English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ R ] / Rana

Rana tradutor Espanhol

3,696 parallel translation
6 : 30 da ben çocuklarımı uyandırana kadar.
Hasta justo antes de despertar a los niños esta mañana, a las 6 : 30.
# İyi ve kötü günde # # Hayatımın kalanı boyunca # # Ayırana dek bizi ölüm #
* Para bien o para mal * * por el resto de mi vida * * hasta que la muerte nos separe * * voy a hacerte mi mujer * * porque fuiste hecha para mí *
Sen her istediğinde sıçrayacak bir kurbağa değilim artık, Wade Kinselle.
Ya no tengo que saltar cada vez que que tú dices "rana", Wade Kinsella.
Jamil jeneratörü çalıştırana kadar ısısını koruyacaktır.
Se debe mantener su calor el tiempo suficiente de Jamil para conseguir electricidad de nuevo.
Kurbağa bacağı yiyip kankan dansı yaptın mı?
¿ Comiste ancas de rana y bailaste el can-can?
Ama en çok bağırana yakın çekim yapan tepedeki kameranın kaydetmesini yasaklıyorum.
Pero te prohibo grabarlo con tu cámara cenital que hace zoom a quien sea más ruidoso.
Seni ısırana kadar.
Hasta que te muerde.
Bundan sonra ben Kurbağa'yım, sen de Sandviç'sin.
A partir de ahora "rana" soy yo "sandwich" eres tú.
Adamın adını araştırana kadar bende aynı şeyi düşündüm, Keith Daley.
Yo pensaba lo mismo hasta que, sabes, busqué el nombre de este tipo, Keith Daley.
kriko gibi arabayı kaldırana kadar.
Hasta que el tronco se enderece, y tome el peso del auto, como una gata.
"Ölüm bizi ayırana kadar" kısmının hiç bir anlamı yokmuş demek.
Bien, " hasta que la muerte los separe, y todas esas gilipolleces, ¿ no?
Ama öte yandan acılı bir anne-baba... Peter Nystrom, Başkan müdahale edene ve Kürkistan büyükelçiliği Alexander Lavich dokunulmazlığını kaldırana dek bir yere gitmeyeceğini söylüyor.
Un par de padres de luto, por otro lado... Peter Nystrom dice que no va a ir a ninguna parte hasta que el Presidente se involucre e insista en que la Embajada de Kurkistán renuncie a la inmunidad de Alexander Lavich...
Şu dalgakırana gitmeyi başarabilirsem tekneye çıkabilirim.
Ahora, si puedo llegar al malecón, puedo subirme a ese bote.
Bize kurbağa adımlarını tekrar göster.
Sam, Sam, Sam enséñanos tus pasos de baile de rana otra vez.
Cooter, bu şaşı gözlü, şişko bir kurbağa.
Cooter, esto es un relieve de una rana con los ojos saltones.
Bana sadece bir defa dokunun, sizi gidi kurbağalar, anında ararım polisleri!
Si me pones un dedo encima, rana, y llamaré a la policía.
Vay, salata maşası kullanan kung fu kurbağası gelmiş.
Hey, es la rana Kung-fu con los tenedores para ensalada.
Arkadaşlarını kurbağa kızartmasına dönüştürmemi izle bakalım.
Mira como convierto a tus amigos en rana fritas.
Fena kung fu yapıyorsun, kurbağa.
Eso es algo de Kung-fu, rana.
Varlıkta, yoklukta onur ve uyum, ölüm ayırana kadar.
En la riqueza, en la pobreza... Honor y obediencia, hasta que la muerte nos separe.
Ölüm onları ayırana kadar.
Hasta que la muerte les separe
Evlilik, heteroseksüel bir adamla mümkünse 18 yaşını aşmış bir kadının ölüm ayırana kadar birlikte kalmak için ettikleri kutsal bir yemindir.
El matrimonio es un voto sagrado entre un hombre heterosexual y una mujer, a ser posible mayor de 18, para permanecer juntos hasta que la muerte los separe.
