Protector tradutor Espanhol
2,166 parallel translation
Adım Bay Smithson. Yeni gardiyanınızım.
Mi nombre es Sr. Smithson Soy tu nuevo protector.
Neden ekran koruyucusu yaptığımı sanıyorsun?
¿ Por qué crees que el es mi protector de pantalla?
Başlarda halkını korumak ve iyilik yapmak için bu işe girişmiş.
Se inicio como protector y benefactor de su gente.
Sen bizim mevlamızsın.
Usted es nuestro protector.
Bir çorap... Güneş gözlüğü... Para, dudak nemlendiricisi.
Hay un calcetín... gafas de sol... dinero, protector labial.
Diyorki, "Kanatlı koruyucu uyanacak ve kaleyi koruyacak."
Dice : "Protector alado, aparece y protege este castillo".
Bozuk para. Eski dudak kremi.
el repuesto, el viejo protector labial.
Kişiliğin kıymetlidir, bilirim.
Si, yo se cuando protector de eso eres.
Kendimi mahvettiğimde arkasına saklanacak güçlü bir koruyucum olmalı.
Cuando arruine mi vida, debo tener un protector tras el que esconderme.
Çünkü bu güç kalkanı manyetiktir. Görünmeyen bu güç kalkanı dünyamızı koruyucu bir koza gibi sarar.
Y eso es porque el escudo de la tierra es magnético, una coraza invisible que rodea al planeta en un capullo protector.
SPF'yi unutma sakın.
No te olvides del protector solar.
Benim koca korkutucu koruyucum olduğun için teşekkür ederim.
Gracias por ser mi protector grande y aterrador.
- Sen dünyanın en büyük - koruyucusu olmak için seçildin.
Estabas destinado a ser el protector más grande de la Tierra.
O senin koruyucun olmayı seçti.
Eligió ser tu protector.
Aynı senin dünyanın koruyucusu olmaya seçilmen gibi.
Así como tú elegiste ser el protector de la Tierra.
Aşırı korumacı olduğum için özür dilerim.
Siento ser tan protector.
Bu koruyucu plastik yüzünden Seinfeld mi yoksa Old Cristine bölümü mü seçemiyorum.
Con este plástico protector, no puedo diferenciar si estoy viendo un viejo Seinfeld o un viejo Old Chistine.
Hayatımdın, koruyucum pezevengim ve şimdi sen başka çiğ balıklara mı gidiyorsun?
Tú eras mi vida. Mi protector. Mi proxeneta...
Jüpiter'in önceleri bizim koruyucumuz olduğu düşünülüyordu. Muazzam çekim gücü tehlikeli asteroidleri yutuyordu.
Una vez se pensó que Júpiter estaba para ser nuestro protector, por su enorme gravedad tragándose asteroides peligrosos.
Şu dünyada yapayalnız kaldığım günden beri... O benim koruyucum, ve tek gerçek dostumdu.
Desde que me quedé solo, él fue mi protector mi compañero y el único verdadero amigo.
Lemon, koruyucumu takıyorsun?
Lemon, ¿ llevas un protector?
- En azından bir soralım.
Protector. - Bien, deberíamos al menos preguntar.
Kızabilirim veya fazla korumacı davranabilirim, ama hep senin yanında olacağım.
Puede que me enoje o me vuelva protector pero siempre podrás contar conmigo.
Hep korumacı.
Siempre el protector.
Benimle konuşmaya başladığında aynı şeyi yapmaya başladı. Ben de ona : "Tatlım bunu yapma" dedim ve dudak nemlendiricisi tavsiye ettim.
Empezó a hacerlo al hablar conmigo, y le dije, "cariño, no hagas eso", y le ofrecí un protector labial.
Neden? Mike, küçük kızına karşı aşırı korumacı davranırdı.
- Mike era muy protector con su niñita.
Haley, telefonu kapat ve güneş kremi sür lütfen, tatlım.
Haley, cariño, deja el teléfono y ponte un poco de protector solar, por favor.
Sabahleyin minicik bir krem sürmüşler ve bunun onları tüm gün koruyabileceğini- -
Se ponen lo menos posible de protector solar en la mañana y creen que eso los cubre para todo- -
Bu o günden...
El amuleto protector de papá...
Bir koruma lazım bana.
Necesito un protector.
radyasyon ile etkileşim molekülleri ve bunları yapmak hızlı titreşir ve hissedeceksiniz ısı olarak, bu yüzden yapar büyük ısı kalkanı, kısmen o kadar dövülebilir., çünkü çok ince yapabilirsiniz, bu bulunuyor çalışmak kolay ; ve sahip yansıtılmasında büyük özellikleri
La radiación va a interactuar con tus moléculas y hacerlas vibran más rápido y te sentirás que en forma de calor, así que tiene un gran protector de calor, en parte porque es muy maleable. Usted puede hacer que sea muy delgada, es fácil trabajar con él, y lo ha grandes propiedades para reflexionar y protección térmica.
