Record tradutor Espanhol
3,218 parallel translation
Bunların hepsi "off the record" tabii.
Todo esto es "off the record", por supuesto.
Bir dakika, 32.21 saniye ile bu kulvarda yeni bir rekora imza atmış oluyorlar.
Un minuto, 32.23 segundos se estableció un nuevo record del hipódromo para la distancia y superficie...
Yarış rekoruymuş.
Record del hipódromo.
Ve 100 metre rekoru hâlâ bende.
y aún tengo el record de los cien metros planos.
Yılbaşında Belfast'taydım ve plak dükkanına gittim.
Estaba haciendo una historia de Belfast en Año Nuevo y, er, cai en la tienda de discos. I was doing a story in Belfast at New Year and, er, wandered into his record shop.
Rekorumu kırdım.
¡ He batido mi propio record!
Evet, eğilmeden yüksek puan almak hayal.
Sí, conseguir el record es un sueño imposible sin las de doble cañón.
"Seattle Daily Record" tan Jill Jennison ben.
Soy Jill Jennison del Daily Record de Seattle. Lo felicito por el arresto.
Daily Record'taki muhabirin adımı ve numaramı nereden bildiğini söylemek ister misin?
¿ Quieres decirme por qué una reportera del Daily Record tiene mi nombre y número? - Relájate.
Red Bedroom'u ben yönetiyorum.
Dirijo Red bedroom record.
Eyalet rekorunu falan kırmış.
Rompió algún tipo de record estatal.
Hadi ya? Hangi rekormuş o?
No, mierda. ¿ Qué record rompiste?
Bayan Witt'in Chrysler'ının kaputu üzerindeki 8 kilometrelik yolculuk rekoru hâlâ sende.
Tú viaje de cinco millas en el Chrysler de la Sra. Witt es aún el record de surfeo en auto más largo.
Dosyasını çıkar. Ailesini bul.
Busquen su récord, su familia.
Hindistan rekorunu kırdın.
Un nuevo récord nacional.
Rekoru kırdın.
Has superado el récord.
Hindistan rekorunu da kırdım.
He roto el récord nacional.
- Koşuda birinci oldum diyeyim.
He marcado un nuevo récord.
Rekorum sayılmamıştı fakat yarış...
No hubo ningún récord... - pero la carrera... - ¿ Cómo dices?
Son yapılan Uluslararası Ordulararası Şampiyonada Teğmen Paan Singh Tomar 3,000 metre engellide kendi rekorunu kırma başarısını gösterdi.
En los recientemente concluidos Encuentros Internacionales de Defensa... Subedaar Paan Singh Tomar, rompió su propio récord... en la carrera de 3000 metros de obstáculos, y estableció un nuevo récord
Kendi rekorunu kırmış.
Esto significa que, ha roto su propio récord.
İşe yaramaz abin yine ne yapmış?
¿ Qué es ese nuevo récord que ha roto tu hermano?
Sizin rekorunuzu kıracağız komutanım.
Vamos a romper el récord de los récords
Hiçbir galibiyeti yok ve nakavtla sonuçlanan bir mağlubiyeti var.
Tiene un récord de cero victorias... y una derrota por nocaut.
Yeni bir rekor geliyor.
Se trata de un nuevo récord.
Bunun sizin trafik cezalarınızla hiçbir alakası yok Bayan Duncan.
No tiene que ver con su récord de conducción, Sra. Duncan.
Hadi bana sonucu söyleyin.
Anda, dime que he impuesto un nuevo récord.
Bunu doğrulayan bir hesap olayın en son sonuçlarından birisi de koltuklara karaborsada 2,000 dolar istenmesiydi. Kesin olmayan bir rekor bugün kırılmış olabilir başlamadan bir buçuk saat önce hıncahınç dolan gösterisi onun için sonuncu olacak.
una cifra que confirmaría Consecuencias inmediatas, con precios de hasta 2.000 dólares en la reventa para las entradas más cotizadas, un más que dudoso récord que Lleno absoluto una hora y media antes de su última aparición ;
Rekora mı gidiyorsun?