Dediğin gibi, ölüm bizi ayırana dek.
Como tú dijiste : Hasta que la muerte nos separe.
Çağırana kadar zile basacağım.
No voy a parar de llamar al timbre hasta que lo hagas.
Ölüm bizi ayırana kadar, değil mi?
Hasta que la muerte nos separe, ¿ verdad?
Kurbağa prenses.
Una rana princesa.
Kurbağa prenses.
Una princesa rana.
Eğer gaeguri ( kurbağa ) nakji ( ahtapot ) yerse ne olur? Gaegurakji ( tedirgin ).
- ¿ Cuando una rana se come un pulpo?
Kurbağa çocuk.
Un Chico Rana.
Altı bacaklı kurbağaları hiç duymuş muydun? Bazen kirli sularda buluyorlar.
¿ Has oído sobre esa rana con seis patas que a veces encuentran en aguas contaminadas?
Adaylığımızı açıklamamızdan itibaren kıran kırana bir yarış olmuştu. - Hatırlatmanıza gerek yok.
Eran las elecciones, muy apretadas desde el comienzo.
Lisa'nın nereden takip edilmeye başlandığını belirleyebilirsek, bu bizi onu kaçırana götürebilir.
Si establecemos dónde estuvo Lisa y seguimos desde ahí, deberíamos de poder conseguir pistas sobre nuestro secuestrador.
- Evet, özellikle senin davanda protez diz taktırana kadar. Hangisine taktırdın?
- Sí, especialmente en su caso, dado que le pusieron una prótesis de rodilla. ¿ Cuál es?
Sıçradı sırılsıklam bir kurbağa sırılsıklam bir değnekle.
- Saltó una rana chorreando agua..... con una varita empapada.
Ben bir kurbağayım temiz olabildiğim kadar.
Yo soy una rana... .. limpia como ninguna...
Benim gibi bir kurbağaya yer var mı süpürgede?
Hay lugar en la escoba para una rana como una?
Kurbağa fırlayıp yerini aldı.
Así saltó la rana.
Kurbağa keyifle zıpladı ve süpürge ikiye ayrıldı!
La rana saltó de alegría..... y la escoba se partío en dos!
Kedi, köpek ve kurbağa aşağı düşmeye başladı.
Cayeron el gato y el perro y la rana.
Ardından kuş aşağı doğru uçtu ve kurbağa yere doğru zıpladı.
Y abajo voló el pájaro y abajo saltó la rana.
Kurbağa zambak buldu, Kedi de bir kozalak.
La rana encontró una flor, el gato una piña.
Cadı, kedi ve köpek için oturma yerleri, kuş için bir yuva, kurbağa için de duş yeri olan.
Con asientos para la bruja el gato y el perro Un nido para el pájaro y una ducha para la rana.
Bizim yeminimiz... Ölüm bizi ayırana kadardı.
Nuestros votos... eran hasta que la muerte nos separe.
Kral seninkilerden kurtulmak için son çare olarak taze kurbağaya ve domuz sümüğüne sarılmış!
El propio rey las comparó a masa de huevos de rana envueltos en moco de cerdo!
Bekle, su geçirmez palto giyen kurbağa da mı Kermit?
Esperen, ¿ la rana con el abrigo es Rene, también?
Bekle, yağmurluk giyen kurbağa da mı Kermit?
Espera, ¿ la rana de la gabardina también se llama Gustavo?
İstediğini yaptırana kadar çığlık atan nefesini tutan birinin yanında olmak nasıl duygu biliyor musun?
¿ Sabes lo que es estar alrededor de alguien que chilla y llora y que deja de respirar hasta que consigue lo que quiere?
- Tamam. Çocuklar!
¡ Una rana!
Ama en çok bağırana yakın çekim yapan tepedeki kameranın kaydetmesini yasaklıyorum.
¿ Qué me encontraré en casa al volver?
- Dans et benim için, kurbağa!
Baila para mí, rana.
Evet çıkaracağından eminim.
Sí, sé que lo hará, tan rápido como una rana puede lamer moscas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]