Qusay tradutor Espanhol
23 parallel translation
Omlet masasının önündeki Qusay Hussein mi?
¿ El que estaba en la barra era Qusay Hussein?
Kahretsin, canavar denizci! Bu göt için Uday ve Kuday'a, kız kardeşimi bile satardım.
Joder, Devid Dog, por una mujer como esa venderíamos a tu hermana a Uday y Qusay.
Görünen o ki, burası eskiden Uday ve Kuday'ın sigara fabrikası idi.
Parece que era la fábrica de tabaco de Uday y Qusay.
Kardeşin Kusay'a iyi bak.
Cuida a tu hermano, Qusay.
Kusay burada olsaydı onu vurabilirdim.
Si Qusay estuviera aquí, podría dispararle a él.
Belki gelecek sefer Kusay'ı getiririm.
La próxima vez quizá traiga a Qusay.
Şimdi şunu izle, Kusay.
Mira esto, Qusay.
Şunu izle Kusay.
Mira esto, Qusay.
Kusay, yemekte babana söyler misin gazetelerde beni öven yazılarla bir ilgim yok.
Qusay, asegúrate de decirle a tu padre en el almuerzo que no estoy detrás de estos artículos que me alaban en los periódicos, por favor.
Değil mi Kusay?
¿ Tú no, Qusay?
Silah arkadaşları, emri altındaki subaylar. Örneğin Kusay'ın kayınbabası General Raşid.
Sus colegas oficiales los hombres a quienes comanda hombres como el suegro de Qusay, el Gral. Rashid.
Kusay. Amerika 10,000 askerini kaybetmeyi göze alamaz.
Qusay EE.UU. no podrá soportar la pérdida de 10.000. soldados.
Kusay aradı.
Llamó Qusay.
Uday, Kusay ve Kusay'ın oğlu Mustafa.
Uday, Qusay y el hijo de Qusay, Mustapha.
Uday, Kusay ve küçük Mustafa öldürüldü.
Sr. Presidente, Uday, Qusay y el pequeño Mustapha han sido asesinados.
Babaları güvenir halk korkup nefret ederdi. Kusay ve ağabeyi Uday yıllarca Saddam Hüseyin'in imparatorluğunun merkezindeydiler.
Su padre confiaba en ellos el pueblo les temía y los odiaba y por años Qusay y su hermano mayor, Uday estuvieron al centro mismo del imperio de Saddam Hussein.
Kusay Irak'ın güçlü ve oldukça korkulan güvenlik sisteminden sorumlu olan babasının varisi olarak ortaya çıkan bir taktikçiydi.
Qusay era un táctico que emergió como heredero aparente de su padre a cargo de poderoso y sumamente temido aparato de seguridad de Irak.
Uday, Kusay ve Mustafa'yı öldürdüğünüzü sanıyorsanız size söylüyoruz yanılıyorsunuz. Çünkü onlar ülkemiz gençliğinin bir parçası. Ulusumuzun ve Irak'ın bütün gençliği cihatta Uday, Kusay ve Mustafa'yı takip edecekler.
Si creen que han matado a Uday, Qusay y Mustapha les digo, se equivocan porque sólo son parte de la juventud de nuestra nación de toda la juventud de nuestra nación y toda la juventud de Irak seguirá a Uday, Qusay y Mustapha a la jihad.
Saddam Hüseyin'in Uday ve Kusay dışında yüz oğlu daha olsa... Onları da aynı yola sunardı. O da cihat yoludur.
Si Saddam Hussein tuviera cien hijos aparte de Uday y Qusay Saddam Hussein les habría ofrecido el mismo camino que es el camino a la jihad.
- Qusay?
- ¿ Qusay?
Bağdat'ta sarayın bodrumunda dostların Uday ve Kusay'ın, vatan hainlerini ağaç öğütücüsüne verdikleri söyleniyor.
Se dice que en el sótano del palacio en Bagdad, los enemigos del Estado eran introducidos una astilladora de madera por tus amigos, Uday y Qusay.
- Kusay.
Qusay Hussein.
Uday ve Kusay'ın başına da para konmuş.
Hay un precio también por las cabezas de Uday y Qusay.