¿ Eso es un récord?
Rekor katılım Kuzey Carolina'ın 14. bölgesinde.. ... Cam Brady oldukça önde.
Hay una asistencia récord en el Distrito 14 de Carolina del Norte... donde Cam Brady lleva una sólida ventaja.
Kendi rekorumu kırmaya bir kişi kaldı.
Estoy a un paso de romper mi récord.
Olay şu.
Así que éste es el trato-Yo soy el actual poseedor del récord mundial...
Benim daha yaşlı, daha şişman ve daha beceriksiz kardeşim bugün bu rekoru kırabileceğine inanıyor.
Mi viejo, gordo, hermano no calificada... Cree que él será el poseedor del récord mundial... Después de este día.
Sonra da taşaklara dönüşecekler.
- Así que en realidad puede llegar a este salto para tratar de batir mi récord.
Bak. 10 saniye devam ettirirsem büyük başarı olacak.
Si lo aguanto 10 segundos... será un récord.
Geçmişi şüphe uyandırıyor.
Su récord es cuestionable.
Bu bir açık artırma rekoru.
- Es un récord.
Karşısında 7'de 2 yenilgiyle Rus Canavarı, Andres Titov.
Él tiene un récord de 7-2. El monstruo ruso Andrés Titov.
[Danseder] 15-20 bin arası satış yakalama ihtimalimiz var bugün, ki bu da kocaman, kocaman bir başarı olur Rekor seviyede değil ama gerçekten inanılmaz.
¡ Bailando! Existe la posibilidad de obtener entre quince y veinte mil ventas hoy, lo cual sería un inmenso, inmenso éxito no un récord de ventas, pero, aún así algo increíble.
Son filmi "Annie" box-ofis listelerinde rekor bir vizyon hasılatıyla üst sıralarda görünüyor.
Sorprendió en la taquilla. Con un récord de recaudación primer día.
Bütün zamanların en iyi performansı.
Récord de la Bolsa.
Abooksigun takımımızı rekor galibiyet serisiyle geleneğimizi tekrar canlandırdı.
Abooksigun llevó al equipo a un récord ganador y volvió a despertar las tradiciones.
Suç geçmişin incelenecek hapishanede ne kadarlık bir ceza çekmen gerektiğine karar verilecek.
Verán tu récord criminal, determinarán cuántas horas vas a pasar ahí en la cárcel.
Daha önce suç işlemedim.
No tengo un récord criminal.
Söylediğim gibi evrak eksikliği olan suç kayıtlarına bakacaklar ve hapiste ne kadar kalacaksın ona karar verecekler, tamam mı?
Sólo estoy diciendo que verán a tu récord criminal o ausencia del mismo, verán tus papeles, decidirán cuántas horas pasarás en la cárcel. ¿ Está bien?
- Kıracağın süre kaçtı?
¿ Cuál era el récord?
Rekora koşuyorum.
Iré por el récord.
Hatta dünya rekorunun yanından bile geçmiyor.
Ni siquiera cerca del récord mundial, por cierto.
Ama bu düşü yerine getirmek için 50 yılı aşkın süredir kırılamayan bir rekoru kırması gerekiyor.
Pero para cumplir ese sueño, tiene que batir un récord ostentado durante más de cincuenta años.
Sanırım atlayışımdan sonraki ilk hafta rekorumu kırmayı bekleyen bir adamla telefon görüşmesi yaptım.
Creo que ya una semana después de mi salto recibí una llamada de un hombre que quería batir mi récord.
Joe, rekorunu kıran ve ses hızından hızlı serbest düşen ilk insan olması için Felix'e yardım etmek amacıyla emeklilik yaşamını terk etti.
Joe ha salido de su retiro para ayudar a Felix a batir su récord y convertirse en la primera persona en hacer una caída libre más rápida que la velocidad del sonido.