Leonov'un hayatta kalması, onu atmosferik basıncın ve oksijenin olmadığı bir yerde yaşamasını sağlayan koruyucu giysisine bağlıydı.
La supervivencia de Leonov dependía de su traje protector que podía mantenerlo vivo donde no hay presión atmosférica ni oxígeno.
Yüzüne şu güneş kreminden sür.
Ponte esto en la cara, es protector solar.
Yeterli güneş kremi sürmediğimde bende de izler olur.
También yo cuando no uso suficientre protector solar...
Binlerce yıldır milyarlarca insan hayatlarını aziz fikirler etrafında, Tanrı onlara yukarıdan bakan yerlerde inşa etti onların bakımı ile ilgilenen onların hem yaratıcısı ve koruyucusu olan bir Tanrı.
Durante miles de años, miles de millones de humanos han construido sus vidas sobre la atrayente idea de que hay un creador ahí fuera, observándoles desde arriba, cuidando de ellos, un Dios que es a la vez creador y protector.
Geçenlerde kitapçıya gittiğimde kitaplarımın kapaklarını değiştirmişlerdi.
Ahora, voy a librería y le ponen un protector a mis libros...
Genel olarak korumacı türden bir beyefendiydi işte.
Bueno, él es sólo un tipo de caballero protector, en general.
Küresel bir manyetik alan koruyucu bir koza gibi davranır.
Un campo magnético global actúa como un capullo protector.
Öldüğümde, Prens Edward'ın yetişkinliğine kadar, Lord Hertford "Koruyucu" olacak.
Cuando muera mi Lord Hertford actuará como Lord Protector durante la minoría de edad del Príncipe Eduardo.
Koruyucudur.
Sólo es... Es protector.
Krypto sadece aşırı korumacı davranıyor, değil mi oğlum?
Krypto está siendo protector, ¿ verdad, muchacho?
Biraz güneş kremi sürüp, saçını tarayıp sete gelen, diğer oyuncuları çok kıskanıyordum.
Tengo celos de los otros actores que Se ponen protector solar, arreglan su cabello y estan listos para trabajar
Sonunda Jacob yeni koruyucu olarak seçildi..
Jacob fué elegido como el nuevo protector...
Adanın yeni koruyucunun bir adım öne.. .. çıkacağı an gelmişti.
El tiempo le ha llegado al nuevo protector de la isla para dar un paso adelante.
Kamyonet kiralama servisi, kayıtlarına ulaşılmaması için ciddi güvenlik denetimleri koymaz tabii.
No hay razón para que una agencia que alquila camiones ponga algún protector serio en sus registros.
"Tanrı Polonya'yı korusun."
Dios, protector de Polonia...
Neye ihtiyacın olduğunu bilmediğim için güneş kremi ve tecavüz düdüğü getirdim.
No sabía lo que necesitabas así que te he traído un poco de protector solar y un nuevo silbato anti-violadores
Onu da aldım, ve o patladığında "Elektrik dalga koruyucu almalısınız, çünkü..." ... aşırı yüklenme olmuş. " dediler.
Entonces compré eso, y cuando explotó ellos dijeron, "debió haber tenido el protector de sobrecargas porque esta sobrecargando el enchufe".
Kumsalda uzanmak istiyorum ben. Üzerimde bluzum olmadan güneş kremi kullanmadan, umursamazcasına güneşlenmek istiyorum.
Quiero estar en la playa, sin blusa sin protector solar, bronceándome con desenfreno.
Kenevirdeki psikoaktif özelliği olmayan sakinleştirici bileşen. CBD bir çok fonksiyonunun yanında, iltihap önleyici ve ağrı kesici etkiye sahiptir. Diyabet, bakteriyel enfeksiyon ve zarar verici urlarla savaşmada yardımcıdır.
entre sus numerosas funciones el CBD ha demostrado tener propiedades anti-inflamatorias y analgésicas, ayuda a combatir la diabetes, infecciones bacteriales y tumores malignos este compuesto es también protector de las neuronas, un anti-psicótico muy documentado y anxiolítico el CBD es otro cannabinoide no psicoactivo que creemos que es una parte muy importante de la medicina, estamos fascinados con esto
Bu kimyevi bileşen ilerde tip 2 şeker hastalığını tedavi etmede faydalı olabilir. THCV koruyucu ve önleyici bir etkiyle zararlı tümörlerin karşısında. Cannabichromene
el THCV ha demostrado tener un efecto protector y preventivo contra tumores malignos el Cannabicromeno, o CBC es un cannabinoide de nivel bajo con las pocas investigaciones que se han hecho los científicos creen que el CBC puede tener un efecto anti-depresivo