'li. Neredesin?
Eres tú, Portugal. ¿ Dónde estás?
Sultan'ın zevkine sunmak için hükümlü kadınları Sicilya'dan Portekiz'den getiriyorlar.
Traen prisioneras como esclavas desde las costas de Sicilia y Portugal... para complacer al Sultan.
Gamalı haçlar Şili'de, Portekiz'de Arjantin'de, Fransa'da Ne kadar çoklar.
Estas esvásticas son americanas, chilenas, francesas, portuguesas...
- Yemek saat sekizde yanında da D-A-O ve A'sı şapkalı yazılan ve Dang diye okunan bir Portekiz şarabı var.
- Nan, yo... - La cena será a las 8 : 00 con un vino portugués que se deletrea D-A-O con acento curvado en la "A" y pronunciado "dao".
500 Küçük Yüzücü, İtalya için. 500 adet, Hollanda için. 750 adet, Portekiz için.
500 Pequeños bañistas para Italia, 500 para Holanda, 750 para Portugal
Geri kalanını Portekiz'de alacaksın.
Recibirás el resto cuando nos dejes en Portugal.
Bir ulus, kökeni Portekiz ; ama artık Portekiz'in bir parçası değil.
Una nación que se originó a partir de Portugal... pero que ya no es parte de Portugal.
Ve artık bir Portekiz sömürgesi olmak istemeyen.
Y que no desea seguir siendo una colonia portuguesa.
Portekiz İngiltere'nin düşmanıdır ve İngiliz gemileri Queimada Limanı'nda olmasalardı Portekizliler şimdiden geri gelmiş olurlardı.
Portugal es el enemigo de Inglaterra... y si los barcos ingleses no estuvieran en el puerto de Queimada... Ios portugueses ya habrían regresado.
Fazlaca Portekiz'i hatırlatır.
Recuerda demasiado a los métodos de Portugal.
Burada Portekiz Kraliçesi Prenses Stephanie'nin bir portresini görüyorsunuz. Portekiz Kralı 5.
Para comprender la implicación de mucha gente en la guerra, tiene que retrotraerse a 1934 como muy pronto.
Doğuda Portekiz var.
Al este, están los portugueses...
Portekiz'de, Garrpe ve ben çocukken, bize Tanrı'yı o öğretti.
En Portugal, cuando Garrpe y yo éramos niños, el nos instruyó sobre El Señor.
Düşünceleriniz İspanya'da, Portekiz'de ve diğer batılı ülkelerde geçerli.
Son validas en España, Portugal y otros países occidentales.
Portekiz mi olmalı yani?
¿ Quieres decir que debería ser Portugal?
Portekiz'de.
- En Portugal.
Portekiz'e neden gitti?
¿ Qué hace en Portugal?
Portekiz. Domates çorbası.
Sopa de tomate.
22 Şubat 1974. Madeira Adası ( Portekiz )
Madeira, 22 de febrero de 1974.
İrlanda, Portekiz, Şili, Filistin.
Irlanda, Portugal... Chile, Palestina.
Aynı prensibe dayanan başka bir koloni de Portekiz savaşçısıdır.
Otra colonia que se construye con el mismo principio es la fragata portuguesa.
Portekiz savaşçısı gibi hayvanlar çok karmaşıktır. Bu yüzden onların denizanası dünyasının yeni üyeleri olduğu düşünülebilir.
Animales como esta fragata portuguesa son altamente complicados, y pueden ustedes pensar que son desarrollos recientes en el mundo de las medusas.
Hiçbir Portekiz gemisi bize ateş açmaz.
Ningún barco portugués nos dispararía.
Portekiz'in mali durumu Siyah Gemi'ye bağlı.
Las finanzas de Portugal dependen del Barco Negro.
Diğerleri terhis edildi ya da Portekiz topraklarına gitti.
El resto se dispersó o fueron a territorio portugués
Portekiz bölgesi.
Territorio Portugués.
Portekiz kolonisi.
Colonia Portuguesa.
Fas kıyıları. Portekiz'le İspanya'nın güneybatısı.
El oeste de Marruecos.
Portekiz tam ilerimizde.
- ¿ Porqué no seguimos adelante?
İspanya, Portekiz, Hollanda, İngiltere...
España, Portugal Holanda, Inglaterra...
çünkü İspanya ve Portekiz'e gitmekle meşguldü!
Ya sé por qué nunca vino al hospital.