Pışmanlık tradutor Espanhol
20 parallel translation
Kazadan beri birazcık bile pışmanlık belirtisi göstermedi.
No ha mostrado ni un atisbo de remordimiento desde el accidente.
Ara sıra bir iki davaya danışmanlık yapıp filancayı falancadan boşuyorum.
Informo expedientes y tramito divorcios de vez en cuando.
Danışmanlık yapıp, dünyayı dolaşırız.
Podemos ser consultoras.
Yani P. R. Danışmanlık, baba.
Asesores de relaciones públicas, papá.
Başka bir iş alıp onlara güvenli telefon hattından danışmanlık edebilirsin.
Puedes aceptar otro puesto... y asesorarlos desde una línea telefónica segura.
Poirot, burada kalıp size danışmanlık yapmaktan memnun olacak.
Así que estaré encantado de quedarme y aconsejarla. Gracias.
Sen, benim kazanıp senin kaybetmen konusunda danışmanlık aldın mı?
¿ Tú has buscado ayuda para superar la idea de que yo gané?
Hâlâ Repeat N.P.'ye danışmanlık yapıyor.
Todavía es asesor de Repite PN.
Sonra Farragut North'taki küçük bir danışmanlık şirketinde olacaksın! Yılda 750 bin dolar kazanıp, The Palm'da yemek yiyecek ve Suudi prenslere eski senatörleri pazarlayacaksın!
Después acabarás en una consultoría de clase alta en Farragut North y ganarás 750.000 al año, comerás en el Palm, y conseguirás favores para ex senadores y príncipes saudís.
Soruşturmanıza danışmanlık yapıp, görüşlerimi belirtebilirim isterseniz.
Podría asesorarla, compartir mis conocimientos.
Belki de geri adım atıp daha çok danışmanlık rolü yapabilirim.
Quizás podría dar un paso atrás, hacia un rol más bien de asesor.
Dünya çapındaki en iyi danışmanlık firmalarından birini alıp iç danışmanlık kurumuna çeviriyorlar.
Nos llevan desde una firma de nivel superior a una consultora dentro de la empresa.
Yedi başkana manevi danışmanlık yapan Marvin Drake kriz zamanlarında tüm Amerikalılara tüm dünya vatandaşlarına bıkıp usanmadan doğamızın iyi meleklerine kulak vermemiz gerektiğini hatırlattı.
Marvin Drake fue consejero espiritual de siete Presidentes. En tiempos de crisis, era un recordatorio incansable de esos ángeles buenos en nuestra naturaleza.
Yedi başkana manevi danışmanlık yapan Marvin Drake kriz zamanlarında tüm Amerikalılara tüm dünya vatandaşlarına bıkıp usanmadan doğamızın iyi meleklerine kulak vermemiz gerektiğini hatırlattı.
... fue consejero espiritual de siete Presidentes. En tiempos de crisis, era un recordatorio incansable para el pueblo de EE. UU.
Bu sabah beni arayıp, yataklarında öldürülen iki çocuk ve bir kadının davasına danışmanlık yapmamı istediler.
Me llamaron esta mañana para consultarme sobre una mujer y dos niños que habían sido asesinados en sus camas.
Firmalara biraz danışmanlık sağlayıp serbest çalışıyorum.
No, trabajo por mi cuenta para empresas de asesoramiento.
Yeni öğrencileri karşılayıp, danışmanlık yapacak birine.
Para recibir y ayudar a los nuevos estudiantes.
O Santa Fe'deki yerin dışarıdan danışmanlık arayıp aramadığını biliyor musun?
Oye, me pregunto si sabes que Santa Fe Place busca un nuevo abogado externo.
Size danışmanlık yapıp yapmadığımı anlamak için.
Para ver si la estaba aconsejando.