Razi tradutor Espanhol
69 parallel translation
Onu razi ettin mi?
¿ Le persuadiste?
Bu zor savasta son ana kadar sadik kalan ve sag olan askerlere bu karara razi olmamin sebebinin onlara güvenmemem degil, ama devam etmemiz halinde bu sadakatïn kayïplarï karsïlayamayacak olmasï oldugunu söylememe gerek yok.
No preciso decir a los bravos supervivientes que han aguantado hasta el final que he aceptado esto no por desconfianza hacia ellos sino por creer que la devoción no lograría nada que pudiera compensar las pérdidas que se producirían.
Jordan, isler söyle yürüyecek, çocuklar bende kalacak eger su an bosanmaya razi gelirsen onlari görmene izin veririm.
Jordan, así serán las cosas. Me quedare con los niños. Si accedes al divorcio ahora mismo.
Onu nasilda evlenmeye razi ettin!
Lo hiciste concordar con la boda!
Ve ayrıca evlenmeye de razi değilim.
Y además, tú no estás dispuesto a casarte.
Ancak o zaman razi olurlar.
y ellos se metan con un hombre negro.
- Razi Mokhtari. Yaş 45.
- Razi Mokhtari, 45.
- Razi Mokhtan'yi gözetliyorduk.
Si se trata de eso, muestre las pruebas y nos retiraremos.
Razi Mokhtari bazen gümrük ödemelerinde ilginç yollar bulan bir ithalat-ihracat adamıydı.
Razi Mokhtari era un importante importador / exportador que a veces hallaba formas interesantes de eludir pagar derechos de aduana.
- Razi'nin işi nedeniyle. 5 yıl önce.
Por los negocios de Razi. Hace cinco años.
Önümüzdeki hafta. Ama Razi ve oğlu için rezervasyon görünmüyor.
Pero no había reservas para Razi ni para el chico.
Muhtemelen önce Razi, sonra da fedaisi vurulmuş.
Probablemente Razi primero, luego el guardaespaldas.
Craig Sherman adlı herif, Razi Mokhtari'yi öldürdüğünden bahsediyor.
Un tal Craig Sherman reivindica el asesinato de Razi Mokhtari.
"Hiçbir Müslüman masum değildir" demiş. Razi Mokhtari'yle de yetinmeyeceğini belirtmiş.
Dice que no hay musulmán inocente, y que Mokhtari es sólo el primero.
- Öncelikle FBI adama o parayı vermemeliydi. Şimdiye dek Razi Mokhtari'nin terörist olduğuna dair kanıt sunmuş da değilsin.
Y hasta ahora, no dieron ni una prueba de que Razi Mokhtari fuera terrorista.
Ve Razi Mokhtari ile J effrey Sanders'ı öldürdüğünü kabul. ettin bile?
¿ Y admitió haber matado a Razi Mokhtari y a Jeffrey Sanders? - Sí.
Şehit olmak onların tekelinde değil ya? "Onlar da kim?" sorusunu bir tarafa bırakırsak, niye Razi Mokhtari'yi hedef aldın?
Dejando de lado la pregunta de quiénes son "ellos" ¿ por qué eligió a Razi Mokhtari?
Razi sana tutsak muamelesi yapıyordu.
Razi la trataba como a una prisionera. Iba llevarla de vuelta a Irán.
William güvenlik kameralarının kablolarını kesti. Asansörden indik. Razi'ye doğru yürüdü.
William cortó los cables de las cámaras de seguridad y mientras nos íbamos, saliendo del ascensor él caminó hacia Razi y disparó el arma.
Boşanma davası açmak varken Razi'ye ölüm pususu kurdular. Bir de suçsuz adam öldürdüler.
Llevaron a Razi hacia su muerte, mataron a un inocente en el proceso cuando ella podía simplemente pedir el divorcio.
Razi, onlara nasil yaristigimi anlat.
Razi, diles cómo corrí.
Razi, daha hizli!
Razi, más rápido.
Razi!
Razi.
Sorun su ki, Joe yarisa razi mi?
El problema es que, ¿ Joe está de acuerdo con la carrera?
Selam, Razi, Joe ile anlasmam var.
Hola, Razi, tengo un trato con Joe.
Aman Tanrim Razi!
Oh Dios.
Razi uyan Razi!
Razi, despierta, Razi.
uyan, Razi!
Despierta, Razi.
uyan, Razi! uyan, Razi!
Despierta.
Razi uyan!
Razi, despierta.
uyan Razi!
Despierta.
Razi yi oldurdun?
¿ Tu mataste a Razi?
Bundan sonra Filistinli Araplar daha fazla Yahudi göçüne razi olacakti.
Después de eso, los árabes palestinos tendrían que consentir cualquier otra inmigración judía.
Annenlerin evlenmesine asla razi olmadi.
Nunca aceptó el matrimonio de tus padres
- Razi.
- ¡ Razi!
Razi, Razi, ben burada kalamam.
Razi, Razi, no puedo quedarme aquí.
Razi, konuşamıyorum.
Razi, no puedo hablar.
- Razi!
- ¡ Razi!
Kaderine razi bir ölüm. Büyük Britanya'nin Denizler üzerindeki hükümranliginin sonu.
una fecha fatídica, que marca el fin del domino Británico sobre los mares.
- Bunu bozmak da bulutların elinde.
- Voy a tener que raziðu nubes.
Ben bazen kolaya razi olurum.
A veces preferiría que fuese fácil.
David Clarke'a komplo kurmalarina yardim etme konusunda korkmustum. Daha sonra güvenliklerinden sorumlu kisiden razi olmazsam olacaklara dair bir tehdit aldim.
Me intimidaron para que les ayudara a culpar a David Clarke, y su jefe de seguridad me amenazó en caso de que no accediera.
Her seyden vazgeçmeye razi degilseniz çoktan kaybetmissiniz demektir.
Si no estás dispuesto a dejar todo, ya has perdido.
Tek ihtiyacïn olan buna razï bir sahip ve para.
Todo lo que necesitas es un amo dispuesto y dinero.
Eger birisi Tom Harvey'i kanïtïnï geri çekmeye razï etmezse.
A menos que alguien obligue a Tom Harvey a retirar sus pruebas.
Nasïl razï etmek?
¿ Algo como qué?
Allah razï olsun efendim.
Que Dios le bendiga.
- ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN.
Que Dios los bendiga. "
Razi'yi onlarla bağlantılı gösteren somut kanıtınız var mı?
¿ Tienen pruebas directas que vinculen a Razi con ellos?
Razi'nin ölümünü bilmesi gereken çok ahbabımız var.
Hay tanta gente que debe saber que Razi murió.
Razi gibi hepimizin olmesini bekle
¿ Esperar a que moramos todos como Razi?